YORUM | HASAN CÜCÜK
Fenerbahçe’nin şampiyonluk hasretine bir yıl daha eklediği sezonu geride bıraktık. Büyük ümitlerle başlayan sezon, yine hüsranla bitti. Zirve hasreti 9 yıla çıktı. Ezeli rakibi Galatasaray 5’inci yıldızına ilerlerken, Fenerbahçe 4’üncü yıldızın kapısında beklemeye devam ediyor. Ali Koç başkanlıkta 5 yılı geride bırakırken, hiçbir Fenerbahçe başkanına nasip olmayan duygular yaşadı. Başakşehir tarihinde ilk kez şampiyon oldu. Trabzonspor 38 yıllık şampiyonluk hasretini sonlandırdı. Tüm bunlar Ali Koç’un 5 yılı geride bırakan başkanlığı döneminde oldu. Hakkını teslim edelim, bu yıl ilk kez bir sezonu aynı hocayla tamamladı.
3 Haziran 2018’de büyük umut ve heyecanla başlayan Ali Koç dönemi kısa sürede yerini umutsuzluğa bıraktı. İlk dört sezonunda, 4 farklı takımın şampiyonluğuna şahit oldu. Başakşehir tarihinde ilk kez, Trabzonspor ise 38 yıl aradan sonra şampiyonluk gördüğünde başkanlık koltuğunda Ali Koç vardı. 20 yıllık Aziz Yıldırım dönemini sonlandıran isim olarak beklentiler oldukça yüksekti. Türkiye’nin en tanınmış ve zengin ailesine mensuptu.
Vizyonuyla Fenerbahçe’ye pekâlâ çağ atlatabilirdi. Futbolda paralı başkanlar dönemi az da olsa geride kalmıştı ama Ali Koç hem vizyonu hem de maddi gücüyle rakiplerinin imrendiği bir Fenerbahçe inşa ederdi. Bunların hiçbiri gerçek olmadı. Her sezon başında bir düzineden fazla oyuncu transfer etti. Yetinmedi, ara transferde kesenin ağzını açıp kadroyu daha da şişirdi. Her mevkide oyuncu fazlalığı yaşanırken ne tam bir stoper ne sağ bek ne de sol bek transferi gerçekleştirdi. Ferdi’den sağ bek devşirdi. Alınan stoperler karavana çıkınca orta saha oyuncusu defans hattına kaydırıldı.
Sadece oyuncu seçiminde yanlışlar yapılmadı. Teknik adam tercihleri tam bir facia oldu. Geldiğinde görevde olan ve daha önce şampiyonluk yaşatmış Aykut Kocaman’ı göndermenin bedelini Hollandalı Phillip Cocu yanlışlığıyla ödedi. Daha sezonun ilk 4 haftasında alınan 3 yenilgiyle Cocu rüyası başlamadan hüsran oldu. İlk 11 haftada 5 yenilgi, 4 beraberlik ve sadece 2 galibiyet görmek de Ali Koç’a nasip oldu. Cocu gönderilip, yardımcısı Erwin Koeman da derde deva olmayınca, takımı ‘ne dün ne bugün ne de yarın gündemimizde olmayacak’ dediği Ersun Yanal’a teslim etti. Erol Bulut, Emre Belözoğlu, Vitor Pereira, İsmail Kartal ilk 4 yılda dümeni teslim ettiği diğer isimler oldu. Elbette geçici olarak görev yapan Zeki Murat Göle ve Tahir Karapınar’ı da eklemek gerek. Sadece bu sezonu aynı hocayla (Jorge Jesus) tamamladı.
Kalitesiz oyuncu transferlerine, kalitesiz teknik adam tercihlerini ekledi. Hatırı sayılır bonservis ve maaş ödenen ancak taraftarın adını bile unuttuğu isimler kadroda yer aldı. Adil Rami bile transfer edildi. Bile diyorum çünkü aylarca sahalardan uzak kalan bir isimdi. Fenerbahçe günleri de neredeyse topa dokunmadan geçti desek abartı olmaz. Örnek çok. Bu sezon ara transferde kadroya Parma’dan Jayden Oosterwolde katıldı. Ödenen bonservis tam 6 milyon Euro. Sol bek sorununa çözüm için alınan Hollandalı sadece 3 maçta sahaya çıkıp, 84 dakika kaldı. Neden ve niçin, hangi müthiş özelliğinden dolayı transfer edildiğini anlayan çıkmasa da ödenen bonservis, Parma’yı mutluluktan coşturmuştur. Bu sezon 44 milyon Euro harcanıp, kadroya 17 oyuncu katıldı. Neredeyse bir takım kuruldu. Sonuç? Yedek kulübesi veya tribün müdavimi, oynamadan sakatlanan oyuncular topluluğu…
Ali Koç’un ‘aday çıkarsa kongreye giderim’ açıklamasına en fazla rakipleri üzülmüştür. Fenerbahçeliler artık ezberledikleri ‘Çile bülbülüm çile’ veya ‘Hep kahır’ parçaları eşliğinde yaza girdi. Sohbet konusu yine belli; ‘Ne olacak bu Fener’in hali?’