‘Arjantin’e göç eden motorsikletiyle dondurma kuryeliği yaparken hayatını kaybeden biyoloji öğretmeni Ebubekir Altay’ın kendisi gibi öğretmen olan eşi Zeynep Altay yaşadıklarını anlattı.
Türkiye’de ve öğretmen olarak görev yaptığı Afganistan’da mesleğini yapamadığı için Arjantin’e göç eden biyoloji öğretmeni Ebubekir Altay (34) motorsikletiyle dondurma kuryeliği yaparken hayatını kaybetti.
Altay’ın kendisi gibi öğretmen olan eşi Zeynep Altay (33) sığınmak zorunda kaldıkları Arjantin’de ailesinin geçimini sağlamak için dondurma dağıtan Ebubekir öğretmeni anlattı.
Kronos’tan Selahattin Sevi’ye konuşan Zeynep öğretmen, eşinin hayatı boyunca hep öğretmen olarak kalmak istediğini belirterek “Fakat bu kolay değildi. Arjantin’de denklik problemleri vardı. Uzun süre çok iş aradık. İş bulamadık uzun süre. Eşim marketlerde, dönercide çalıştı, bulaşık yıkadı. Ben evde poğaça-börek yaptım, sattık… Bir yandan da özel okullarla görüşüyorduk. Ama olmadı. Üç hafta önce borç-harç bir motor aldı. Ya pizza ya da dondurma dağıtacaktı. İstemeye istemeye işe başladı. Sonra, 25 Nisan Perşembe günü iki adet dondurma siparişini teslim etmeye giderken kaza yaptı.” dedi.
YARALI VÜCUDU BİR HAFTA DAYANABİLDİ
Acılı eş Zeynep Altay, kaza ile ilgili ise şu bilgileri verdi:
“Eşim ciğer ve kafasından yaralanmış. Hastaneye geldiğinde nefes alamıyordu. Gece boyunca dua ettik. Hastaneden çıkmaz denilen eşim nefes almaya başladı. Hemen ameliyata aldılar. Beyin ameliyatı olması gerekiyordu. Zordu… Fakat ameliyattan sonra yine nefes alamıyordu. Hep makinadaydı. Bugüne kadar dayanabildi. 3 Mayıs Perşembe günü bulunduğumuz Arjantin’in Buenos Aires kentindeki hastanede hayatını kaybetti. Gece 12 civarında kalbi durdu. Bir kalp krizi geçirmişti. Bir hafta dayanabildi yaralı vücudu.”
KIZININ HASRETİYLE YAŞARKEN EŞİNİ DE KAYBETTİ
Beş buçuk yaşında bir çocukları olduğunu söyleyen Zeynep Altay, “Kızımın hasretini çekiyorduk, şimdi eşimi de kaybettim” diyor ve hayatındaki başka bir dramı dile getiriyor. Afganistan’da görev yaptıkları sırada hastalanan ve 3 yıl önce sağlık sorunlarından dolayı Türkiye’de bırakmak zorunda kaldıkları bir kızları daha var. Ve kızlarıyla sadece uzaktan haberleşiyorlar.
Altay ailesi 2011 yılında Afganistan’a gitmiş ve kızları Ayşe Gül, doğduktan bir yıl sonra 2013’te rahatsızlanmış. “Türkiye’ye götürdük. Sıkıntılı süreçler başladı. Tedavisinin devam etmesi gerekiyordu. Fakat bizimle ilgili sıkıntılar başgösterdi. Türkiye’den çıkmak zorunda kaldık. 8 Mart’ta kızımızı Türkiye’ye bıraktık, 18 Mart 2016’da da ayrıldık” diyor yaşadıklarını anlatırken ve ekliyor:
“Bekledim. Kızımız iyileşir diye ümit ettik. Fakat Türkiye’deki siyasi ortam daha da zorlaştı. Ne biz gidebildik ne de o gelebildi. Sonra Afganistan’da da güvenlik sorunları ve okulların kapatılma baskısı arttı. Oradan da ayrılmak zorunda kaldık. 2017 yılının Haziran ayında Arjantin’e sığındık.”
İNSANLIK ÖLMEDİ: HASTANE VE EVİ DOLDU TAŞTI
Ebubekir öğretmen Arjantin’de Müslüman mezarlığında toprağa verilecek. Zeynep öğretmen, biz kendisiyle telefonla konuşurken evine taziyeye gelen her milletten ve dinden insanları ağırlıyor: “Çok çok enteresan şeyler oldu eşimin kaza ve vefat sürecinde. Hastane dolup taşıyordu, şimdi evimiz öyle… Ne güzel insanlar var dünyada. Farklı kilise cemaatlerinden, Katoliklerden, Yahudilerden gelenler oldu. Arjantin’in yerlilerinden gelenler oldu. Bizimle birlikte ve bizim gibi 24 saat aralıksız dua ettiler. “Neye ihtiyacınız var” dediler. Normal şartlarda bir araya gelmeyecek insanları eşim hastalığında ve vefatında bir araya getirdi. Dünyanın her yanından insanlar… Hiç birini tanımıyorum.
Allah’ın özel koruması altında ara verilmeden edilmedik kadar dua edildi. Çoluk çocuk herkes ama… Allah onu bir hafta dualarla komada temizledi ve yanına aldı. İnancım bu.”
‘ARJANTİN İKİNCİ VATANIM’
Ebubekir Altay İstanbullu… KHK ile kapatılan Fatih Üniversitesi’nin biyoloji bölümünden mezun olmuş. Zeynep hanım, Antalya doğumlu.. Afyon’da edebiyat okumuş… “Burayı, Arjantin’i sevmiştik. Zorluklar vardı ama İspanyolcayı bile öğrenmiştik. sevdiğim insanlar oldu burada. Sadece kızımıza hasrettik. Şimdi eşimin cenaze merasimi ile ilgileniyorum” diyor.
Arjantin’in en zor zamanda kucak açtığını söyleyen Zeynep Altay, “Arjantin ikinci vatanım oldu” diyor.
‘BÜTÜN İSTEĞİ ÜCRA BİR KÖYDE ÖĞRETMENLİKTİ’
Eşinin bütün hayalinin Anadolu’nun ücra bir köyünde öğretmenlik yapmak olduğunu anlatıyor Zeynep öğretmen. “Eşim Anadolu’daki ücra köylerden de uzak bir yere, Afganistan’a gitti gönüllü olarak. Elinde bir bavulla hicreti tercih etti. Ama olmadı, burada devam etmek istiyordu, nasip değilmiş. Onun gönlünde başka bir iş yoktu. Para kazanmak, zengin olmak ona göre, bize göre değildi. O bir eş değil, bir yoldaştı. Arkadaştı. Kızımızdan uzakken hep birbirimize sarıldık, birbirimize destek olduk. Çok merhametliydi. Beni incitmezdi. Ben ondan her daim razıyım. Fedakar ve çalışkandı da… Vatan için yola çıktı, hicreti tercih etti, hicrette rızkının peşine düştü, hicrette kaldı.”