DEM Parti, Meclis Grup Toplantısı’nı kayyum atanan Mardin’de yaptı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, iktidarın hukuka ve demokrasiye darbe yaptığını söyledi. Hatimoğulları, “Kenan Evren yaşasaydı ‘netekim’ ‘Bu iktidar bizden daha güzel darbe yaptı’ derdi. İşte bu iktidar ‘askeriye vesayet rejimine karşı iktidara geliyoruz’ dediler ama kendileri saray vesayeti, yargı vesayeti, polis ve kolluk kuvveti vesayeti yarattılar. 12 Eylül darbecileri, 28 Şubat darbecilerini asla aratmamaktadırlar.” ifadelerini kullandı.
DEM Parti, Meclis Grup Toplantısı’nın Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün yerine kayyum atanan Mardin’de gerçekleştirdi. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, açıklamalarında kayyum atamalarına tepki gösterdi.
İlk olarak kürsüye çıkan Hatimoğulları, şunları söyledi:
- Türkiye’de 2015 yılından bu yana demokratik siyasette kesintisiz bir darbe süreci yaşandı. 4 Kasım 2016 darbesinde HDP Eş Genel Başkanları sevgili Figen Yüksekdağ, sevgili Selahattin Demirtaş ve milletvekilleri gözaltına alındı ve bir siyasi darbeye daha imza attı bu iktidar o dönemde. Seçilmişlerimizi tutukladılar.
- Kobani kumpas davası ile birlikte onlarca yıl hapis cezası verdiler. Kenan Evren yaşasaydı ‘netekim’ ‘Bu iktidar bizden daha güzel darbe yaptı’ derdi. İşte bu iktidar ‘askeriye vesayet rejimine karşı iktidara geliyoruz’ dediler ama kendileri saray vesayeti, yargı vesayeti, polis ve kolluk kuvveti vesayeti yarattılar. 12 Eylül darbecileri, 28 Şubat darbecilerini asla aratmamaktadırlar.
- 4 Kasım 2024, 3 belediyemize kayyum atandı. Özellikle bugüne getirmeleri ‘sizin üzerinizden darbenin elini çekmeyeceğiz’ mesajını vermiş oluyorlar. Yargı vesayeti, polis ve kolluk kuvvetleri vesayeti yarattılar.
- Bu kayyumun amacı seçme ve seçilme hakkını yurttaşın elinden almaktır. Bu kayyumun amacı Kürde ‘seç seçemezsin, seçilemezsin’ demektir. Bu kayyumcu rejim anlayışı sadece Kürtlere zarar veriyor, sadece DEM Parti’ye zarar veriyor. Esenyurt örneğinde olduğu gibi kayyumcu anlayış seçimleri lağvediyor, seçimleri ortadan kaldırıyor. AKP-MHP, Türkiye partisi değildir; yandaş partisidir. Kendisi dışındaki partileri yok sayıyor. Türkiyelileşmenin önündeki en büyük engel, AKP-MHP ittifakıdır; bu böyle biline.
Tülay Hatimoğulları’nın ardından kürsüye DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan çıktı. “4 Kasım siyasi darbenin yıldönümüdür. Tekrar 4 Kasım’da sizin iradenize kayyum atayarak hükümet ‘ben bu siyasi darbeye devam ettireceğim’ mesajını verdi.” diyen Bakırhan, ardından şunları söyledi:
- Sizin 4 Kasım’daki siyasi darbeniz Mardin’de, Batman’da, Halfeti’de Kürt halkının sandığına takılmış ve paramparça olmuştur. Nasıl 4 Kasım’daki siyasi darbenizi kabul etmediysek, bugün de Mardin, Batman, Halfeti ve Senyurt halkları için bir hiçtir.
- Bu ülkede iki siyasi hat var. Bir tarafta kayyumcu bir cumhuriyet isteyenler, diğer tarafta demokratik bir cumhuriyet istiyenler. Biz dün olduğu gibi bugün de kayyumcu, anti demokratik cumhuriyet yerine demokratik cumhuriyet mücadelesini devam ettirmeye çalışacağız.
- Uzattıkları elleri tuttuk, bize uzatılan her eli de tutarız. Toplumsal barış için her el değerlidir, reddetmeyiz. Ama siz ne gördünüz? Uzatılan el meğer kayyum atamak içinmiş! Gerçek niyetlerini kayyum atayarak kendileri belli ettiler. Demek ki sahici değilmiş.
- Kürtlerin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş AKP’de ne kadar Kürt siyasetçi varsa hepsini istifaya davet ediyorum. Müzakereden kaçıyorlar. Çünkü müzakere kimin çözümden yana olduğunu en önemli merahlelerden biridir. DEM Parti olarak Kürt barışının asıl muhataplarından birisi biziz. Çözüme hazırız. Ama sizin bir elinizde kayyum, bir elinizde zulüm var.
- Sayın Bahçeli, bize uzattığın eli biz tuttuk. Ama diğer elini ortağın parçaladı. Bize uzattığın elde sorun yok, diğer elini baltalayan ortağında sorun var. Madem bir çözüm istiyorsun, kayyum anlayışından vazgeç. Madem çözüm istiyorsun, önce tecriti kaldır. Madem çözüm istiyorsun, hukuka uygula.