YORUM | ERHAN BAŞYURT
Döviz aniden yükselince kolayını buldular: Ekonomik saldırı var, istiklal savaşı vereceğiz!
Oysa dövizin bu şekilde fırlamasının nedeni, Trump’un açıklamaları değil, Türk ekonomisinin bir diplomasi krizini kaldıramayacak kadar zayıf ve kırılgan hale gelmiş olması.
***
Türkiye’ye 450 milyar dolar borcu silah zoruyla mı verdiler?
Devlete haksız tazminat borcu mu yüklediler?
Yıllarca dünyadan borç toplayıp, onu da bir övünç olarak açıkladınız. En son Çin’den 3 milyar borç bulmayı gururla bir başarı gibi açıkladınız.
Aldığınız borçları da üretim getirisi olmayan, hatta kendisini finanse edemeyen, üstüne de Hazine garantisiyle her yıl sübvanse edilen dev projelere aktardınız.
Döviz borç alıp ranta dönüştürdünüz, borç parayla sahte bir saadet yaşadınız.
Şimdi de çıkmış, ‘ekonomik saldırı’, ‘ekonomik savaş’ diyorsunuz.
Sınırı yüksek bir kredi kartı ile aylarca lüks içinde yaşayan biri kişiyi düşünün.
Geliri harcamalarının çok altında. Bir süre sonra lüks yaşamın faturasını ödeyemiyor. Borcuna bir de faiz ekleniyor. Haciz riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Alacaklılar kapıya dayanınca da çıkıp bağırıyor: ‘’Ekonomik saldırı altındayım, aç kalsam da teslim olmayacağım…’’
Aile bireylerini ve yakınlarını hesapsız lüks yaşamının bedelini ödemeye çağırıyor. Yetmiyor, para desteğinde bulunmayan babasını bile ‘vatan haini’ ilan ediyor…
***
İktidarın bugün karşı karşıya kaldığı kriz, kredi kartı borçlarıyla batak yaşayan bu vatandaştan farksız.
Göreve geldiklerinde ekonomik kriz yaşayan Türkiye’nin mevcut dış borcunu 3 kat artırmış durumdalar.
Yandaşlarıyla borç aldıkları parayı paylaşmış, birlikte hesapsız lüks içinde yaşamışlar.
Şimdi de faturasını ‘saldırı altındayız’ diyerek vatandaşa ödetiyorlar.
Borç alırken ‘’IMF’ye borcumuzu kapattık, hatta IMF bizden borç istedi’’ deyip milleti aldattıkları gibi, geri ödeme zorluğu yaşarken de ‘’istiklal savaşı’’ diyerek milleti kandırıyorlar. Milletin cebinden borcu finanse etmeye çalışıyorlar.
Hamaset ve demogoji insanın nefesini kesiyor.
***
Oysa daha dün Ekonomiden sorumlu Bakan Berat Albayrak Batılı yatırımcılara açıkladı: ‘’IMF’den borç almak değil, yabancı yatırımcıyı çekmeye çalışacağız’’.
‘‘Katar 15 milyar dolarlık yatırım yapacak’’ diye manşetlere taşıdınız. Alkış tutuyorsunuz.
Yabancı sermaye gelince ‘ganimet’, dışarıya borcunuz faturası kabarınca ‘cihad’… Yazıklar olsun!
***
Evet hepimiz aynı gemideyiz ama gemiyi buzdağına çarpınca mı aklınıza geldi bu gerçek!
Yıllardır uyarıyoruz, ‘’hukukun üstünlüğünü terk etmeyin, sermaye kaçar’’, ‘’hür teşebbüse keyfi el koymayın, yatırımcı kaçar’’, ‘’inşaat ve ithalata dayalı ihracatla büyüme yerine, katma değeri yüksek teknolojik üretime yönelin’’ neden kulak asmadınız!
Gemi batarken bile, zülüm peşindesiniz!
Halen onbinlerce masum insanı demir parmaklar arkasında işkenceye maruz bırakıyorsunuz.
Halen gasp ettiğiniz özel teşebbüs şirketleri talan etmenin peşindesiniz…
Titanic batarken çalmaya devam eden orkestradan ne farkınız var!
Ortada ekonomik bir saldırı yok! Ekonomide kriz var.
Çözümü de ‘istiklal savaşı’ değil, hukuka ve serbest piyasa kurallarına geri dönmek!
Tepkileri başka tarafa yöneltmek, krizden yara almamak için halkı aldatmaya bir son verin.