ANALİZ | ALİ DENİZ
Sabah’ın ‘Türkiye Uçuşa Geçti’ manşetinden sonra ‘Yeni Ekonomi Programı’nı görünce Türkiye değil ama ‘Ekonomiyi Yönetenler Hala Uçuyor’ kanaatine vardım.
Ekonomi kötüye gidiyor ve şimdiye kadar düzelmesiyle ilgili hükümetten bir aksiyon görmedik.
Bakan Berat Albayrak açıkladığı ‘Yeni Ekonomi Programı’nda nelerin nasıl yapacağını değil de ulaşılması düşünülen hedef rakamları verdi.
2018 YEP’i açıkladıktan birkaç ay sonra da program çökmüştü. O zaman söylediği program ile aynı paralelde hedefler verdi. Aynı şeyler tekrar edildi.
Enflasyon
Enflasyon yıl sonu hedefi %15.9 idi. Bakan 2019’un %12 enflasyon ile kapatılacağını söyledi.
TUİK’e insanlar güvenmiyor ve bu rakamları vatandaş gerçekçi bulmuyor.
Hatta bırakın vatandaşı devlet bu rakamlara güveniyor olaydı üst üste iki defa doğalgaza zam yapmazdı.
Bu yazıyı yazarken de elektriğe %14.9 zam geldi. Son zamla birlikte son 2 senede elektriğe yüzde 60,9 oranında zam gelmiş oldu.
Devlet kendi kurumunun verilerine inanmıyor ve zam üstüne zam yapıyor ama vatandaştan inanmasını mı bekliyor?
Gelişmiş ülkeler enflasyonu arttırmak için çaba sarfediyor ama ülkemizde ekonomiyi yönetenler enflasyonu düşüremiyor!
Artık maaş artışları da mevcut enflasyon göre yapılmayacakmış, hedef enflasyon oranına göre artış yapılacakmış!
Devlet hizmetlerine zam yaparken mevcut enflasyona göre zam yapıyor ama maaşlara sıra gelince mevcut orana göre değil de hedef enflasyon oranına göre zam yapılacağını söylüyor.
Enflasyonda gerçek şu; turistler gitti, mevsimsel enflasyon düşüşü bitti! Şimdi enflasyon yükselecek.
Büyüme
Bakan 2020’de %5 büyüme olacak dedi.
2019’daki küçülmeden sonra %5’lik büyümeye ulaşmak için 100 milyar dolardan fazla kaynağa ihtiyacımız var. Türkiye’ye böyle bir paranın şu koşullarda bırakın kısa vadede uzun vadede bile gelmesi söz konusu değil.
Daha sen kendi vatandaşına güven veremiyorsun, dolarizasyondan kopartamıyorsun, sana kim neden güvensin de borç versin veya gelip yatırım yapsın? Vatandaş eline geçen her parayı hemen dolara yatırıyor.
MB faizleri düşürdüğü için TL’nin cazibesi kalmadı. Ekonomik belirsizlik, savaş ihtimalleri, siyasal kaos devam ediyor.
İktisat kitaplarında Berat Albayrak kuramı olabilecek mi?
Bakan %5 büyümenin yurtiçi talebin arttırılarak yapılacağını söyledi.
Yurtiçi talep artacaksa, hem büyüme hem de enflasyon nasıl aşağıya çekilecek? Eğer böyle bir şeyi başarırsa bu hadise Bakan Berat Albayrak kuramı olarak iktisat kitaplarına girecektir!
Bütçe Açığı
Merkez Bankasından aktarılan yedek akçelere rağmen büyüyen bütçe açığı var. Ancak Albayrak buna rağmen 2019’da bütçe disiplininden taviz verilmediğini söyledi. Bu doğru değil!
Vergi Reformu
Vergi reformu yapılacak dedi. Adil vergilendirme yapacaklarmış! Sadece yandaşlara yaptıkları vergi aflarını iptal etseler budan daha büyük adalet olamaz. Bekliyoruz bakalım…
İhracat
‘Yüksek katma değerli ürün ihracatı artacak’ diyor, keşke artacak demekle artsaydı!
Yatırımların durduğu ortamda ar-ge hiç olmaz, yüksek katma değerli malı bırakın mevcut üretim hacmi daralmış durumda! Bu da boş bir temenniden öteye gitmeyecektir.
İşsizlik
İşsizlik oranı düşmeyecek aksine artacaktır. Bakan işsizlik oranının inşaat sektöründen kaynaklı olarak düştüğünü söylüyor, şimdi kışa giriyoruz bu tezine göre işsizlik çok daha kötü olacak.
Hadi varsayalım inşaat sektörü çalışmaya karar verdi; kışın inşaatlarda işgücünün artması mümkün değil. İşsizliğin düşmesi için bir sebep yok.
İşsizlik artacak, geliriniz enflasyon karşısında eriyecek.
İstanbul Finans Merkezi
İstanbul Finans Merkezi bitirilecek dedi. İnşaatın bitiş tarihi 2022! Peki bitince ne olacak? Türkiye akacak bir para varda bina mı yok? Ekonomi Programında bu finans merkezi konusunun girmesi bile çaresizliğin sözlerinin tükendiğinin bir başka kanıtı.
Bu finans merkezinin nasıl boş bir hayal olduğunu, tamamen rant amaçlı devletin kaynaklarının israf edildiğini ileriki günlerde anlatacağım.
Bakan sorunların tespitini doğru yapmış olsa ve yetersiz hatta yanlış tedavi yöntemleri söylese moralimiz bu kadar bozulmazdı.
Sorunu doğru tespit edebilse geçte olsa çözüme gidebilecektir.
Dünyada yapay zeka konuşuluyor. Buna odaklı istihdam seçenekleri araştırılıyor. Türkiye’de ise ne idüğü belirsiz apartman üniversiteler ile gençler meşgul ediliyor. Türkiye’yi yönetenlerin 10 sene sonra nasıl bir dünyada yaşanacağı ile alakalı bir fikri yok.
Bu tuhaf ekonomi programlarından, sloganlar üretmekten vazgeçip dış dünyadan kabul görecek yapısal reformları yapmak zorundayız.
Türkiye’ye para gelmesi ve vatandaşların paralarını burada tutmalarını sağlamak için yargı reformu yapmak zorundayız.