Daha önce okullarda ‘Andımız’ın söylenmesiyle ilgili aldığı kararla AKP iktidarı ve laik çevreler arasında polemik başlatan Danıştay, tartışmalı ve yeni bir karara daha imza attı.
TSK’da görevli kadın personeline başörtüsü serbestliği tanıyan yönetmelik hakkında yapılan itiraza ilişkin Danıştay Savcısı mütalaasını hazırladı. Mütalaada, söz konusu düzenleme için ‘Anayasanın 2. maddesinde yer alan laiklik ilkesi varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez’ denildi.
YÖNETMELİĞİN DURDURULMASI İSTENDİ
Milli Savunma Bakanlığı tarafından 22 Şubat 2017’de yayımlanan yönetmelikte Genelkurmay karargâhı, kuvvet komutanlıkları ve bağlı birliklerde görev yapan kadın subay ve astsubaylar başörtüsü takabilmelerini kolaylaştıracak bir düzenleme yapmıştı. Bu düzenlemeye Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), tarafından itiraz edilerek, yönetmeliğin durdurulması yönünde idari dava açmıştı.
“LAİKLİK İLKESİ TARAFSIZLIK İLKESİNİN BİR UNSURUDUR”
İtirazı değerlendiren Danıştay Savcısı, mütalaasında “Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir.” ifadesine yer verdi. Kamu hizmetlerinde ‘Laiklik ilkesinin’ tarafsızlık ilkesinin bir unsuru olduğunu vurgulayan Savcı, “Dinsel alanda tarafsızlık, laiklik olarak da tanımlanabilir.” dedi.
Mütalaanın devamında, “Tarafsızlık, kamu hizmetine hâkim olan temel ilkelerden biridir. İdareye yüklenmiş bir ödev niteliğini taşıyan tarafsızlık ilkesi ile kamu hizmetini yürüten personele siyasi, sosyal ve dinsel eğilimlerini dışa yansıtmama yükümlülüğü getirilmiş, kamu hizmetinin düzenli ve her türlü kuşkudan uzak bir şekilde yürütülmesi amaçlanmıştır.” denildi.
“DİNSEL AİDİYETİNİ BELLİ ETMEMELİ”
Danıştay Savcısı, “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 6. maddesinde yer verilen tarafsızlık ve eşitlik ilkesine bağlı kalmakla yükümlü bulunan kamu personelinin, hizmetin yürütümünde taraflı davrandığı yönünde şüpheye neden olmaması, siyasi görüşlerini, dinsel aidiyetlerini hiçbir şekilde belli etmemesi gerekir.” ifadesini kullandı.
“BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜĞÜ KAMU YARARIYLA SINIRLIDIR”
Yapılan itiraz üzerine düzenlemeyi yapan Milli Savunma Bakanlığı’ndan savunma istendi. Danıştay Savcısı mütalaasında gelen cevaba atıf yaparak şu değerlendirmeyi yazdı:
“Her ne kadar davalı idarece, düzenlemenin dini inanç ve ibadet hürriyetini güvence altına alarak, kadın personele istemesi halinde belirli şekil ve şartlar altında başını kapatma özgürlüğü tanıdığı belirtilmekte ise de; idarenin düzenleme alanının kamu hizmetinin gerekleri ve kamu yararıyla sınırlı bulunması, kamu hizmetinin ana ilkelerinden olan tarafsızlık ilkesinin idarece öncelikle gözetilmesinin gerekmesi nedeniyle, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü bulunan ve bu statüye girerken belirli ilkelere uymayı kabul eden kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi’ varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez.”
“YÖNETMELİĞİN İPTALİ GEREKECEK”
“Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkan tanınmasının; kamu görevini yerine getirirken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu hizmetinin zarar göreceği açıktır. Belirtilen nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptali gerekeceği düşünülmüştür.”
Böyle düşünürsek herkese tek tip elbise ve saç modeli lazım Kuzey Kore gibi. Hatta konuşmalarına da standart getirmek gerekir. Belki konuşurken istenmeyen imada bulunabilirler.