CHP’nin isot tarlasına girdiler

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Çok bilinen bir Urfa fıkrası vardır ya, hani Urfalının birisi soluk soluğa ağasının yanına gelmiş “Ağam,” demiş heyecanla, “Fransızlar yola çıkmış Urfa’ya doğru geliyorlar.” Ağa hiç kılını kıpırdatmadan oturmaya devam etmiş. Bir iki gün sonra aynı adam yine nefes nefese ağasının yanına gelip “Ağam, ağam düşman Urfa’ya girdi, her yeri işgal ediyor,” demiş. Ağa yine hiç oralı olmamış. Adam bir süre sonra yine koşarak gelmiş “Ağam düşman isot tarlasına da girdi,” deyince ağa canhıraş bir şekilde ayağa kalkmış “Ne duruyorsunuz Urfalılar, vatan elden gidiyor!” diye bağırmış.

Anayasayı fiilen rafa kaldırmış bir iktidara karşı süt dökmüş kedi gibi, her şeyi sineye çekip, her anayasa ihlalini legalleştiren muhalefet içki yasağına karşı toplumu sivil itaatsizliğe davet ediyor.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Urfalıların isotuna, solcuların ‘rakısına’ dokunursanız orada isyan başlar. Onlara dokunmadığınız müddetçe aklınıza gelen her şeyi yapabilirsiniz, problem değil.

Milyonlarca insanın günlük kazancıyla yaşamını sürdürdüğü bir ülkede, hükümet tek kuruş yardım yapmadan 17 gün insanları eve hapsediyor ama başta muhalefet partileri olmak üzere ülke, içki yasağını konuşuyor.

Sarayın küçük bir yemine hemen atlayan ve onun tuzağına şuursuzca düşen bu muhalefetin siyaseten Recep’i alt edebilmesi mümkün değil. Hükümetin istisnasız her alanda perişan olduğu bir dönemde bile, Saray’ın tam istediği gibi içki yasağını ve camiye gidebilme serbestisini konuşan bir muhalefet, bin seçime girse bu AKP’yi yenebilecek gibi görünmüyor.

AKP, CHP’nin bugüne kadar savunduğu Kemalist bütün argümanları içselleştirip kendi politikası haline getirince CHP büyük bir boşluğa düştü. Bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, devlet ve güvenlik öncelikli yaşama, kimlik cezalandırması, Kürt ve Ermeni meseleleri konusunda muhalefet partileri AKP’den farklı şeyler düşünmediği için, hükümete itiraz edebileceği tek bir konu kaldı o da pandemi boyunca içki satışlarının yasak olması.

Oysa sosyal demokrat bir partiden bütün özgürlüklere sahip çıkması, toplumun ezilen kesimlerine yönelik etkin politikalar üretmesi, kanun önünde herkesin eşit haklara sahip olmasının sağlanması için mücadele etmesi beklenir. Kendinize, hem muhalefet hem de sosyal demokrat parti diyorsunuz ama içki  haricinde her konuda en sağcı partiden daha sağcılık yapıyorsunuz.

Başka bir zaman özgürlük kelimesini ağzınıza almıyorsunuz, içki satışlarına yasak gelince sivil itaatsizlik istiyor, hükümetin kararlarını dinlememeye davet ediyorsunuz.

AKP, hassas tellerine dokunmayı iyi biliyor, CHP de hiç sektirmeden aynı konulara aynı refleksi gösteriyor. CHP sadece rakı, roka, balık ile Atatürk’e hafif dokununca, çılgına dönüyor ve ideolojik kamplaşmanın tam göbeğindeki yerini alıyor. Oysa azıcık aklı olan muhalefetin iktidarın gündem saptırması tuzağına düşmeden bu batık gemiyi konuşması gerekirdi.

Günlük kazançla geçinen milyonlarca insanın hiçbir ekonomik destek olmadan evlerine kapatılması, ne yiyip içeceği belli olmadan günlerini geçirecek olmasının içki yasağının onda biri kadar bile konuşulmaması ne büyük acıdır. Ülke normal şartlarda bile iflas etmişken, işsizlik, yoksulluk, fakirlik insanların soluğunu kesmişken, Türkiye’nin konuştuğu şeylere bakar mısınız?

İnançlara, dini hayata, ideolojilere bu aşağılayan tarz ve üslupla girdiklerinde muhalefetin buradan galip gelme şansı bulunmuyor. Bu CHP’nin ve onun yaslandığı sosyal tabanın, bu kafayla bin seçime girse kazanma ihtimali yok.