HABER YORUM | İLKER DOĞAN
Çankırı’nın Orta ilçesinde belde statüsü kazanan Dodurga’da yapılan seçimi AKP’nin adayı kazandı. AKP, oyların yüzde 87’sini aldı. Dodurga beldesinin merkez nüfusu 2 bin 611. Toplam seçmen sayısı ise sadece 1.411! Ancak buna rağmen Dodurga’da AKP’nin zaferi başta AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar temsilcilerinde büyük bir heyecana neden oldu.
Peki Dodurga seçimleri bu kadar önemli mi ve bize ne anlatıyor?
Son yerel seçimlerde Çankırı’da MHP’nin oyu yüzde 46,99, AKP’nin oyu yüzde 38,24’tü. Cumhur İttifakı’nın toplam oy oranı yüzde 85,23 olarak kayıtlara geçti. Dodurga’nın bağlı olduğu Orta ilçesinde de durum çok farklı değildi. AKP son yerel seçimlerde Orta ilçesindeki oyların yüzde 51,55’ini alırken, MHP yüzde 32,05’ine sahip olmuştu. Çankırı genelinde CHP’nin oy ortalaması yüzde 4,5!
Özetle Dodurga’da AKP seçmeninin ‘belde’ yapılmanın da heyecanıyla iktidara yüzde 87’lik bir destek vermesi şaşırtıcı bir sonuç değil. Çankırı ve Orta ilçesinin seçmen profili ve geçmiş siyasi tercihlerine bakılınca da Dodurga’daki sonuçtan olağanüstü anlamlar çıkarmaya çalışmak doğru olmaz.
AKP HALA NASIL BİRİNCİ PARTİ
Ancak yine de AKP’nin devasa boyutlara ulaşan ekonomik krize rağmen Türkiye gneli birçok ankette hala nasıl birinci parti çıktığı merak konusu…
Enflasyon, iktidarın yanlış para politikası ve faiz inadı nedeniyle yüzde 100’ün bile üzerine çıkmış, TL’nin alım gücü erimiş, 1 kg beyaz peynir 100 TL’yi, 1 kilo un 15 lirayı aşmış, bir litre benzin/mazot 25 TL’nin üzerine çıkmış, ekmek 4 liradan satılıyor. Ev ya da araba almak artık hayal bile değil. İnsanlar ev kiralarını ödeyemez hale geldi.
Peki bütün bunlara rağmen AKP nasıl yüzde 30’larda oy alabiliyor?
4 YILDA 100 AKP’Lİ SEÇMENDEN 25’İ FİKİR DEĞİŞTİRDİ
Öncelikle 2015 yılı genel seçimlerinde AKP’nin aldığı oy oranının yüzde 49,5 olduğunu hatırlatalım. 24 Haziran 2018’deki seçimde ise söz konusu oran yüzde 42,5’e geriledi. 31 Mart 2019’da yapılan son yerel seçimlerde ise AKP, yüzde 44,33 oy aldı.
Son dönemde yapılan anketlerde ise AKP’nin oy oranı yüzde 26 ile 32 arasında ölçülüyor. Bütün anketlerin ortalaması yüzde 30 civarında. AKP’nin oy oranının 4 senede 12 puan civarında düştüğü görülüyor. En iyi ihtimalle bile 10 puanlık bir erime var. Bu da 4 yıl önce AKP’ye oy veren 100 kişiden, 25’inin fikir değiştirdiğini gösteriyor ki bu azımsanmayacak bir oran.
Aynı şekilde Cumhur İttifakı’nın küçük MHP’nin oy oranının yüzde 10’lardan 6’ya düştüğü görülüyor.
AKP’NİN KEMİK OYU YÜZDE 20’İN ÜZERİNDE
İktidarın oylarında erime var ancak yine de bir çok ankette AKP’nin hala birinci parti çıkmasını bununla açıklamak mümkün değil. AKP seçmeni hala tam manasıyla çözülmüş değil.
Peki bu başka hangi faktörlerle açıklanabilir?
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 2018 yılında önemli bir araştırmanın sonuçlarını açıklamıştı. ‘TÜSES- 2019’a Doğru Stratejik Değerlendirmeler’ raporuna göre, Türkiye’de seçmenin 45,3’ü ‘hiçbir siyasi partiye aidiyet duygusu’ taşımıyordu. Çalışmaya göre AKP’nin çekirdek seçmeni yüzde 21,6 olarak ölçülmüştü.
Bugün aynı anket yapılsa aynı oran çıkar mı bilemiyoruz ancak yakın bir oran çıkacağını söylemek mümkün. Yani AKP’nin ‘kıyamet’ de kopsa kendisinden vazgeçmeyecek yüzde 20’lik bir kitlesi var. Bunu göz ardı etmemek lazım…
HAMASET SİYASETİ, DUYGULARI ESİR ALIYOR
- Siyaset bilimcilere göre Tayyip Erdoğan’ın ‘kişisel karizması’ da oy oranlarının yüzde 30’larda korunmasında etkili.
- Ayrıca oluşturulan ‘korku’ iklimi ile ihtiyaç durumunda toplumun ‘kutuplaştırılarak’ tabanın konsolide edilmesi konusunda da rejimin oldukça başarılı olduğunu söylemek lazım.
- Medyayı tamamen eline geçiren iktidar, kamuoyu algısını yönetme konusunda da mahir. Bugün ‘ak’ dediğini yarın ‘kara’ diyor ve hiç kimse bunu sorgulamıyor.
- Rejim iktidarın ‘nimetlerinden’ de olabildiğince faydalanıyor. Geçtiğimiz günlerde yaptığı Van mitingi için kayyım belediyesinin harcadığı paranın 4 milyona yaklaştığı haberlere konu olmuştu.
- Sahip olunan kazanımların kaybedileceği korkusu da rejimin oylarının hala istenilen düzeyde çözülmemesinin bir başka nedeni olarak sıralanabilir. Aylık 650 TL yaşlılık aylığı alan amcalar, teyzeler, ‘AKP giderse maaşlarımız kesilecek’ korkusuyla rejimin etrafında toplanıyor.
- AKP’nin oylarındaki erimenin (şimdilik) 10-12 puanla sınırlı kalmasının bir nedeni de Erdoğan’ın kişisel karizmasına bağlı olarak ‘seçmenle duygusal bir bağ’ kurmuş olması. Kimi zaman hamasetle, kimi zaman toplumu bölerek, kimi zaman muhataplarına ‘sürtük’ diyerek tabanını ‘duygusal’ yakalıyor. Taban, AKP’yi ‘kendi partisi’, kendisini de o partinin bir ‘neferi’ olarak görüyor. Bu duygusal bağlanma, yolsuzlukları, ekonomik krizi ve hatta ahlaksızlıkları bile ‘görünmez’ hale getiriyor.
- Son olarak muhalefete de değinmek lazım. AKP’nin bugün hala birinci parti olmasında muhalefetin de büyük emeği var! AKP, ekonominin duvara tosladığı, insanların açlığa mahkum olduğu bir dönemde hala yüzde 30’larda oy alırken, ana muhalefet partisi CHP’nin oy oranının yüzde 25’lerden yüzde 30’a bile çıkaramaması tek kelimeyle becerisizlik olarak değerlendirilebilir.
Nasıl hak ediyorsaniz öyle yonetilirsiniz