Düşmana güven, dosta korku veren başkan

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Ekonominin nereye geldiğini anlamak için Merkez Bankası (MB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun İstanbul Sanayi Odası (İSO) üyeleriyle yaptığı toplantı, tarihi nitelikteydi. Kavcıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin en kritik finans birimi olan MB’nin, Necmettin Batırel mantığıyla yürütüldüğünü ortaya koydu.

Ekonomiyi takip edenler, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu,’nun önceki gün enflasyon raporunu açıkladığı toplantıyı ve bu sırada yaptığı konuşmayı çok şaşırtıcı bulmuştu. Yeni yıla girmeden önce 2022 yılı enflasyon hedefini yüzde 5 olarak açıklayan MB, bunu Ocak ayında yüzde 23,4’e, Nisan’da 42,8’e çıkarmıştı.

Kavcıoğlu, tartışmalı toplantıda bu kez yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 60,4 olarak ilan etti. Bir sonraki enflasyon raporuysa Ekim ayında açıklanacak. Şu ana kadar enflasyon hedefindeki sapma yüzde 1108.Orada duyurulacak olan yıl sonu enflasyon hedefi konusundaki rakamı sizin öngörünüze bırakıyorum.

1930 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın o tarihten bu yana değişmeyen temel bir görevi var. Bu da 1715 sayılı kuruluş kanunda net olarak belirtiliyor:

Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır.”

İşin ilginç tarafı, MB’nin görev ve sorumlulukları tanımlanırken, “fiyat istikrarından” ne kastedildiği de bu cümlenin hemen ardından açıklanıyor:

“Fiyat istikrarı ile ekonomik kararlarda dikkate almayı gerektirmeyecek ölçüde düşük bir enflasyon oranı kastedilmektedir.”

SON 10 GÜNÜ SAYMAZSAK, SON 5 YILI SAYMAZSAK…

Başkan Kavcıoğlu, enflasyon raporunu açıkladığı toplantıda görevden gittikten sonra da kendisiyle birlikte anılacak bir laf etti. Son 10 gün hesaba katılmadığında Türk Lirasının bir ay içerisinde en az değer kaybeden para birimi olduğunu söyledi.

Karar Gazetesi de Kavcıoğlu’nun bu sözü üzerine Tek Adamlık rejimine dönüştükten bu yana geçen son 5 yıla ilişkin TÜİK istatistiklerini ortaya koydu:

🔥 Ekmek 1 TL idi bugün 5 TL,
🔥 Et 43 TL idi bugün 150 TL
🔥 Makarna 3 TL idi, bugün 12 TL,
🔥 Benzin 5 TL idi, 25 TL,
🔥 Dolar 3,6 TL idi, bugün 18 TL

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota, 17 Nisan 2018’de erken seçim kararının açıklandığı günden hareketle, Son 4 yıl ve 100 günü çıkardığımızda dolar 3.65 TL’ye düşüyor” yorumunu yaptı. Rota, devamında, “Hayatımızdan Berat Albayrak, Nureddin Nebati ve seni çıkardığımızda enflasyon yüzde 10,23’e düşüyor” ifadesini kullandı”.

KAVCIOĞLU’NUN İSO’DAKİ SAVAŞI

Enflasyon raporunu açıklayan Şahap Kavcıoğlu, dün de İstanbul Sanayi Odası’na konuk oldu. Başkan Erdal Bahçıvan’ı da yanına alarak Merkez Bankası’nın politikalarını anlattı. Toplantıda yaptığı konuşma ve sonrasındaki soru cevap kısmı, gelinen noktanın nasıl bir karanlık tablo olduğunu gözler önüne serdi.

MB, son aylarda firmaları teker teker arayıp döviz bozmalarını istiyordu. Bugün gelinen noktanın hayli farklılaştığı anlaşılıyor. Bir sonraki aşamanın ne olduğunu siz biliyorsunuz. Gelinen aşama firmaları tehdit etmek olduğu ortaya çıktı. Bu sözler Kavcıoğlu’na ait:

“Firmalar 24 Şubat’tan Haziran ayına kadar 55 milyar dolar bankacılık kesiminden kredi kullanarak döviz aldılar. Başkanımdan da rica ediyorum, lütfen açıklayın ya bu dövizleri bozsunlar. Bir kısmını bozsalar kur başka bir yere gelir.”

Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi uygulandığı söyleniyor. Paranın bedelini ödeyip kredi alan bununla ihtiyaç duyduğu neyse onu temin eder. Bu yasal mı, değil mi? Senin o makamda görevin, tehdit değil, onların bunu yapmalarına gerek duymayacak bir ortam inşa etmek.

Kendisi, Beştepe’nin emir eri gibi çalışan Kavcıoğlu, şirketleri ve iş insanlarını suçluyor. “Dış güçler” savunmasına sarılıyor.

Merkez Bankası, “faiz sebep, enflasyon sonuç” diyen ekonomist Tayyip Erdoğan’ın sözlerinden sonra hızla faizi düşürmeye başladı. Bu tarihten itibaren bankalar, devletten yüzde 14 faizle aldığı parayı sanayiciye yüzde 40’la satıyor.

Şirketler de dövizin daha çok pahalanacağını düşünerek borcunu ödeyebilmek için döviz alıyor. Ya da kullanacağı ham maddenin stoğunu yapıyor. Bu tabloya Kavcıoğlu’nun yorumu, sanayiciyi suçlar nitelikte:

“Faizleri düşükken iş adamımız bunu farklı kullanıyor. Bunu bankalara yüklemek doğru değil. Alıyor parayı döviz alıyor. Bunun yüzlerce elimizde hesaplarıyla örnekleri var. Korkunç stok yaptılar. Bu kadar stok niye bu sene yapılmış? Döviz artacak, ucuz kredi buluyor.”

Sanayiciyi savunmak benim görevim değil. Yerden yere vuracak pek çok tarafları var. Ama bugün övündükleri ihracatın lokomotifliğini bu suçladıkları sanayiciler yapıyor. Sanayiciye yükleneceklerine, 21 Aralık 2021 tarihinde dövizi tepeden bozdurup, düşükten alan siyasileri ve yakınlarını da açıklasınlar.

Kavcıoğlu, İSO konuşmasındaki söylemleriyle döviz bozdurma işinde “rica” boyutundan “tehdit” boyutuna geçtiğini ortaya koymuş oldu. Bankaların devletten aldıkları parayı yüzde 320 kârla firmalara sattığını bilmesine rağmen, bankalara diyeceği bir şey olmayan Kavcıoğlu, yüksek faizden yakınanlara sunduğu çözüm “Alma abi” oluyor.

Kredileri de, alınan paranın başka yerlere yönlendirilmesinden dolayı durdurduklarını net bir şekilde ifade ediyor:

MB Başkanı’nın “Alma abi” dediği sanki çerez. Fındık, fıstık, çerez. Sanayici keyfinden kredi kullanıyor.

YALVARMA VE TEHDİT POLİTİKASI

Merkez Bankası Başkanı, döviz bozdurmasın diye kimseye yalvarmaz. Bunun için sahip olduğu ve kullanmakla görevli ve ödevli olduğu para politikası araçları var. Bunları amacına uygun ve etkili kullanırsa sonuç alır. Bunun için bir kişinin önce Merkez Bankası Başkanı olması gerekiyor. Aslında eksik söyledim. Önce ülkede Merkez Bankası’nın olması gerekiyor.

İktidarın düşmanı dün patates soğanı depolarda tutanlardı, sonra bakkallar marketler oldu. Şimdiki dönemsel düşmanı sanayiciler.

İşin özü, kimse hükümete güvenmediği için elinde TL tutmak istemiyor. MB Başkanı, düşük faizle kredi kullanıp döviz alan sanayiciyi suçluyor. Salondaki sanayicilerden biri de çıkıp, “Sayın başkan o zaman devlet bankalara neden enflasyonun altında, dahası sadece bankaları zengin eden bir oran olan yüzde 14’le para satıyor” diye sormuyor.

MB Başkanı, “55 milyar doları satsalar kur farklı bir yere gelecek” diyor. Peki sorarlar adama, yandaşlara sudan ucuz satılan 128 milyar dolar yerinde duruyor olsaydı, dolar kuru bugün nerede olurdu acaba?

Merkez Bankası maalesef, bir dönem sosyal medyada gündemde hayli yer bulan Necmettin Batırel-Özgür Demirtaş diyaloğuyla yönetiliyor.

Şirketler, ihracat dövizinin yüzde 40’ını TCMB’ye satmaya mecbur edildi. Uygulanan para politikalarıyla döviz piyasalarının dengesini bozuldu.

Para piyasalarında olup biteni “döviz alanlar satmış olsa sorunlar çözülür” mantığıyla çözümlemeye çalışan bir Merkez Bankası Başkanı bu ülkeye çok yakışıyor. Böyle Cumhurbaşkanına böyle Merkez Bankası Başkanı.

Kavcıoğlu’nun söylediklerinin en tehlikelisi bu anlattıklarım değil aslında. MB Başkanının en tehlikeli sözü, “Para politikamızı ve modelimizi değiştirmeyeceğiz” demesiydi.

Son bir notla bitireyim. MB verileri dün açıklandı. Net rezerv 6,7 milyar dolar. Swaplar hariç net rezerv EKSİ 55,4 milyar dolar. Apple’ın finansal tablosu gece geç saatlerde geldi. Kasasında 180 milyar dolar nakit ve türevleri bulunuyor.

Son dedim ama bir notu daha paylaşmam gerekiyor sanıyorum. Kimlerin döviz aldığına ilişkin listeler sadece Merkez Bankasının elinde yok. Hazine ve Maliye Bakanlığına, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) ve bir de Mali Suçları Araştırma Kurumu’na (MASAK) gönderildi.

Düşmana güven, dosta korku veren bir Merkez Bankası Başkanımız var.

Ne kadar güvendeyiz değil mi?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin