İlahiyatçı yazar Dr. Ahmet Kurucan, Fethullah Gülen Hocaefendi ile geçen talebelik yıllarını yadı. Süreyya Kitap tarafından yayımlanan ‘Hatırdan Satıra- 1 Hocaefendi ile Talebelik Yıllarım’ kitabı raflarda yerini aldı. Kitap, Gülen’in ulema kimliğini, nasıl talebe yetiştirdiğini ve ilim aşkını talebelerine nasıl aktardığını ele alıyor.
Ahmet Kurucan, Fethullah Gülen’in günlük hayatına da şahitlik etmiş, en yakınındaki isimlerden biri. Hocaefendi’yle yemek yemiş, şehirlerarası yolculuk yapmış, misafir ağırlamış, kendisiyle çok uzun zaman geçirmiş isimlerden.
Ahmet Kurucan 382 sayfalık bu kitapta Hocaefendi’nin iki önemli yönünü öne çıkarıyor: Ulema kimliği ve insani yönleri. Ahmet Kurucan, kitapla ilgili şunları söylüyor:
“Kitapta, yapabildiğim ölçüde iki şeyi ön plana çıkartacağım. Bir Hocaefendi’nin ulema kimliği, ikincisi ise insanî yönleri. Ulema kimliği, orijinali Enes Ergene’ye ait ama iştihar bulması Ali Bulaç’la olan tespitle “Fethullah Hoca Osmanlı’dan tevarüs ettiğimiz ulema geleneğinin son temsilcisidir.” özelliğine vurgu yapacak.
İnsani yönlerine gelince; günlük 24 saati birlikte yaşıyorsunuz. Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeğinde onunla aynı sofradasınız ya da aynı salonda, onun sofrasının hemen yanındaki sofradasınız.
TV’den veya radyodan haberleri birlikte izliyor ve dinliyorsunuz. Onun okuduğu gazeteyi okuyorsunuz. Hiç eksik olmayan misafirlerle aynı mekânda sohbete birlikte iştirak ediyorsunuz. Şehirler arası yolculuklarına zaman zaman katılıyorsunuz. Sevincine, öfkesine, kederine, üzüntüsüne, hastalığına, sıhhatine şahit oluyorsunuz.
Uyku tutmamış, siz koridorda ders çalışırken yanınıza geldiğini görüyor ve bir saat birlikte oturup hasbihal ediyorsunuz. Çocuklarını getirmiş dostlar oluyor bazen. Çocuklarla nasıl haşir-neşir olduğunu görüyorsunuz. Özel problemi olanlar elbette istisna ama umuma açık bir şekilde ticarî, ailevî veya başka alanlardaki problemlerini anlatan, çözüm isteyen, tavsiye bekleyenler oluyor ve siz de bunların ilk elden şahidisiniz.
Bazen ev davetlerine gidiyorsunuz. Siyaset, sanat, kültür, spor camiasından meşhur insanların ziyaretlerinde bulunuyor ve onlarla olan muhabbetlerine şahit oluyorsunuz. Sözün özü, 24 saat içinde odasına çekildiği zaman hariç daracık ya da geniş mekânlarda aynı atmosferi paylaşıyor, aynı havayı soluyorsunuz.
Başka bir tabirle insan olan Fethullah Gülen ile berabersiniz. Ve benim bu hatıratı kaleme alma gerekçelerimin başında gelen en önemli şey; söz konusu tarihe tanıklık diye ifade ettiğim bu yaşanmışlıkları hep not etmişsiniz ve o notları o günden bugüne koruyorsunuz.”
Hatırdan Satıra -1 Hocaefendi ile Talebelik Yıllarım (1985-1988)
ARTIK ŞAŞIRACAK BİR ŞEY KALMADI…!
Bir insan topluluğu düşünüyorum bir vücudun azaları gibi olacak, azalarının tamamına yakını ızdırap içinde kıvranırken fildişi kuleden bir kaç aza kendi dünyasından, hatıralarından dem vuracak!
Gerçekten bu çelişki toplulukların çöküş dönemimde olduğu tarihi bir hakikat…
Başka söze gerek yok.
Hay ağzın şeker şerbet bal yesin.
Çelişki nerede Hsan bey?
Çelişki nerede, yazarsanız, öğrenelim..
yan yana yayınlanan şu haber de mi sizi hiç etkilemez!
https://www.tr724.com/2-cocuk-annesi-ev-hanimi-ayse-melike-colak-tutuklandi-esi-de-2-yildir-cezaevinde/
Bu çocukları düşünün onların yakınlarının acısını düşünün!
Sizin bu hatıralarınızı okuyup teselli olsunlar diye mi yazıp yayınlarsınız hatıralarınızı!
Yazıklar olsun! Midem bulanıyor artık istifa edeceğim!
Sayın Hasan hocam, öyle insanlar gelişmiş ki zaman içerisinde, içlerinden bazıları bu çelişki yumağının farkına varmak şöyle dursun, yapmacık yaşamlarına kumdan kalelerinde timsah gözyaşlarıyla devam etmekten öyle memnunlar ki, Kur’an ve Sünnet’ten bahsetmek, öze dönmekten bahsetmek bile onlara yobazlık ve bağnazlık gibi geliyor. Sonra da ben gibi bazıları farklı ortamlarda selefilik, zahirilik, aşırıcılık gibi akla hayale gelmedik bir sürü farklı etiketle yaftalanabiliyor. Mağdura laf ile değil farklı sıkıntıları göze alarak somut bir şekilde, gözle görülür sonuç elde edecek şekilde el uzatmaya gelince ortalıktan kayboluveren bu insanlara, sadece Rabbim “nefsimle birlikte” hidayet etsin diyorum. Rabbim cümlemize basiret versin, çelişkiler yumağından kurtarsın, arzusu dünya hayatı değil, arzusu cennet, cemalullah ve rıdvanullah olanlardan eylesin. Rabbim Kur’an ve Sünnet’e azı dişleriyle yapışanlardan eylesin. Zindanlardaki tüm mazlumlar başta olmak üzere herbirerlerimizin imanlarını sırat-ı müstakime eriştirsin ve o şekilde muhafaza eylesin.
TİMSAH GÖZYAŞI döken kim Eyüp bey?
Gerçekten insan bazen tersten düşünmek zorunda. Felsefe de buna soru sormak deniyor.
Yani böyle bir çalışma ve bu çalışmayı cemaatin önde görünenlerinden bir kişi tarafından yayınlaması böyle bir zamanda ne derece ihtiyaç?
Yani Hasan beye hak vermemek mümkün değil. Herkes şapkasını önüne koyup vicdanıyla düşünmek zoru. İhtiyaç olana cevap veremeyecek durumdaysanız hiç olmazsa susun ki vicdanlar yaralanmasın sayın Ahmet bey.
Sayin yorucu yorumcular yazilan kitaba yorum yazacaginiza Dr. Ahmet Kurucan Hocayi tenkit ediyprsunuz. Size soylenecek soz yok…
İnsaf ya, vallahi insaf. KİTAP arkadaş KİTAP.. Rahatsız olacaklar kategorisi yapılsa EN SONA bile yazılmaz.
Varsa bir eleştiri, MUHTEVASINA yönelik amenna.. Kitap basılmasınI ELEŞTİRECEK kadar SAVRULDUK mu ya..