Dine bakteri bulaştırmak

YORUM | HAKAN ZAFER

Uzayda yaşam emareleri arasın diye gönderilen araçlar, diğer gezegenlerin kirlenmesini önlemek için bakteri vs. gibi biyolojik organizmalardan arındırılıp gönderiliyor.

Tersi, yani dünyadaki bakterileri yok edip uzaya araç gönderme fikri imkânsız olduğu için dünyadan steril araçları uzaya gönderme, hadi başaramadık diyelim uzaydan elde ettiğimiz bulgulara dünyadan taşınmış olma şüphesiyle yaklaşmaktır doğru olan.

Bunun için de dünyadaki bakteri türlerinin, uzayda bulunanla kıyaslanması için tanınıyor olması gerekir.

Uzayda yaşam izleri arama çabası henüz sonuçlanış değil ama en kötü ihtimalle dünyadaki türlerin uzayda olmadığı gibi bir bilgiye ulaş olmakla yetinilecek.

Mesela, 2014 yılında Curiosity uzay aracı, Mars’ta küçük boyutlarda bakterilerin yaşadığına delil olabilecek metan gazı kabarcığı izleri tespit etmişti.

Bulguların üzerine gitmeden “uzayda yalnız değiliz!” diye hoplayıp zıplayamayız. Çünkü dünyada bulunan metan gazının %95’i bakterilerden kaynaklanıyor.

Daha öncekiler de dâhil, uzay misyonunun parçası araçların da dünyadan gönderildiğini düşünürsek, dünyadan mikro organizma taşıma riskini akılda tutmak zorundayız.

Aslında dini anlatım için de benzer durum söz konusu.

El değmesin (tahrif, bidat) diye korunan dini kaynaklara insanın bakteri taşıması da bu neviden.

Din anlatan veya dışardan dini temsil ettiği zannedilen kimselerin, kendi alışkanlıklarını ve yatkınlıklarını dinden anlatması ya da din anlatırken kendi kasıntı hallerini, zevksizliklerini bir boya gibi üzerine çalmalarına; hırs, şehvet, kıskançlık, zulüm gibi insan hamurundan parçalara rastlarız.

Son dönemlerde ivmelenmiş huri, erken yaş evlilik vs. gibi konularda köşede pusuya yatıp yer yer çıkanları gördükçe inandığım dinin gurbetinin, anlatılma biçimleriyle arttığını düşünüyorum.

Kimsenin eski hallerini hatırlatıp -ettiyse eğer- şahidi olamayacağımız tövbelerini yok saymak değil maksadım ama sorunlu dindar temsili kimselerin kulağını kestirdiği meselelerde dünyanın en temizi kendi kalmış gibi konuşması insana ağır geliyor.

Bildiğim bir şey var; tövbe, pişkinliği, arsızlığı kaldırmayacak tabiata sahiptir.

Telaştan arınmış bir zihin için, kimin kendinden ne kattığını ayrıştırmak kolaydır.

Ayrıştırma kabiliyetine ulaşan bireyin, neyin dinden neyin o dinin müntesiplerinden olduğunu fark etmesi, sorunun hiç olmaması kadar önemlidir.

Sen ben söylemiş gibi değil, sözü Allah’tan alınca ibadet, kuldan alınca eziyet olur.

Allah zorluk yüklemez (Hac 78), ya kul güç kaybeder ya da kendine kul arayanların ağızlarından Allah’a kulluğu dinleyince zorlanır.

Çünkü insan aşırı gitmekten, su katıp çoğaltmaktan hoşlanır.

Din ise sorumluluktur, kaynağı bellidir ve iş bitiminde kontrol cetvelinde o kaynağın haricinde sual gelmez.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin