Ana Sayfa Yazarlar Erman Yalaz Devlet Bahçeli nasıl sıfırlandı?

Devlet Bahçeli nasıl sıfırlandı? [Analiz: Erman Yalaz]

Türkiye’yi tek adam idaresine teslim etmek için icat edilen anayasa referandumu tartışmalı bir şekilde masada. CHP ve MHP’li muhalifler YSK’nın referandum günü sandıklar kapanınca aldığı  mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayma kararı nedeniyle sonuçlara itiraz etti. Bu itirazlar, 2.5 milyondan fazla oyu kapsıyor. 1 milyondan fazla oyun geçersiz olarak sayıldığı belirtiliyor.  AKP ve Tayyip Erdoğan, itirazlara aldırmadan galibiyetlerini ilan etti. Devletin bütün gücünü, propaganda makinesini arkasına almış; özgür medyayı 200’den fazla gazeteci; binlerce hakim-savcı, akademisyen, on binlerce sivili; muhalif diye HDP’nin genel başkan ve 13 milletvekili ile onlarca belediye başkanını hapse atan bir iradenin zaferi bu. Kaybedeni kim peki? En net ve gönüllü kaybedeni Devlet Bahçeli.

Gayri resmi sonuçlar MHP’nin kalelerinde çöküşü gösteriyor.  AKP ve MHP’nin oylarının yüzde 60-80 arasında  olduğu İstanbul, Ankara,  başta olmak üzere Osmaniye, Adana, Muğla, Uşak, Denizli,Manisa, Balıkesir gibi illerde yüzde10-20 arasında hayır cephesi evet oylarının önünde çıktı. Bu haliyle bile  MHP’nin kaleleri ya da yüksek oy aldığı illerde oy erimesi yaşandığı açıkça görülüyor.  (Tablo’dan bakılabilir) AKP ve Erdoğan tabanına yitirilen bu oyların MHP oyları olduğunu, ikna edilemeyen MHP’liler olduğunu söyleyecek. Bahçeli ne diyecek?

Normal şartlar altında Bahçeli’yi siyaset arenasından silen bu sonuçlar, muhaliflerin önünü açacak. AKP’nin ve Erdoğan’ın ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ söylemi, ikna edilmeyen milyonları ortadan kaldırmıyor. Meral Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun CHP –MHP tabanının önceki seçimler için yüzde 30-35 bandındaki oy çıtasını yüzde 50’ye (HDP oyları da dahil) getirmesi hatırı sayılır bir seçmen kitlesinin yer değiştirdiğini gösteriyor.

ÖNCE 7 HAZİRAN’I HARCADI

Yakın siyasi geçmişte yaşananları; Bahçeli’nin buraya nereden geldiğini hatırlayalım. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde AKP tek başına  iktidarı kaybetti. Yüzde 40,9 oy aldı. MHP, HDP 80’er, CHP 132 milletvekili çıkarttı. Aritmetik olarak AKP’ye istediğini yaptırabilecek bir muhalefet yerine, Erdoğan’a çalışan MHP ve Bahçeli portresi kendini ilk burada ele verdi. HDP ve CHP ile restleşme, MHP’de parti içi muhalefetin güçlenmesiyle başka bir boyuta taşındı. 7 Haziran’da yüzde 16.29’luk oy oranı ile tarihinin en büyük ikinci oyunu; 7.5 milyondan fazla seçmenin desteğiyle alan MHP 80 milletvekili çıkarttı. Muhalefetin uzlaşamaması, sonra erken seçim kararı. 4 ayda tırmandırılan terör, Erdoğan ve AKP’ye güç olarak döndü. Şehit kanları üzerinden yapılan siyaset, Doğu ve Güneydoğu illerindeki yıkım ve iç savaşı aratmayan çatışmalar…

1 KASIM’DAN SONRA SARAY’A TESLİM OLDU

1 Kasım seçimlerinden oy oranı yüzde 11,9’a gerileyen ve  40 milletvekili ile çıkan Bahçeli’nin Saray macerası, muhalifleri susturmak için yürüttüğü ‘arka kapı diplomasi’ ile başladı. Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Ogan ve Ümit Özdağ’ın da aralarında yer aldığı muhaliflere kongre yaptırmamayı Erdoğan’a ve hakimlerine borçluydu Bahçeli. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile önce yerel mahkemeler sonra AKP eline geçen Yargıtay kararlarıyla partiyi muhaliflerin elinden kurtardı Bahçeli.

‘SARAYLA ANLAŞTIĞIMIZ NAMERTÇE, PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞINA EVET DEDİĞİMİZ SOYSUZCA İDDİA EDİLDİ’

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Bahçeli’nin  teslimiyeti daha da derinleşti. Ekim’de grup konuşmasında ‘başkanlık sistemi ve anayasa değişiklik teklifini’ni Meclise getirme çağrısı yaptı. İdam tartışması ile Erdoğan ile karşılıklı jestleşme yaşandı. 1 Kasım’da ise, ‘AKP hazırsa, MHP çoktan hazırdır’ deyip idam cezasını Meclise getirmeleri teklifini yaptı. Sonra Bahçeli ve Erdoğan 1100 odalı Saray’da buluştu. 3 Kasım buluşmasının arka planı olarak kamuoyuna yansıyan ilk bilgi de idam konusuydu. Daha bir kaç ay önce, “Bizim Saray’la anlaştığımız namertçe söylendi.  Partili cumhurbaşkanlığına evet dediğimiz başkanlık sistemine sıcak baktığımız soysuzca iddia edildi. Hatta benim Cumhurbaşkanı kanalıyla Saray’da buluştuğum, bir evde görüştüğüm, Kurultay’ın yapılmamasına karşın başbakanlığa tamam dediğim, yeni Anayasa’ya boyun eğdiğim fısıltıdan öte yüksek sözle ifade edildi…” diyen de kendisiydi.

1100 ODALI SARAY’A DA  ÇANKAYA’YA DA SES ETMEDİ

Bahçeli’nin bir yıl önceki sözlerine göre, Erdoğan 1100 odalı Saray’da rahat uyuyamıyordu, istifa edecekti, İmralı’daki Öcalan’la görüşmesinin hesabını verecekti… Hepsini unutmuştu Bahçeli. Muhalifler haklı çıktı. Ancak ne Bahçeli, ne Erdoğan orada durdu. İlişki daha da derinleşti. Binali Yıldırım ile Bahçeli buluşmasından ise başkanlık ve yeni anayasa ana gündem maddesi haline geldi. 1 Aralık 2016  Çankaya Köşkü’ndeki görüşmeden sonra ‘başkanlık sistemi anlaşması’ deklare edildi. Sonra Anayasa maddeleri Meclis’ten geçti. Bahçeli son dönemeçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlarının ‘eyalet’ çıkışlarına sert yapsa da bu blöf ötesine geçmedi.

Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu’dan sonra bu referandum ile Devlet Bahçeli, kısmen de BBP Genel Başkanı Mustafa Destici Erdoğan ve AKP’sinin siyasi rakibi olmaktan çıktı. Erdoğan’ın ‘Devlet’i sıfırlama referandumu  ve sürecin MHP ve Bahçeli açısından özeti şuydu: Erdoğan’a başkanlık yolunu açtı. Partisini bitirdi. Koltuğunu korudu.

Ancak referandum sonuçları, teşkilatları Bahçeli’nin değil, Erdoğan ile işbirliği yaparak ortadan kaldırmaya çalıştığı MHP’li muhaliflerin ikna ettiğini gösteriyor. Bu gerçek koltuğunu geçici olarak kurtaran Bahçeli’yi uzun süre korumayacak. Saray’ı ve AKP’yi de her daim rahatsız edecek. Çünkü artık onu rahatsız eden kafa kafaya yarışacak bir rakibi var.

HENÜZ YORUM YOK