YORUM | BÜLENT KORUCU
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın aylar öncesinden işaretini verdiği süreç işliyor. CHP’li belediye başkanlarını görevden almalar devam ediyor. Ataşehir’den sonra Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar görevden alındı. Yüzde 76,3 ile seçilen Hazinedar’ın yerine başkan bile seçildi. Yeni başkan CHP’nin adayı Tahir Doğaç oldu. HDP’li belediyelerde hem kayyım atanıyor hem de başkanlar tutuklanıyor. CHP’lilere bu yapılmadığı için kendilerini şanslı sayıp mutlu oluyorlar. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve bir iki milletvekilinin açıklaması, sosyal medya paylaşımı sonrasında hayat kaldığı yerden devam ediyor. Melih Gökçek’i kendi başkanlarından fazla savunmuşlardı.
CHP teslimiyetçilik aşamasını geçip tecavüzden zevk alma noktasına hızla ilerliyor. Görevden alınan Hazinedar, Stockholm Sendromu (celladına aşk) belirtileri gösteriyor.
Hazinedar, önce eman diledi: “Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Sayın Cumhurbaşkanının şikayet ettiği devlet düzeni dahi onun çocuklarına yurt dışında okuma fırsatı ve imkanı verdi. Bu soruşturmalarla sadece şahsıma değil, aileme de eşime de, dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul alma imkanı olan evladım, oğlum Yaşatan’a da yurt dışına çıkma yasağı konuldu. Hiçbir dönemde en antidemokratik darbe döneminde bile aileler bu derece mağdur edilmedi.” Erdoğan devreye girip hukuksuz yasağı kaldırınca da teşekkür etti.
Oysa Anayasa çok açık biçimde “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir” diyor. Anayasa teminatı altındaki bir hakkı geri almak için cumhurbaşkanına yalvarmayı normalleştirdiğinizde her şeye layık hale gelirsiniz. Milletvekili Enis Berberoğlu haksız yere tutuklu. Tahliye talebini değerlendirecek mahkeme heyeti bir gece önce değişiyor ve red kararı çıkıyor. Bir basın açıklamasıyla geçiştiriyorlar.
Sıradaki kurban gözüyle bakılan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, kişisel Twitter hesabından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile beraber oldukları bir fotoğraf paylaştı. Tebessümler eşliğindeki “İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ile birlikte Haliç Kongre Merkezi’ndeyiz” açıklaması tepki topladı. Soylu’yu yetki sahibi sanmasının tuhaflığını saymıyorum bile.
‘HUKUKEN DOĞRU AMA YADIRGADIM’
CHP’liler hukuksuzluğu öylesine kanıksamış ki doğruları yadırgar hale geldiler. Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel, Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde eski milletvekili Hakan Şükür’ün emekli milletvekili maaşı alıp almadığını sordu. Aldığı cevaba verdiği tepki tam anlamıyla ibretlik. “Bana verilen yanıt Hakan Şükür’ün emeklilik için yaşı geldiğinde ve prim gün sayısını doldurduğunda emekli milletvekili maaşı alacağı anlamına geliyor. Hukuken doğru bir yanıt. Çünkü Hakan Şükür’ün milletvekili seçilme yeterliliğini engelleyecek herhangi bir mahkeme kararı yok. Dolayısıyla herkes için geçerli olan koşulları yerine getirdiğinde emekli milletvekili maaşı alacak. Amma velakin KHK ile ülkeyi demirpençe gibi sıkan, OHAL şartları altında her konuda bir KHK çıkararak istediği yasayı değiştiren bir hükümetin, FETÖ’cülüğüyle meşhur ve matuf [maruf demek istemiş -bk] olan Hakan Şükür ile ilgili herhangi bir düzenleyici işlem yapmamalarını yadırgıyorum” demiş. Bu mantık için söyleyecek bir şey bulamıyorum ancak bir doktora görünmesinde fayda olabilir. Tıp ilerledi pek çok hastalığın çaresi bulundu!
Hukuk, demokratik rejimlerde fren ve denge vazifesi gördüğünden hayati önemde. Biz şu anda frenleri patlamış bir otobüsle gidiyoruz. Henüz takla atmadığımız, uçurumdan yuvarlanmadığımız için yolcuların bir kısmı sorun yokmuş gibi davranıyor. Hatta frenleri söküp atan şoförle iyi geçinirlerse kendilerini kurtaracaklarını sanıyorlar. Patlayan camlar, dağılan kaporta paniklemeleri için yetmiyor.
CHP’nin psikoloji kardeş kuruluş Cumhuriyet Gazetesi’nde de var. Hala ‘FETÖ’cü savcı’ masalıyla vakit kaybediyorlar. Kafalarını kuma gömünce güvende olduklarını düşünüyorlar. Savcı Murat İnam tutuksuz yargılanıyor ve görev başında. Dosyadan sorumlu başsavcı vekili Mehmet Akif Ekinci, Erdoğan tarafından Hakimler Savcılar Kurulu’na seçildi. Dört binden fazla hakim ve savcı ihraç edildi, yaklaşık üç bin tanesi iddianame yüzü görmeden 18 aydır tutuklu. Yüzlercesi tek kişilik hücrede. Ama Cumhuriyet’e dava açan dışarıda ve görev başında. Cumhuriyetçilerin haksız yere tutuklandığında şüphe yok. Bunu anlatmak için FETÖ masallarına ihtiyaçları da yok. Hele “FETÖ’cü pilot kumpir satarken yakalandı” haberleri saçmalığı tüy dikiyor. Helalinden ekmeğini kazanmaya çalışmayı suç gibi sunarak Erdoğan’a yaranacaklarını sanıyorlar. Boş heves…
SONUÇ DEĞİŞTİRECEK HAMLELER İÇİN SON FIRSAT
CHP, ‘dur bakalım her şey bitmedi’ avuntusuyla bütün zeminleri kaybediyor. Erdoğan yeni ortağı Devlet Bahçeli’yle seçim sistemini değiştirmek için ilk adımları attı. Sandığı tamamen işlevsiz hale getirecek adımlar atılmadan eldeki son barutu kullanmak gerekiyor. İyiden iyiye süs bitkisine dönen Meclis’te oturmanın anlamı yok. Parlamento varmış, muhalefet çalışıyormuş rolü sadece Erdoğan’a yarıyor. Diktasının taşlarını döşemesi için zaman kazanıyor. HEP’lilere yapıldığı gibi başlarına basılarak polis otosuna bindirilene kadar beklemeyi düşünüyorlarsa o da yakındır.
Sayın Korucu. Maalesef doğru dürüst muhalefet yapan olmadığı için faşist Şerdoğan diktası devam ediyor. Hani derler ya;” köpeksiz köye denk gelmiş,eli deyneksiz geziyor” diye. Aynen bu hesap yani uygulanan zulme teşne olan,utanmadan alkış tutan ve iktidarın her sıkıştığında can simidi görevi yapan MHP ve CHP varken bu AKP kolay kolay iktidarı bırakmaz. Ne umutlarla kurulan İYİ Parti derseniz o da kadrolarındaki Avrasyacılarla her iki muhalefet partisinden geri değil. Mesela bugün (12.01.2018) HDP eşbaşkanı kaç zamandır tutsakken duruşması olacak. Hoş bir netice çıkmayacaktır ondanda. Dün akşam ajanslara bomba gibi sayın Altan ve Alpay’ın mahkemeleri düştü. Ülkenin içindeki garabete bakınız ki AYM hak ihlâline karar vermişken bilmem ne uyduruk mahkeme tutukluklarının devamına karar veriyor. Eşkıya kadı olmuşken kimden hak talep edilecek. !!!.AİHM ise mülteciler içinmidir nedir bir türlü adına yakışır şekilde karar veremiyor;iç hukuk yollarına gönderiyor. Benim artık Türkiye’den hiç bir umudum yok. Avrupa gibi acıları görmeden kendini bulamayacağa,demokrasinin ne kadar büyük nimet olduğuna karar vermesi için de bugün yaşadıklarımızı hak ettiğimize inanıyorum.