HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Lideri kutsama, Türk ve İslam kültürünün ortak paydalarından biri. “Hakan/halife yanlış yapmaz, çevresi yanıltır” algısı yukarıdan aşağıya pompalanan yalanların en başta geleni…
Liderin hedef gösterdiği, Allah’ın ortaya koyduğu fizik kurallarına karşı olsa bile taban, liderin dediğine inanmayı dinin/törenin temeli sayar. Bir felaket yaşandığında haklı çıkan her zaman bilimin dile getirdiği olur. İki depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’taki TMMOB (Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası Başkanlığı) binası depremde ölümün ‘kader planı’ olmadığını ortaya koydu.
Türkiye, yakın gelecekte 6 Şubat’ı, 17 Ağustos 1999 depreminden daha çok konuşacak. Bu yaşananın daha çok konuşulacak olmasının birçok nedeni var.
♦️17 Ağustos depreminden daha çok can kaybı yaşandığı için. Bu depremde ölen insan sayısının sabah saatleri itibariyle 20 bin dolayında olduğu açıklanmış olsa da bu rakam 100 bine yaklaşacak.
♦️İktidarın ölü sayısında tespit edilebilenleri gizlemeden açıklayacak olmasının kendisi açısından önemli bir gerekçesi var. 6 günden bu yana sergilenen beceriksizlikleri gizlemek için buna ihtiyacı var. Halka yarın dönüp, “Biz ilk günler her yere yetişemedik ama felaketin büyüklüğünü görüyorsunuz” diyerek ülkeye ve dünyaya bunu anlatmaya çalışacak.
♦️İktidarı eleştirenler de bu depremi daha çok konuşmak isteyecek. Onlar da AK Parti’nin iktidarda geçirdiği 23 yıl boyunca yaşanan deprem tecrübesine rağmen alınmayan önlemleri ve boşa geçen yıllar açısından bu felaketi gündemde tutacak.
♦️ Depremzedelerin yaşadıkları acılar ve sarılmayan yaralar sürekli göz önünde tutulacağı için daha çok konuşulacak.
♦️ Bu depremde yaşanan iç göçün sonuçları tahmin edilenden daha fazla olacak.
İKTİDAR, BECERİKSİZLİĞİNİ ÖRTMEK İÇİN HER YOLA BAŞVURUYOR
Erdoğan iktidarı bugüne kadar her türlü hırsızlığı sergiledi. Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yaşanan büyük deprem, AK Parti’nin yardım hırsızlığını ortaya koydu. Vatandaşların kendi sivil yapılanmalarıyla ya da belediyelerin topladığı yardımları, kendi atadıkları valiliklerin yaptığı yardımlarmış gibi sunmaya çalıştı.
Dünden itibaren yardım hırsızlığının yeni bir boyutu ortaya çıktı. Öteki partileri, “siyaset zamanı değil” diye susturmaya çalışan iktidar, toplumun farklı kesimlerinin yaptıkları yardım kolilerinin üzerine AK Parti logosu yapıştırarak halka sunuyor.
İyi olan her şeyi sadece kendilerinin yaptığını gösterme iddiasında olanlar, toplumun yardımseverliğini törpüleyen bir zımparaya dönüştüler.
Iste bu partizanciliktir. “Gun siyaset yapma gunu degildir” diyenlerin yaptiklarina bakin. Demek istedikleri, “siz siyaset yapmayin; bizi elestirmeyin ama biz bunu yapalim”
— Oz can 😞 (@OzcanKelesGB) February 10, 2023
İktidar, kendini yutacak olan kibri yüzünden ilk günlerde yaşanan felaketin boyutlarının büyüklüğünü algılamadı. Algıladığında enkaz altındakileri kurtarmak için “altın saatler” diye tanımlanan kritik saatleri kaybetmiştik.
Bu beceriksizliğini örtmek için akıllarına gelen her yola başvuruyor. Bundan sonra da vuracağından emin olun.
😡 İlk günlerde sosyal medyadan dezenformasyon yapılıyor iddiasıyla insanları gözaltına alıp tutuklamaya çalıştı.
😡 Bütün medyayı kurtarma çalışmalarına kilitleyip, hemen öbür tarafta kimsesizlikten yakınlarının enkazı başında ağlayanları unutturmaya çalıştılar.
😡 Yaşanan yüzbinlerce can kaybı için günah keçisi olarak bir Veli Göçer bulacaklar. 1999 depreminde kaybedilen 20 bin dolayındaki canın sorumluluğunu Yalova’da inşaat yapan müteahhit Veli Göçer’e atmışlardı. Bakalım, bu depremde on binlerce ölünün sorumlusu olan günah keçisi kim yapılacak?
Ne var ki, bu çirkinlikte müteahhit yalnız değildi. Bu istismarın içinde yerel yönetimlerde rüşvet yiyen belediye bürokrasisi var, yerel siyasetçisi var, ilgili bakanlıklardaki görevliler var. İşin kötü tarafı, siyasetin finansmanında yıllardan bu yana Türkiye’deki tablo hep bundan ibaret.
😡 Gölgeleme aracı olarak objektiflerin tutulduğu yağma olayları, tehlikeli bir provokasyona döndürülmeye çalışılıyor. Yardım götüren insanlar, yağmacı diye ya linç edilmeye kalkışılıyor, ya da cezaları güvenlik güçleri tarafından veriliyor.
Çok zor zamanlar biliyoruz.
Bu görüntüler kısa vadede hoşunuza da gidiyor olabilir. Ama lütfen hukuku askıya almayın.#depremzede #ahbap #polis pic.twitter.com/cwczxcILZV
— İşkence Report (@IskenceReport) February 10, 2023
Çok zor zamanlar biliyoruz.
Bu görüntüler kısa vadede hoşunuza da gidiyor olabilir. Ama lütfen hukuku askıya almayın.#depremzede #ahbap #polis pic.twitter.com/cwczxcILZV
— İşkence Report (@IskenceReport) February 10, 2023
İktidarın trolleri aracılığıyla önce yağma görüntüleri yayıldı. Maalesef her dönemde felaket sonrasında yağma olayları yaşanıyor. Tarihi, yağma olaylarıyla dolu bir toplumda her dönemde büyük ayıp sayılması gereken yağma olayı, şimdi “tu, kaka” yapılıyor. Evet, yağmacılar ortaya çıkarılmalı, ancak acıların bu kadar derin yaşanmasının müsebbibi unutulmamak kaydıyla.
😡 Can kaybının artma nedenlerinden biri olarak ortaya çıkan AFAD’ın beceriksizliğini gizlemek için Haluk Levent’in Ahbaplar’ı iktidarın medya silahları aracılığıyla hedef tahtasına oturtuldu. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bir dizi yafta yapıştırılıp bütün mal varlıklarına el konulacak. Toplanan nakdi yardımlar da AFAD’a aktarılacak.
Ahbap’ın vatandaşların yaraları sarması için gönüllü olarak verdiği paralara el konması gerektiğini öne sürenler, hırsızlık ve yolsuzlukla devleti soyanlardan götürdükleri paraların geri alınmasını hiç gündeme getirmedi.
😡 Önümüzdeki günlerde iktidarın toplumun dini duygularını istismar etmesine ortam hazırlayacak bir tepki ortaya çıkarılacak. Muhalifliğiyle bilinen bir ismin haddi aşan sözleri afişe edilip halkın dini duyguları istismar edilecek.
UYARANLARI SAHTEKARLIKLARLA SUÇLADILAR
EnsonHaber sitesi, iktidarın tetikçi sitelerinden birisi olarak görev yapıyor. Uzmanların deprem öngörülerini yalancılık ve spekülatif açıklamalar olarak niteledi. 5 Ekim 2022’de yaptığı “Türkiye’de deprem uzmanlarının spekülatif tahminleri” başlıklı haberde, ekran ekran dolaşan deprem uzmanlarının halkı korku ve paniğe ittiklerini yazdı.
Tetikçi site, deprem uzmanlarının halkı korkuttuğunu öne sürdüğü haberinin ayrıntılarında bir de “gerçekleşmeyen deprem haritası” yayınladı. “Şu ana kadar tutan bir deprem tahmini yok” ara başlıklı haberde, 6 Şubat depreminin yaşandığı bölgede “7,2 büyüklüğünde deprem üretir” notu var.
Ne var ki ülkede bilim insanlarının söylediklerinin ciddiye alınması gerektiğini dillendirenler de var. Bu kesimler söylediklerini ilgili yerlere duyuramasa veya dinlemesi gerekenlere dinletemeseler de doğruları söylemekten çekinmiyorlar.
İYİ Parti’nin Kahramanmaraş eski İl Başkanı Ahmet Çabukel, Ağustos 2022’de “Duyun bu feryadı” diyordu. Bilim insanlarının bölgeye ilişkin açıklamalarını dillendiren Çabukel, “Kahramanmaraş’ta iki büyük deprem bekleniyor” diye konuşmuştu.
Önceki dönem Kahramanmaraş İl Başkanımız @ahmtcbkl kardeşim
6 ay önce 3 Ağustos 2022’de “deprem kapımızda değil ayaklarımızın altında! Kahramanmaraş’ta keşfedilen 2 büyük fay üzerinde,
7 şiddetinin üstünde
2 büyük deprem bekleniyor. Hazır değiliz!”
Diye haykırmış!
Daha ne desin? pic.twitter.com/Eagi8XnbDs— Koray Aydın (@korayaydintr) February 10, 2023
Bilimin ışığı yolunda çalışan ve iş görenler de var bu ülkede. TMMOB Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası’nın binası tam da buna örnek. İyilikleri kendinden, kötülükleri başkasından bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kente deprem sonrası yaptığı ziyarette, yaşananları “kader planı” olarak değerlendirmişti.
Yapısını sağlam yapmayanların yüzünden deprem faciaya dönüştü. En büyük tahribatın yaşandığı Kahramanmaraş’ta Erdoğan’ın insanları susmaları için söylediği sözleri yalanlayan bir tablo orta yerde duruyor.
Kentte orta yerde etrafı yıkılıp enkaza dönüşmüş bir bölgede dimdik ayakta duran bir bina var. Böyle büyük depremlerde “bilimle mühendisliğin birleştiğinde felaketlerde bile ayakta kalabilecek bina yapılabiliyormuş” dedirtecek türden.
Görüntüyü paylaşan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş’ın notu bir mühendis olarak her şeyi anlatıyor:
“Görseldeki bina İnşaat Mühendisleri Odası’nın Kahramanmaraş İl Temsilciliği Binası. Fazla söze gerek yok. Bilim ve mühendislik böyle büyük bir depremde dahi ayakta kalacak yapılar inşa etmeye yeter. Yeter ki bilim ve teknik halk yararına uygulansın!”
Etrafı boşaldığı halde bu binanın ayakta kalmasının birkaç sebebi var:
👉 Bu bina bilim ve mühendislik kullanılarak yapıldı.
👉 Riskli olduğu bilinen bölgede bina dikey değil yatay inşa edildi.
Bu bina, aynı zamanda iktidarın TMMOB’a niçin bu kadar düşman olduğunu da ortaya koyuyor. Mühendisler Odası, depreme uygun olmayan yapılar için dava açarak, iktidarın “kader planı” sığınağını yok etmiş oluyor.
Bilimle savaşarak siz servet edinip çevrenizde göbekten bağlı bir kitle oluşturabilirsiniz ama geçen zaman, bunu muhakkak yüzünüze vurur. Adına ister “sünnetullah” deyin, ister “kevnî kaideler” deyin isterseniz de “fizik kuralları”…
Bu fotoğrafta, kader planını değil, bilimle ayakta duran bir bina var.
Bu kadar güzel bir yazı, ancak bu kadar kötü bir başlıkla kötü hale gelir…
Her şeyi yaratan Allah.
Allah’tan izinsiz, O’nun bilgisi dışında yaprak kımıldamaz; yer de sarsılmaz.
Demek ‘depremde ölümün’ de bir ‘kader planı’ yönü var.
Başka illerdeki TMMOB binaları yıkıldıysa, yazıda geçen bunca önemli eleştiri boşa mı gidecek?
Ya da o binanın yanında yıkılan binaları hangi mimarlar çizdi? Hangi mühendisler yaptı?
Eğer, TMMOB binasını yapan mimar, mühendis ve müteahhitin binalarından yıkılanlar olmuşsa nasıl açıklayacaksınız?
Mesele “kader planı” değil, her şeye kadir olan Allah’ın planı değil, Abdülkadirlerin, Abdülkadir olmaları gerçeğini unutmuş, Abdülpara, Abdülmakam, Abdülmevkigillerin planı…
Kanun ve düzenlemeleri yapanlardan, denetimleri yapanlara, çizimleri yapanlardan izinleri verenlere…
Hepsi hesap vermeli.
Çok güzel yazmışsınız. Veli Göçer gibi bir günah keçisi bulunacaktır. “Eşeğini dövemeyen, semerini döver” diyenler, yarar/zarar dengeleri eşeklerden aşağı varlıkların peşinden gitmekte ısrardan dönerlerse yazdığınız sorunlardan kurtulabiliriz.