YORUM | M. NEDİM HAZAR
Biliyorum başlık film ismi gibi oldu. Hani var ya, “Asiye nasıl kurtulur?” filan.
Malum önce cevabını vermişti aslında “şahsım” Erdoğan. Şöyle demişti: “Ülkemizi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunları görüyoruz.”
Bir haftayı bulmadı bu cümleleri sarf etmesi.
Ülkede bir oyun oynanıyordu ve Erdoğan-Saray cenahı bu oyunu görüyordu.
Hatta bundan dolayı bir Kurtuluş Savaşı veriyordu.
2013’ten beri bu “savaş” jargonunu kullanıyordu Erdoğan.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Örneğin 2018:
“Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur. Ortalama emeklilik yaşı ülkemizde 52’dir. Emeklilikte Yaşa Takılanlar teklifinin ülkemize 750 milyar TL maliyeti var. Biz ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz bir dönemde böyle bir yükü ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız var m?”
31 Ekim 2020:
“Ülkemizi ekonomi alanından kuşatmaya çalışanlara cevabımızı yeni bir ekonomik kurtuluş savaşıyla veriyoruz”
Başta Sabah olmak üzere tüm yandaş medyanın önceki günkü haberleri ise şöyle:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz kurları üzerinden manipülasyon yapılıp yapılmadığının araştırılması, varsa konunun gerekli yerlere iletilerek ilgili kurumlar nezdinde çalışma gerçekleştirilmesi için Devlet Denetleme Kuruluna (DDK) talimat verdi.”
Cevabını bildikleri sorular hakkında araştırma talep ettikleri bir yönetim tarafından bir belirsizliğe doğru son sürat seyrediyor Türkiye.
Ve bizzat savaş verilen Dış Güçler ile bu sıkıntıları çözmek için de işbirliği yapılıyor.
Acayip, çok acayip.
Ülkedeki her fenalığın babası olarak ördükleri BAE rejiminden ekonomik kurtuluş savaşlarına destek aldılar iyi mi?
Elbette Türkiye’de bir döviz oyunu oynanıyor. Ancak bunu dış güçlerin filan yapmadığının herkes farkında.
Dolayısıyla dış güçler masalının AKP yandaşlarının dışında pek alıcısı da kalmadı.
Bir de ortakları, Ergenekon güruhu.
Dünya da olan bitenin farkında esasen.
Ünlü Financial Times’ın önceki günkü haberi şöyle:
“Türkiye’deki kur krizi Erdoğan’ın eseri…”
Üstelik başyazıda geçiyor bu ifadeler. Özetle şöyle deniyor yazıda:
“Erdoğan, liradaki değer kaybında dış güçleri suçluyor. Ama son sorunlar Erdoğan’ın Mart ayında Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı görevden almasının ardından başladı. Ağbal, son iki yılda görevden alınan üçüncü Merkez Bankası Başkanı ve Erdoğan’a sadık olan Şahap Kavcıoğlu’nun başkan olarak atanmasıyla liranın yüzde 15 değer kaybetti. Kasım ayında da faiz oranlarının üçüncü kez düşürüldü. Erdoğan’ın kendi ifadesiyle “faiz lobisine” uzun zamandır karşı ama aynı zamanda “kurnaz bir pragmatist”, bu sebeple geçmişteki kur çalkantıları karşısında Merkez Bankası’nın faizi artırmasına izin veriyor. Cumhurbaşkanı eğer faiz oranlarını düşürme programını sürdürürse lira daha da değer kaybedecek ve fiyatlar karşı konulmaz bir şekilde artacaktır. Bu durumda Türklerin birikimlerini korumasının tek yolu, Erdoğan’ın kontrolünde olmayan bir kura yönelmek olacaktır. Eğer Erdoğan aniden yön değiştirmezse, büyük potansiyele sahip Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı tek soru, cumhurbaşkanının daha ne kadar kalacağı ve gitmeden önce ne kadar zarar vereceğidir.”
Görüldüğü üzere, öyle Devlet Denetleme Kurulu’na filan da hiç gerek yok. Dış güçler diye hayalet kovalamaya da. Erdoğan bizzat kendisi ülkenin ekonomisiyle oynuyor. Şahsının ve yakınlarının çıkarı için ülkenin geleceğini yok ediyor.
O kadar gözü dönmüş durumda ki, önceki gün buna Milli Güvenlik Kurulu’nu (MGK) bile alet etti. Ülkenin denge ve fren mekanizması olan bir kurumun tüm itibarını çöpe attı. MGK adeta saray bahçesinde hazırlanmış gibi bir metni açıkladı.
Erdoğan ve avenesinin önceden, kendi politikalarını ülkedeki her kesimi, özel-tüzel kuruluşa zorla dikte ettirdiğini biliyoruz.
Söz gelimi yaptığı kampanyalara için bizzat vitaminsiz Fahrettin olarak bilinen İletişim Başkanı’nın tüm sivil kuruluşlar ve yapıları arayarak bildiri açıklamalarını bunun için Türkiye Hacamatçılar Derneği’ni bile kullandıklarını biliyoruz.
Ülke öyle bir hale geldi ki, koskoca MGK, Hacamatçılar Derneği seviyesine düşürüldü.
Son söz şu:
Dolarla kim oynuyorsa yapmasın.
Yapmasın kardeşim bizden biliyorlar.
Hem adamlar bir şey deniyorlar yapmayın!