Duterte’den Erdoğan’a

YÜKSEL DURGUT | YORUM

Rodrigo Roa Duterte adını duymayanlar için bir portre çizeyim. 2016-2022 yılları arasında Filipinler’in cumhurbaşkanlığını yaptı. Ülkesini “uyuşturucu belasından temizleme” vaadiyle iktidara geldi. Ancak onun “temizlik” anlayışı, sokaklarda infaz mangaları kurmak, şüphelileri mahkeme kararı olmadan öldürmek ve “öldürün” talimatı verdiği polisleri ödüllendirmekti.

Davao Belediye Başkanıyken başlattığı bu vahşet, cumhurbaşkanlığı sırasında ülke çapında 30 bini aşkın insanın katline dönüştü. Kurbanlar arasında uyuşturucu satıcıları kadar, siyasi muhalifler, gazeteciler ve hatta masumlar da vardı.

Duterte, bu katliamları meşrulaştırmak için Hitler’in Yahudi soykırımı retoriğini bile kullanmaktan çekinmedi: “Üç milyon uyuşturucu bağımlısını yok etmekten mutluluk duyarım!”

Duterte’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) çıkmasının arkasında, basit bir hukuk zaferinden çok, siyasi dengelerin değişimi yatıyor. Filipinler, 2011’de UCM’ye taraf olmuştu. Duterte’nin başkanlığı döneminde işlenen insanlık suçları, mahkemenin yetki alanına giriyordu. Ancak Duterte, 2019’da ülkesini UCM’den çekti. Uluslararası hukuk ise, çekilmeden önce işlenen suçların peşini bırakmadı.

Lahey’in kararlılığı ve Marcos Jr. yönetiminin ABD ile yakınlaşma çabası, Duterte’yi bir gecede “hain” ilan etti. Tıpkı Mısır’da Hüsnü Mübarek’in ya da Yugoslavya’da Milošević’in düşüşü gibi…

Geçen hafta, Interpol tarafından yakalanan Duterte, Lahey’deki bir hücrede 80. yaşını bekliyor. Bu süreçte kendi siyasi ailesi bile ona sırtını döndü. Kızı Sara Duterte ile eski diktatör Marcos’un oğlu BBM olarak tanınan yeni Cumhurbaşkanı Ferdinand Marcos Jr. arasındaki ittifak çöktü. İktidar hırsı, Duterte’yi yalnız bıraktı.

Duterte’nin yargı önüne çıkması, yalnızca hukukun değil, jeopolitik hesapların da sonucu. Marcos Jr. yönetimi, ABD ile ilişkileri güçlendirmek için Duterte’yi “Çin yanlısı” olarak damgalayıp feda etti. Yani, uluslararası adalet, bazen güçlü devletlerin çıkarlarına hizmet eden bir araç haline gelebiliyor. Sonuç ortada: Duterte hücrede.

ERDOĞAN’IN LAHEY YOLCULUĞU

Duterte’nin kaderi, Recep Tayyip Erdoğan gibi otoriter liderler için de uyarı. Türkiye’de de Erdoğan’ın 2017’deki anayasa değişikliğiyle yargıyı kontrol altına alması ve yolsuzluk davalarını “FETÖ operasyonu” kılıfına sokması, kendisini mutlak güvence altında tuttuğunu düşündürüyor. Ama tarih, yargının siyasallaştırıldığı rejimlerin çöküşünü yazarken, Erdoğan’ın adının da Duterte ile aynı sayfada yazılabileceğini ileride ortaya koyacaktır.

Türkiye, UCM’ye taraf değil. Ancak Duterte örneği gösterdi ki, uluslararası hukuk, siyasi irade olduğunda “taraf olmayan” ülkelerin liderlerini bile avlayabiliyor.

Erdoğan’ın oğlu Bilal’in “sıfırlama” ses kayıtları, hükümetin yolsuzluk dosyalarını “FETÖ kumpası” diyerek örtme çabası bile yargılanmasına yetecektir. KHK’lar ve gazetecilerin hapsedilmesi ve 15 Temmuz’da yaşananlar da başlı başına yargılama sebebi. Bu tablo, Erdoğan’ı UCM’nin radarına sokmaya yeter.

Tarih, “dokunulmaz” sanılan liderlerin nasıl düşebileceğine dair örneklerle dolu:

Yugoslavya’nın “demir yumruklu” lideri Slobodan Milošević, Lahey’de yargılanırken hücresinde öldü. Şili diktatörü Augusto Pinochet, insanlık suçlarından yargılanmak üzere İspanya’ya iade edilmek istendi; sağlık sorunları kurtarsa da itibarı yerle bir oldu. İtalya’nın medya imparatoru Silvio Berlusconi, vergi kaçırma ve fuhuş çetesiyle ilişkiden mahkum oldu. Berlusconi de halkın seçtiği liderdi, ta ki eski müttefikleri onu satana kadar.

Erdoğan’ın hukuku rafa kaldırarak son günlerde Ekrem İmamoğlu ve yüzlerce insana uyguladığı aba altında gösterdiği sopa pek uzak olmayan bir zaman diliminde kendisine dokunacaktır.

Duterte’nin hikayesi, otoriter liderlere şunu fısıldıyor: Gücünüz, ittifaklarınız ve halk desteğiniz sandığınız kadar sağlam değil. Erdoğan’ın “Yeni Türkiye” retoriği, yargıyı kontrolü, muhalifleri susturması ve medyayı kontrol operasyonları, onu geçici olarak koruyabilir. Ancak siyasi rüzgarların yönü değiştiğinde, yolsuzluk dosyaları uluslararası arenada bir koz olarak kullanılabilir.

Tarih, yolsuzluğu ve zulmü meşrulaştıranları genellikle affetmiyor. Belki bugün değil, ama yarın… Çünkü Lahey’in kapısı, sadece Duterte için değil, tüm “dokunulmazlar” için açık…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin