Her ne kadar ardarda yaşanan terör saldırıları yüzünden ekonomik sıkıntılar ve dövizde yaşanan dalgalanma gündemin gerisine düşse de önümüzdeki sürecin en önemli tartışma konusu olacak.
Dolayısıyla ilgili ilgisiz herkes dolar kuru üzerine yorumlar yazacak, akla ziyan senaryolar havada uçuşacak.
Bu sebeple bu yazıda temel bir giriş yapacağım. İşin uzmanlarına ‘sıkıcı’ gelebilir fakat bazen ‘Bilal’e anlatır gibi’ anlatmak gerekiyor ki mesele anlaşılabilsin.
FED’den neden etkileniyoruz?
Türkiye, ekonomi ve finans literatüründe “Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ)” olarak adlandırılan sınıfta yer alıyor. Ekonomik, sosyal ve siyasi yapılarında büyük benzerlikler bulunan Brezilya, Meksika, Malezya, Güney Afrika gibi ülkeler de bu kategorideki ‘muadillerimiz’.
Son günlerde gündemimizden düşmeyen FED’in gerçekleştirdiği faiz artışı sadece bizi değil GOÜ ekonomilerini ve dövizlerini de olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Peki, ABD’nin Merkez Bankası olan FED’in faiz artışı, nasıl oluyor da bu ülkeleri etkileyebiliyor?
Kâr üretebildiğiniz sürece yatırım gelir
En basit anlatımıyla şöyle: Trilyonlarca dolara sahip olan irili ufaklı “uluslararası yatırımcılar” dünyanın her bölgesinde yatırım yaparlar. Burada kastettiğimiz yatırım, fabrika vs. gibi yatırımlar değil de o ülkenin devlet tahvili, hazine bonosu, hisse senedi gibi finansal yatırımlarıdır.
Bu yatırımların miktarını ve süresini belirleyen tek şey elde edilen ‘kâr’dır. Hiçbir yatırımcı, hiçbir ülkenin ve devlet adamının “kara kaşına, kara gözüne” bakarak yatırım yapmaz veya yatırımlarını sonlandırmaz.
Eğer ‘kâr’ varsa, yatırım da vardır.
Ve maalesef Türkiye gibi ülkeler de bu uluslararası yatırımcılara muhtaçtırlar. Çünkü bu kategoride yer alan ülkelerin ekonomik yapıları ve kırılganlıkları benzer özellikler gösterirler.
İthalatları ihracatlarını aştığı için her zaman cari açık verirler, iç ve dış borçlanma tutarları çok yüksektir, finans ve sermaye piyasaları istenilen düzeyde değildir. Ancak bu yapısal zayıflıklarını telafi edecek ülke içi tasarrufları da yeterli olmadığından her zaman bu uluslararası yatırımcılara ve onların getirdikleri ‘sıcak para’ya muhtaçtırlar.
Kârlılık paranın merkezine dönüyor
Dönelim tekrar sorumuza: “ABD’nin faiz artışı neden bizi etkiliyor ?”
ABD’nin yeni faiz artırımları ile uluslararası yatırımcı için ABD piyasasında yatırım yapmak artık daha kârlı hale gelecektir.
Dolayısıyla da çoğu ABD ve Avrupa kaynaklı uluslararası yatırımcılar, global düzeyde yaptığı finansal yatırımları yavaş yavaş iptal ederek, artık ABD piyasasına daha yoğun biçimde kanalize edecektir. Bu yatırımcıların, finansal yatırımlarını iptal edeceği ülkeler de maalesef Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdir.
Bir de bu mekanizmanın “her mekân ve zamanda” işleyen basit sonuçları vardır: Fazla talep gören dolar değerlenir, elden çıkartılan ve satılan GOÜ para birimi ise değersizleşir.
Ekonomiye giriş dersi bunlar
Bu anlattıklarım, finans ya da ekonomi okuyan 1. sınıf üniversite öğrencilerinin ECON101 ders kitabında öğrendiği temel konulardır.
Son yaşadığımız ekonomik gelişmeler yukarıda anlattığımız çerçevede bu kadar basit aslında: Dolar yükseliyor, TL düşüyor. Dolar yükseliyor karşısında Meksika pezosu değer yitiriyor…
Peki, bu sonuç nasıl değiştirilebilir? TL nasıl düşürülebilir?
Döviz bozdurma çaresizliği
Türkiye’de vatandaşların döviz büfelerinde dolarlarını bozdurması gerçekten çare olabilir mi? Çok net ve kısa olarak cevaplayalım: Hayır.
Çünkü yabancı yatırımcıların Türkiye piyasasından çıkardığı dolar tutarı o kadar yüksektir ki, vatandaşların bozdurduğu dolarlar bunun yanında çok yetersiz kalır.
Ayrıca iyi niyetli vatandaşlardan bazıları doları bozdururken, diğer “uyanık vatandaşlar” az da olsa düşen kurdan döviz mevduat hesabı açma planları yapıyorsa, beklenen etki çok daha az olacaktır.
Bu yöntem kendimizi kandırmaktan, hamasi nutuklar atmaktan öte bir işe yaramaz, yarayamaz.
Liranın değer kaybedişini nasıl önleyebiliriz?
Aslında bu sorunun cevabını ekonomi bürokrasisindeki herkes biliyor. Ama maalesef kimse korkusundan konuşamıyor, yorum yapamıyor, teklif getiremiyor.
Biz yine de çözümü söyleyelim, anlayan anlasın: Eğer yurt içinde yerel para biriminiz hızla değer kaybediyorsa ve bunun nedeni de başka ülkedeki faiz artışı nedeniyle uluslararası yatırımcıların ülkeden çektikleri ‘sıcak para’ ise çözüm bellidir: Ülkede yatırımı cazip hale getirerek bu sıcak parayı tekrar yurt içine çekmek.
Siyasi istikrarın sağlanması, mülkiyet hakkı başta olmak üzere anayasal hakların güvence altına alınması, yatırımcıya güvenin tesis edilmesi gibi ‘detayları’ saymıyorum bile…
Bu tür yazıların yer alması çok iyi olmuş. Dr. Cem beyi bu güzel yazısı için tebrik ediyor, düzenli olarak yazmasını arzu ediyorum.