Diyarbakır’ın HDP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Selçuk Mızraklı, dün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine Vali Hasan Basri Güzeloğlu kayyım olarak atandı. Siyasetçilerden, hukukçu ve akademisyenlere kadar birçok kesimden insan karara yönelik tepkilerini dile getiriyor.
AKP, MHP ve Vatan Partisi yönetimi ile bazı güvenlik mensupları dışında karara açıktan destek veren yok. AKP içinden bile karara yönelik tepkiler yükseliyor. Peki 31 Mart’ta sandığa giderek iradesini ortaya koyan Diyarbakır halkı ne düşünüyor?
Euronews, gelişmeyi Diyarbakırlılara sordu. 31 Mart seçiminde yüzde 62.93 oranında oy alan ve en yakın rakibi AKP adayına 250 bin fark atan Ahmet Selçuk Mızraklı’nın 5 ay sonra görevden alınmasına Diyarbakır sokakları tepkili.
Sokaklarda yüz yüze konuşurken açıkça tepkisini dile getiren Diyarbakırlıların çok azı kameraya konuşmayı kabul ediyor..
“Halk korkudan bir şey söyleyemiyor”
Bölge esnafından Şeref Yaşar, halkın dışarıdan konu hakkında tepkisiz olarak algılandığını ancak bu görüntünün altında korku yüzünden konuşamamak yattığını belirtiyor. “Demokrasinin ayaklar altına alındığı bir süreçten geçiyoruz. Seçilmişlerin üzerine doğrudan atanmışları getiriyorlar. Kendi yöneticilerimizi seçmek için sandığa gidiyoruz fakat bir sabah uyandığımızda kayyum atanmış” ifadesini kullanan Yaşar, Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder gibi liderlerinin cezaevlerinde olduğunu hatırlatıyor.
“5 milyon insanın iradesine ipotek koymaya kimsenin hakkı var mı?”
Emekli bir çiftçi olan Seyfettin Aras, görevden alınmaların yaşandığı 3 kentin toplam nüfusunun 5 milyon civarında olduğunu hatırlatarak tepkisini şöyle dile getiriyor: “Bu kadar insanın hür iradesine ipotek koymaya kimsenin hakkı var mıdır? Bu uygulama hangi demokraside, hangi insan hakları metninde yazıyor? Bugün artık AK Parti diye bir parti yok, küçük ve büyük MHP var. Yüz binlerce insanın oyunu almış belediye başkanlarını kulağından tut at bir kenara, çocuk oyuncağı mı bu nereye kadar bu insanlar bunu sineye çekecek?”
“HDP’ye oy vermediğim halde bu zulmü kabul etmiyorum”
Nakliyecilik yapan Salih Kızıl, seçimlerde HDP’ye oy vermediğinin vurgulayarak karara itiraz ediyor:
“Diyarbakır halkı bu kararı kabul etmiyor. Bu mevcut iktidarın kan kaybettiğini siyaset üretmediğini gösteriyor. Ben oyumu HDP’ye vermediğim halde bu zulmü kabul etmiyorum. Gidin belediyenin önüne bakın emniyet müdürlüğü gibi bariyer kurmuşlar, yüzlerce polis koymuşlar. Alınanlar başkanların hepsi yapısı barışçıl insanlardı. Bunu kabul etmiyoruz.”
“Eğer suçları, hataları varsa alınmaları normal”
Emekli işçi Mehmet Kılıç ise sabah gördüğü tablodan yaşadığı şaşkınlığı dile getiriyor: “Sabah kalktık ki polisler belediyeleri basmış ve bizim başkanları görevden almışlar. Ne bileyim suçları nedir? Hataları nedir? Eğer suçları, hataları varsa almaları normal.”
“Bu bir halkın iradesinin gaspıdır” diyen lokanta işletmecisi Hüseyin Taşkın ise kararı kabul etmeyeceklerini vurguluyor. Taşkın, “Burada tepki olmazsa sıra diğer belediyelere gelecek. Kendilerinin daha önce yaşadıklarını bu sefer güneydoğu halkına yaşatıyorlar. Bu karar kabul edilemez.” diyor.
“Madem terörist neden aday yaptınız?”
Görevden alma kararını “Böyle bir şeyi nasıl doğru bulabilirim? Bu yapılanlar hiçbir kitaba sığmaz. Bu kitapsızlıktır” sözleriyle karşılayan bölge esnafı Hulusi Kara, tepkisini “Madem bu adam teröre destek veriyordu neden aday olmasına izin verdiniz? Bu kadar insanı neden sandıklara götürdünüz? Görevden alacağınız adama neden bu kadar masraf yaptırdınız? Engel olsaydınız ya!” sözleriyle dile getiriyor.
“İktidar kendi değerini düşürüyor”
İşçilik yapan Ahmet Harputlu, iktidarın bu tarz kararlarla kendi değerini düşürdüğünü ifade ederek, “Ne kadar yaparsa yapsın kendisi zarar edecek. İstanbul’da nasıl kaybetti burada da kaybedecek. Baskı yaptıkça halk tiksiniyor onlardan.” diye konuşuyor.
Serbest meslek sahibi Murtaza Araklı, hayatı boyunca hiç oy kullanmadığını belirterek şöyle diyor: “Ne siyasetçileri ne de başkalarını dinlemedim. Ben Allah’tan başkasını dinlemedim. Namaz kılıyorum, Kur’an okuyorum benimki budur. Kim ne yapıyorsa yapsın ilgilenmiyorum.”