Dengeyi kaybetti; dinleme iddiası çıldırttı | EDİTÖR MASASI

TR724’ün Washington Temsilcisi Adem Yavuz Arslan, TR724 yazarları Levent Kenez ve Tarık Toros, Editör Masası’nda Türkiye ve dünya gündemini masaya yatırdı. Programda, Türkiye’de artan siyasi gerilim, İçişleri Bakanlığı operasyonları, medya ve sosyal medya üzerindeki baskılar, Kürt siyasi hareketine yönelik politikalar ve MİT’in muhalefete brifing vermesi gibi önemli konular ele alındı.

İşte Editör Masası’nda öne çıkan detaylar:

Türkiye’de gerilim tırmanıyor

Adem Yavuz Arslan, Türkiye’de özellikle Ekim 2022’den bu yana artan gerilimlerin siyaset sahnesini etkilediğini belirtti. Sözlerine şu ifadelerle başladı: “Kürt siyasi hareketine yönelik kayyum atamaları, gazetecilere ve muhaliflere yönelik operasyonlar hız kesmeden devam ediyor. CHP milletvekillerinin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı protesto etme girişimi, bu gerilimin bir yansıması.”

CHP’nin Plan ve Bütçe Komisyonu kapısında düzenlediği protesto sırasında milletvekilleri ve güvenlik güçleri arasında yaşanan gerginlik programda geniş yer buldu. Levent Kenez, bu protestoyu sembolik bir adım olarak değerlendirerek şunları söyledi: “Muhalefet, tepki göstermesi gereken daha ciddi meselelere odaklanmalı. Ancak bu tür eylemler, gerçek bir çözüm üretmekten uzak ve yalnızca hükümetin söylemlerine hizmet ediyor.”

459 Gözaltı: Kıskaç 30 Operasyonu

Adem Yavuz Arslan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın duyurduğu “Kıskaç 30” operasyonunun, Türkiye’de hukukun üstünlüğü açısından ciddi sorunlar barındırdığını vurguladı. Operasyonun, 66 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilip 459 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlandığını belirtti ve şunları ekledi: “Bu operasyonların hukuki bir zemine dayanmadığı açık. İnsanlar yalnızca insani yardımda bulunmak ya da temel sosyal faaliyetlere katılmak gibi gerekçelerle suçlanıyor. Türkiye, bu tür yöntemlerle bir cadı avı politikasını sürdürüyor.”

Levent Kenez ise bu operasyonları eleştirerek, şu soruyu yöneltti: “Bir ülkede aynı anda 500 terörist yakalanıyorsa, bu durum güvenlik ve istihbarat mekanizmalarının ne kadar çürümüş olduğunu gösterir. İnsanların temel hakları ihlal ediliyor, ancak ne medya ne de muhalefet buna yeterince tepki gösteriyor.”

MİT’ten CHP’ye brifing

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın CHP’ye verdiği brifing, programda geniş çaplı tartışıldı. Adem Yavuz Arslan, MİT’in bir devlet kurumu olarak siyasi partilere değil, parlamentoya hesap vermesi gerektiğini söyledi: “MİT, Erdoğan rejiminin bir aygıtı haline geldi. Devletin resmi kurumları artık bir parti devletine dönüşmüş durumda.”

Tarık Toros ise bu durumu şu sözlerle değerlendirdi: “Muhalefet, MİT’in bu şekilde davranmasını sorgulamak yerine, ‘Bize de brifing verin’ diyerek meşruiyet dışı bir uygulamayı normalleştiriyor. Bu yaklaşım, muhalefetin rejime karşı durmak yerine onun bir parçası haline geldiğini gösteriyor.”

Medya ve sosyal medya üzerindeki baskılar artıyor

Programın bir diğer önemli başlığı, Türkiye’de artan medya ve sosyal medya sansürü oldu. Adem Yavuz Arslan, rejimin medya üzerindeki kontrolünü Çin ile kıyaslayarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de sosyal medya tamamen kontrol altına alınmış durumda. Rejim, eleştirel içerikleri siliyor ve sadece kendi propagandasını yaymak için bir alan oluşturuyor. Bugün Google’da arama yaptığınızda, Erdoğan rejimiyle ilgili neredeyse hiçbir eleştirel bilgiye ulaşamıyorsunuz.”

Levent Kenez ise, alternatif platformların önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “Sansür her geçen gün artıyor, ancak biz alternatif platformlarda sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. BlueSky gibi yeni medya araçları bu süreçte umut verici olabilir.”

Devlet Bahçeli’nin Öcalan hesabı

Editör Masası’nda Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan hakkındaki açıklamaları ve bu açıklamaların siyasi boyutları da değerlendirildi. Adem Yavuz Arslan, bu açıklamaların arkasında Erdoğan’ın Öcalan’ı kullanarak yeni bir siyasi hesap yürüttüğünü savundu: “Bahçeli’nin açıklamaları, Erdoğan’ın Öcalan’ı siyasete dahil etme projesinin bir parçası. Bahçeli’nin Erdoğan’a tamamen bağlı bir figüre dönüştüğü artık açıkça görülüyor.”

Muhalefet neden zayıf

Programda muhalefetin yetersiz kaldığı noktalar da masaya yatırıldı. Levent Kenez, muhalefetin temel meselelere odaklanamadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “CHP’nin, İçişleri Bakanlığı’nın operasyonlarına ya da MİT’in meşruiyet dışı faaliyetlerine güçlü bir tepki vermemesi, rejimin daha da güçlenmesine olanak tanıyor.”

Adem Yavuz Arslan ise muhalefetin rejime karşı yeterince net bir duruş sergilemediğini vurguladı: “Muhalefet, Erdoğan’ın çizdiği sınırlar içinde hareket ediyor. Bu durum, Türkiye’deki siyasi krizlerin derinleşmesine neden oluyor.”

Program, güçlü bir çağrıyla sona erdi. Adem Yavuz Arslan izleyicilere şu mesajı verdi: “Sansür ve baskı ne kadar artarsa artsın, biz sesimizi duyurmak için yeni yollar bulacağız. Ürettiğimiz içeriği destekleyin ve biz nerede olursak orada olun.”

Levent Kenez ise, “Muhalefetin, medya sansürüne ve insan hakları ihlallerine daha güçlü bir şekilde karşı çıkması gerekiyor. Sessizlik, bu rejimi daha da cesaretlendiriyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin