AYM, sürgün gazeteci Bülent Keneş’in, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu hakkında yazdığı bir yazı nedeniyle ceza almasının ‘ifade özgürlüğünün ihlali’ olduğuna karar verdi. Keneş, 2015 yılında ‘Davutoğlu’nun sefaleti’ başlıklı yazısı nedeniyle ağır cezada yargılanmış ve 7 bin 80 lira para cezasına çarptırılmıştı.
Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde ‘Abbas Yalçın ve Diğerleri’ kararını yayınladı. Mahkemenin, ‘İkinci Bölümü’ 2014 yılından 2022 yılına kadar yapılan 607 başvuruyu birleştirip hepsini birlikte değerlendirmesi dikkat çekti.
Mahkeme, ‘karar başlığı’ olarak da bu başvurular içinde yer alan Abbas Yalçın başvurusunu seçti ve kararını ‘Abbas Yalçın ve Diğerleri Başvurusu’ olarak yayınladı. Anayasa Mahkemesi’nin İkinci Bölümünün verdiği kararda başvuruculardan bir kısmının ‘ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine’ hükmetti. Ancak mahkemenin internet sitesinde yayınlanan kararda başvurucuların isimleri yer almayıp sadece başvuru numaraları bulunuyor.
607 başvurucudan birinin de İsveç’in NATO’ya katılım sürecinde Recep Tayyip Erdoğan’ın pazarlık konusu yaptığı isimlerden, Today’s Zaman’ın Eski Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş olduğu ortaya çıktı. Keneş’in kişisel bloğunda yayımladığı ‘Davutoğlu’nun sefaleti’ başlıklı yazısında, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiği gerekçesiyle Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 bin 80 lira para cezasına çarptırılmış ve hükmün açıklanması geri bırakılmıştı.
Bu karar kesinleştikten sonra Bülent Keneş Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 29 Mart 2023 tarihinde Bülent Keneş’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
Bülent Keneş, 1 Ocak 2015 tarihli ‘Davuzoğlu’nun sefaleti’ başlıklı yazısında iktidarın politikalarını eleştiriyordu. “Artık şunu açıkça ve hiç çekinmeden söylemeliyiz ki, uzunca bir zamandır Erdoğan tek başına Türkiye demokrasisi ve hukuk devletinin en büyük sorununu teşkil ediyor.” ifadelerini kullanan Keneş, Davutoğlu’nun yetkilerinin alınmasını sineye çekmek suretiyle Erdoğan’ın despotik gidişatına payanda olduğunu ve Türkiye’yi felakete sürükleyen tarihi bir ihanetin parçası haline geldiğini yazmıştı.