Malum, Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarları gözaltına alındı. Bir kısmı FETÖ’ye yardımdan, bir kısmı PKK’ya yardımdan, bir kısmı hem FETÖ’ye hem de PKK’ya yardımdan üstelik. Savcılığın ‘delil’ diye ortaya koyup hâkimin de “Olur tabi gözaltına alın” demesine sebep olan ifadeler, Kafka’nın bile aklına gelmeyecek absürtlükte.
Memleketin en eski gazetesi Cumhuriyet’e polislerin böyle girip gözaltılar yapması haliyle memleketteki az insanda kalan “basın özgürlüğü” duygusunu depreştirdi. Vatandaşlar Cumhuriyet’in önüne dayanışmaya gittiler. Çok güzel kareler çıktı ortaya.
Gelgelelim, OdaTV’den Barış Pehlivan ilginç bir haber düşürdü piyasaya. Meğerse Cumhuriyet gazetesine baskını talep eden Cumhuriyet Savcısı Murat İnam, daha önce Cemaat sebebiyle soruşturma geçirmiş. (Selam Tevhit dosyasında adı geçen İnam’la birlikte Sulh Ceza Hâkimi Bekir Altun’un da adı geçiyordu ama problem olmadı). Haklı olarak gazeteci Pehlivan soruyor: FETÖ’ye yardımdan suçlanan gazeteciyi FETÖ’cü olmakla suçlanan savcı nasıl soruşturur?
İnsan içten içe, Barış Pehlivan’ın kulağına bu bilgiyi kaçıranlar, maksatlı olabilir mi diye düşünüyor.
Eğer tek derdimiz bu olsa, gayet güzel bir soruydu. Lakin şu ortamda bu sorunun hizmet edeceği tek şey var, o da meseleyi basın özgürlüğünden alıp kutuplaşmacı siyasetin cenderesine atmak. Nitekim önce Mehmet Şimşek, ardından Bekir Bozdağ bu iddiayla ilgili hayli pozitif yorumlar yaptılar. Belli ki, ikisinin de işine geldi bu durum.
Aslında bu yanlış ilk günden beri yapılıyor. Cumhuriyet taraftarları, kendilerini anti-Cemaat olarak kodlayarak davayı kamu vicdanında içi boş ilan ettireceklerini düşünüyor. Normal bir ülkede, normal bir zamanda bu olabilirdi.
Ancak Erdoğan’ın muhalefetten istediği tam da bu, her meselede FETÖ konuşulsun, gündemde hep FETÖ kalsın. Çünkü ülkeyi FETÖ diye konuşa konuşa bu hâle getirdi, FETÖ diye diye gücüne güç kattı. Her türlü yasayı çiğneme yetkisini, ‘hukuk içinde’ deyip hukuku yerle bir etme, devleti komple dağıtma becerisini FETÖ diyerek elde etti.
Elbette Erdoğan da ister ki sabah akşam FETÖ konuşulsun, her meselede bir FETÖ’den bahsedilsin. Halbuki faşizm gümbür gümbür geliyor, Cemaat’in yerinde yeller esiyor. Böyle bir ortamda tartışmayı FETÖ’ye çekmek, faşizmin ekmeğine yağ bal sürmektir.
Muhalefet, her şeyi becerdi, bir muhalefet etmeyi beceremedi.