Dünya demokraside görsün!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Aslında tepedeki görseli gördüğüm an, Erdoğan’ın seçim işini suhuletle hallettiğini anladım. 

Dünyaya verilen iki mesaj vardı. 

Bunlardan birisi, Erdoğan kuyrukta oy verme sırası beklerken. 

Batılı ülkelere “bakın, geçtiği yolları trafiğe kapatan, ambulansların bile geçmesine izin verilmeyen, en yakın mesafeye 100 araçlık konvoyla giden, ta Amerikalara devasa uçaklarla makam araçları götüren bir hünkâr çakması lider değil, sizin gibi demokrat işte” mesajı vermekti. 

İkincisi ise, birkaç günden beri bahsettiğim, 49,51 oy almasına rağmen gıkının bile çıkmaması. 

“Bakın sonuçlara saygı duyuyoruz işte!” mesajı…

Bilmiyorum kaç kez yazdım. 

Ve biliyorum bazıları inanılmaz derecede bana kızıyor. 

Dile getirdiğim için ihanetle bile suçlayan oldu. 

Kimi “Sen yurtdışındasın rahatın yerinde” diye çemkirdi, kimi “umutlarımızı kırıyorsun” diye gönül koydu. 

Hep şunu söyledim: 

Hiçbir diktatör kaybedeceği seçimi yapmaz, ya-pa-maz!

Ve özellikle yakın dostlarım bilir, seçim gecesi bile benim umutsuz olmama acayip kızıyorlardı. 

Yahu seçimden önce “Allah’ım yanılt beni” başlıklı yazı kaleme aldım, daha ne yapayım. 

Kahin değilim, yazdıklarımın kehanetle ilgisi yok. 

Siyasal İslamcıların ikide bir salladığı gibi, istihbarat dünyasıyla da zerre alakam yok. 

Hayatımda bir tek Özal ve Mesut Yılmaz’ın seçim kampanyasını takip ettim muhabirken. 

İstanbul’da siyaset muhabiri olmayınca birkaç politika haberine gitmişimdir belki. 

Hayatımda Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç görmedim. 

Ahmet Davutoğlu’nu bizim dergide yazarken biliyorum, Babacan’ı görsem tanımam. 

Soylu’yu filan hiç görmedim. 

Ve evet, siyasetten anlamam. 

Ancak, tarihi, sosyolojiyi ve en önemlisi son olaylardan sonra bu toplumu artık tanıdığımı düşünüyorum. 

Ve bunlardan yola çıkarak tekrar söylüyorum, ikinci turu da asla ama asla kimseye bırakmazlar. 

Emin olun şimdiden sonuçları cetvelle ölçer gibi belirlemişlerdir. 

Hatırlayın TÜİK rakamlarını filan. 

Hani mağazalarda olur ya “9.99” filan fiyatlamalar. 

Enflasyonu, cari açığı, bilmem neyi milimetrik açıklayanlar, seçimlerin ilk ayağında 49.51’de kalmasını bilinçli olarak tercih ettiler. 

Bütün dünyaya “Bakın sonuçlara saygılıyız” dedikten sonra ikinci turda rakamı 54-55’e çekip “bakın tartışmasız galibiz” mesajı verecekler. 

Bir şey daha var. 

Daha dip noktasına ulaşmadığımızı düşünüyorum. 

Bıçağın kemiğe değdiği ana henüz gelmedik. 

Dahası tarihin gördüğü en büyük ve aşağılık hırsız takımının daha dibini sıyırmadığına inanıyorum. 

O eşikten sonra akıl almaz bir hızla, halk hareketiyle gideceklerine inanıyorum. 

Bu eşik hangi noktadadır, ne zaman ulaşılır bilemem. 

Zaten tek duam, Rabbimiz bu zalimlerin akıbetini bana göstermeden emanetini alma…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Amin.

    Bakın kanuna aykırı olarak bebekli anneler yurt müdürlüğü yaptın, bank asyaya para yatırdın diye cezaevlerine atılıyor ya…
    Burada şu mesaj veriliyor
    “ey millet ayağını denk al, ben bu kadar zalimim, bilin haaaa..”

    Bütün il ve ilçelerde sandıklara bir şekilde müdahale edebilen böyle vicdan mahrumu zalim AKP liler var..

    Mühalefetin sandık görevlisi bütün adamları bunları hissediyor ve buna göre ayaklarını denk! alıyorlar..

    Zülüm o kadar ileridir ki, Ali Yeşildağ, Peker ve Muhammed Yakut gibi en zalim AKP liler bile pes edip kaçıyorlar…

    Belki gerçekten Kılıçdaroğlu %51-60 oy almış… Oy sayımı ve sisteme işleyişinin yüzde yüz doğru yapıldığının test edildiği bir sistemi mühalefetin elinde göremiyoruz…

  2. “O eşikten sonra akıl almaz bir hızla, halk hareketiyle gideceklerine inanıyorum.”

    Bilmediğinizi söylediğiniz siyaseti yorumladığınız sosyoloji penceresinden görüp analiz ettiğiniz ve her defasında ‘bunlardan bir cacık olmaz’ demeye getirdiğiniz bu ‘halk’ mı ‘hareket’e geçip diktatör devirecek. Yapmayın Allah aşkına! Kendinizle çelişiyor bu yorumunuz. Deseniz ki ‘yeni bir Talut ve Calut savaşı olacak ve Calut’un ordusundaki genç nefer Davut, Talut’u öldürecek’…daha mantıklı bir gelecek okuması/beklentisi olurdu. Var mı böyle bir bilginiz? Halk hareketinden kastınız bu mu?

    Bir ara yazılarınızdan birinde ‘Türkiye’de bazı dinamiklerin’ hayata geçtiğini söylemiştiniz. O zaman da sormuştum, neymiş bu dinamikler diye, fakat cevap yok. Dünkü yazınızda da RTE’nin seçimi kaybettiğinin anlaşılması halinde o anda İstanbul’da bulunmak zorunda olduğunu yazdınız. Ama sebebi yok. AA ve TRT’den bazılarının seçim günü uzaklaştırıldıklarını yazdınız ama kimler olduğunu yazmadınız. Bunlar bilmediginizi söylediğiniz siyaseti yorumladığınız sosyoloji penceresinden görülecek şeyler değil doğrudan istihbarat bilgileri. Biliyorsanız tam yazmalısınız. Siyasal İslamcılar sizin için ‘İstihbarat ile iç içe diyor’ dediniz. Olabilir gayet normal. Bir gazeteci İstihbarat dünyasında da bulunup haber kaynağı oluşturabilir. Ama birşeyleri -eğer biliyorsanız- tam yazın değilse yazmayın. Kendinizle de çelişmeyin.

    Ben Nedim Hazar’ı her türlü okurum, sorun yok….Ama bir fikir: Bu tip aktüalite yazıları için yeni bir isimle ikinci bir Ferhat Barış süreci başlatın, kafanız rahat olsun.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin