Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, AKP rejimine yeni bir çözüm süreci başlatma çağrısında bulundu. Çözüm için ‘İmralı’yı adres gösteren Bakırhan, “Bir daha bir genç yaşamını yitirmesin. Var mısınız? Varsanız, Kürtler hazırdır. Varsanız, buyurun İmralı’ya, buyurun Sayın Öcalan’a!” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Gençlik Meclisi tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “Vejînek Ciwan (Genç Diriliş)” şiarlı 1’inci Olağan Kongresi’nde konuştu. Konuşmasına Kürtçe başlayan Bakırhan, ardından Türkçe devam etti. Bakırhan, çözümün adresi olarak İmralı’yı işaret etti. Şunları söyledi:
- Değerli halkımız, siz de yakinen takip ediyorsunuz; savaş ve çatışmalar bu ülkeye bir şey kazandırmadı. 40 yıldır bu ülkede savaş ve çatışmalar devam ediyor. Bu 40 yıl içerisinde bu ülkenin Kürt, Türk, Arap bütün renkleri fark etmeksizin gençleri yaşamlarını yitiriyor. Dün yine çatışmalarda gencecik insanlar yaşamını yitirdi.
- Bir de çıkıp yaşamını yitiren gençlere üzüldüklerini belirtiyorlar. ‘Vatan’ diyorlar, ‘Sakarya’ diyorlar, ‘millet’ diyorlar. Ama kendi çocukları, kendi gençleri ne Zap’ta ne de başka bir yerde bu çatışmaların içerisinde değil. Yaşamını yitirenler, emekçilerin, yoksulların çocuklarıdır. Evinde sobası yanmayanların ve kombisini yoksulluktan dolayı açmayanların çocuklarıdır.
- Evet, samimiyseniz buyurun gelin, bu sorunu birlikte çözelim. Biz DEM Parti olarak, Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmesi için elimizden gelen bütün sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Ama siz buna inanıyor musunuz? Siz çatışmaların bitmesini istiyor musunuz? Siz gençlerimiz yaşamını yitirmemesini istiyor musunuz? Buna çok emin değiliz.
- 500 yıl önce bir kitabın başlığında aynen şöyle yazıyordu; ‘tatlı gelir yaşamayana savaş.’ Ümit Özdağ’a tatlı gelir çünkü çocuğu savaşın ve çatışmanın içinde değil. Irkçı, milliyetçi, faşist çevrelere bu savaş tatlı gelir, çünkü onların canı yanmıyor, yoksulların canı yanıyor.
- Buyurun, hodri meydan! Bugün Diyarbakır’dan Türkiye halklarına, Türkiye’deki iktidara devlet aklına sesleniyoruz; bir daha bir genç yaşamını yitirmesin. Var mısınız? Varsanız buyurun Kürtler hazırdır. Varsanız -buyurun biraz önce gençlerin yaptığı sinevizyonda da çok net bir mesaj verildi- buyurun İmralı’ya, buyurun Sayın Öcalan’a.
- 2015 yılında Türk ve Kürt gençleri yaşamını yitirmesin diye, Kürtler eşit yurttaşlar olsun diye, bu topraklarda kardeşçe birlikte yaşayalım diye bir irade ortaya çıktı. Hadi buyurun hodri meydan; tekrar sizi diyaloga müzakereye Kürt sorunun demokratik çözümüne davet ediyoruz. Bu konuda DEM Partiye, vekillerimize, değerli halkımızın üzerine düşen sorumluluğumuzu da layıkıyla yerine getireceğiz.
- Bunlar samimi değil. Bunlar yaşamını yitirenler için timsah gözyaşları döküyorlar. Bir gün sonra unutuyorlar. Bunlar, insanlar yaşamını yitirmesin diye hiç bir çaba ve sorumluluk altına girmiyorlar. Varsa teklik, Türklük, asimilasyon, yok sayma politikalarının arkasında duruyorlar. Çözüm böyle olmaz. Bu topraklarda barış böyle gelmez.
- Bir halkın dilini yok sayıyorsunuz. Bir halkın kültürünü yok sayıyorsunuz. Bir halkın gençlerinin çocuklarının seçilmiş iradesinin Meclis’e ‘hûn bi xêr hatin (hoşgeldiniz)’ demesini bilinmeyen bir dil olarak tanımlıyorsunuz. Peki, siz bu zihniyette, bu yok sayan anlayışta, bu inkarcı anlayışta neyin gözyaşını döküyorsunuz?
Kürtcüleri savunmayin, PKK`nin siyasi kolunun propagandasini yapmayin bize!
Zamanlama manidar…