HABER-ANALİZ: ERMAN YALAZ
15 Temmuz kontrollü darbesinin kronolojisi değişiyor, aktörleri yenileniyor. Geçtiğimiz günlerde gazeteci-yazar Ahmet Nesin’in Artı TV’deki programına konuk olan bir askerin belgeleriyle anlattığı yeni haliyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ekibinin darbeden 34 gün önce haberleri var. Ankara’da Terörle Mücadele Şube’de ifadesi alınan bir asker anlatıyor. Adı Hüseyin Gürler. Astsubay. Gürler’in ifadesini Nesin’in programında bir başka asker deşifre etti. Buna göre, Astsubay Gürler, darbe olacağını ya da bir girişim, plan içinde olunduğunu 34 gün önce Tabip Binbaşı Eray Serdar Yurdakul kanalıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilettik, diyor.
Tabip Binbaşı bu bilgiyi AKP’nin asker kökenli milletvekili Şirin Ünal ve Ahmet Albayrak’a bildiriyor. Ünal’ın darbe girişiminin yapıldığı gün saat 16.00’da Genelkurmay Karargâhı’na giderek Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüştüğü görüntüler aylar sonra ortaya çıkıyor. Bu hususu ilk deşifre eden isim darbe ile ilgili birçok yazıyı kaleme alan Müyesser Yıldız olmuştu. Esrarengiz Genelkurmay misafirinin sırlarını Astsubay Gürler’in ifadesi daha da açmış oluyor.
O GÜN GENELKURMAY’DA TOPLANANLAR
Yıldız’ın yazdığına göre, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın Genelkurmay Çatı İddianamesinde Ünal’ın ismi vardı. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Emir Subayı Levent Türkkan ile HTS kayıtlarında görüşmesi yer almıştı Ünal’ın. Genelkurmay Özel Kalemi’nde, “Komutan’ın randevuları, telefon görüşmeleri, mektupları ve her türlü görüşme notlarının hazırlanmasını yürüten personelin başında bulunmakla görevli” olan ve darbeden sonra tutuklanan Yüzbaşı Oktay Felekoğlu ifadesinde Ünal’ın neler yaptığı detaylıca anlatılıyor. Yüzbaşı Felekoğlu’nun ifadelerine göre, 15 Temmuz saat 09:00-12:00 arası Genelkurmay Başkanı’nın Başkanlığı’nda, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Silahlı Kuvvetler Komuta Hareket Merkezi Amiri Tuğgeneral İlhan Kırtıl, Genelkurmay Genel Sekreterinin senelik izinli olmasından dolayı Genelkurmay Genel Sekreter Vekili Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü, ilgili J (yani Daire) Başkanları, Özel Kalem Müdürü Albay Ramazan Gözel’in katılımıyla toplantı yapıldı. Felekoğlu, bu toplantı gizli olduğu için içeriye ilgililerden başkasının giremediğini ve bilgi sahibi olmadığını söylemiş.
AKP’Lİ ASKER MİLLETVEKİLİ KARARGAHTA NE YAPAR?
O gün bir başka konuk daha vardı. AKP Milletvekili, eski asker Şirin Ünal. Felekoğlu şu detayları veriyordu: “Aynı gün öğleden sonra ilk önce Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Şirin Ünal, daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve saat: 16:00 sıralarında MİT Müsteşarı Dr. Hakan Fidan Genelkurmay Başkanı ile görüşmeye geldiler. Ancak MİT Müsteşarı Komutanın yanında beklenenden çok uzun kaldı. MİT Müsteşarı saat 21.00’e doğru Genelkurmay Başkanı’yla yaptığı görüşmeden sonra odadan çıktı. MİT Müsteşarı odadan çıktıktan 5-10 dakika sonra koridordan bağırma sesleri geldi ve hareketlilik oldu.”
Bu bilgiler net şekilde darbenin aktörleri Hulusi Akar, Hakan Fidan, Zekai Aksakallı ekibine Kara Kuvvetleri Komutanı ile AKP’li Şirin Ünal’ı da eklememiz gerektiğini gösteriyor. Bütün bunlar ortaya çıkınca o kritik saatlerde karargahta neden bulunduğunu nasıl izah ediyor, ne diyor Ünal peki? “Eski mesai arkadaşlarımı ziyaret ettim.” Hoppala. Milletvekili olalı yıllar geçmiş. Vekil o gün eski mesai arkadaşlarını hatırlayıvermiş.
34 GÜN ÖNCEDEN GELEN İHBAR-ARDINDAN GELEN MANŞETLER
Şimdi ilk başta darbeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT ve genelkurmayın 34 gün önceden haberdar olduğu iddiasının somutlaştıran Astsubay Hüseyin Gürler’in ifadeleri daha da anlamlı hale geliyor. Gürler, 2 Eylül 2016’da ki ifadesinde aynen şöyle söylüyor: “Edindiğim tüm bilgi ve belgeleri iki yıl önce kendisi ile tanıştığım, Ankara GATA’da görev yapmakta olan Tabip Binbaşı Eray Serdar Yurdakul isimli şahıs ile de paylaştım. Bu şahıs beni Ak Parti İstanbul Milletvekili Emekli Tümgenerel Şirin ünal ile görüştürdü. Bu bilgi ve belgeleri kendisine de ilettik. Darbe yapılacağına dair bilgiyi aldıktan sonra da özellikle sayın cumhurbaşkanımıza ulaşmanın yollarını aradık. Eray Bey’in girişimleri vasıtası ile Ahmet Albayrak ile İstanbul’da yaptığımız görüşme neticesinde gerek Eray Bey’in gerekse benim hazırladığım tüm bilgi ve belgeler Sayın Cumhurbaşkanımıza 11 Haziran 2016 tarihinde İstanbul Topkapı Sarayı’nda Eray Bey tarafından arz edilmiştir.” Yani, darbe olayından Erdoğan gibi Şirin Ünal’ın da Ahmet Albayrak’ın da net haberi var.
İstanbul Topkapı Sarayı muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışma ofisi olarak kullandığı Dolmabahçe’deki ofis. Havuz gazeteleriyle Yenişafak ve Star üzerinden tam da bu tarihten sonra yoğunlaşan Yüksek Askeri Şura (YAŞ), Hizmet Hareketi ile irtibatlı subay ve generallerin tasfiye edileceği haberleri tesadüf değil demek ki. Genelkurmay Başkanı Akar ile MİT Müsteşarı Fidan’ın ketumluğu Ünal ve Ahmet Albayrak için de geçerli.
HEM ASKER, HEM VEKİL HEM F..Ö MÜCADELESİ KOORDİNATÖRÜ!
Gazeteci Müyesser Yıldız ‘Asker Vekil Ünal’ın ilk başta Erdoğan tarafından mesafeli karşılandığını, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki asker gözaltı ve tutuklanmalarında ikircikli tavır gösterdiği için asker tarafından da pek sevilmediğini yazmış. Daha önemli bilgi ise, Ünal 15 Temmuz’dan sonra Genelkurmay karargahından başlamak üzere bugün yürütülen F..Ö ile mücadelede askerlerin temizlenmesi için koordinasyon görevi yürütüyormuş.
Erdoğan’ın 15 Temmuz’u öğrenmesiyle ilgili farklı ve çelişkili saatler vermesi Şirin Ünal’ın ziyaretiyle irtibatlı mı bilmiyoruz? Ancak artık şu çok net. Akar ya da Erdoğan’ın tek paragraflık açıklaması ile başlamadan bitirebilecekleri bir darbeye günlerce hazırlandığı, o gün bunu bilenlerin gayet aktif ilişki içinde olduğu gözüküyor. Bu isimlerden biri de Ünal.
Sniper’lar köprülere yerleşiyor, SADAT paramiliterleri görev yerlerine gidiyor. Gece yarısı için ‘sala’ talimatları veriliyor. Rejisör ‘motor’ diyor. Ve bir gün önceden Fidan ile buluşan Özel Kuvvetler Komutanı Zeki Aksallı’nın ekibi MİT Müsteşarının Genelkurmay Karargahı’ndan çıkışından dakikalar sonra orayı basıyor. Darbe girişimi o kadar gerçek ki, sözde darbecilerin bir numaralı hedefinde olan müsteşar, genelkurmay başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar vs, daha önemlisi ana aktörlerden bir tanesi bile zarar görmüyor. Tereyağından kıl çekercesine işin içinden sıyrılıyorlar.
FİDAN SURİYELİ ALİMLE NE KONUŞTU?
Atlanan bir başka detayı da hatırlamak yerinde olur. O akşam Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile görüştüğünü anlatan MİT Müsteşarı bir isimden daha bahsetmişti. Suriyeli din adamı ve rejim muhalifi Muaz El Hatip. Fidan ve çevresinin bazı gazetecilere yazdırdığı hikayeye göre, Fidan 22.27’de gelen telefonla müdahaleden ve Genelkurmayın basıldığından haberdar olmuştu. Türkiye canlı yayına geçmiş, köprüye askerler çıkalı yarım saati geçmiş. Müsteşar yeni duymuş. Buluşma şüpheli. Saatler çelişkili. Muaz El Hatip’in Türkiye’deki Suriyeli savaşçılar üzerinde etkisi var mıydı, diye sormuyor kimse. Tıpkı SADAT paramiliterleri gibi iç savaş deneyimli Suriyeli savaşçılar da o gece İstanbul, Ankara sokaklarında mıydı? En azından Muaz El Hatip bir şahit. Fidan’ın ve ekibinin neler yaptığının şahidi.
DAVUTOĞLU’NU GÖREVDEN EL ÇEKTİRİP DÜŞÜK PROFİLE GEÇİŞ MİLAT MI?
Kontrollü darbenin soruşturulacak kısmı bu haliyle bir hayli geriye dönük şekilde genişlemiş oluyor. Aktörlerin sayısı artıyor. Fidan, Akar, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ünal ser verip sır vermiyor. Ya da bildikleri darbe oyununu adım adım 247 kişinin katledildiği, binlerce insanın yaralandığı 15 Temmuz’a evrilmesini izliyorlar. Sonradan görevden alınan, polisi yönetecek İçişleri Bakanı Efkan Ala, daha önemlisi Akar ve Fidan’ın doğrudan bağlı olduğu Başbakan Binali Yıldırım’ın olaydan haberi yok. Düşük profilli başbakan olmanın gereği soru da sormuyor Binali Yıldırım.
Acaba diyor insan, Erdoğan’ın hiçbir gerekçe sunmadan, seçimsiz şekilde Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlıktan ve AKP genel başkanlığı görevlerinden alınması da 15 Temmuz’un bir parçası mıydı? Kontrolsüz bir başbakan ile ‘kontrollü bir darbe’ zor olurdu çünkü. Davutoğlu ‘stratejik aklı’yla bu işler pek yönetilemezdi anlayacağınız.
Baksanıza kimin elin kimin cebinde belli değil. Şirin Ünal eski mesai arkadaşlarını ziyaret ediyor. Hakan Fidan kaçırılacak diye ihbar geliyor, üstelik bir binbaşı bildiriyor. Genelkurmay Karargahı F..Ö’cü dolu. Fidan kendini alması gereken darbecilerin yanına kendi ayaklarıyla gidiyor. Cumhurbaşkanının eniştesinden önce olayları bilenler var. Aradan zaman geçtikçe 15 Temmuz’un yeni aktörlerini tanıyoruz. Bir yıl önce anlatılanlarla, bugün kamuoyuna yansıyan bilgi ve belgeleri kıyaslayın. Brezilya dizilerini aratmayacak ihanet hikayeleri de yakında çıkacaktır. Bekleyelim görelim bakalım.