Ceviz ağacı!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Bir Hint atasözü şöyle der; 

“Kaplanı yarattığı için Tanrı’yı ​​suçlamayın, ona kanat vermediği için şükredin!”

Ve daha önce başka vesileyle de aktardığım Konfüçyüs’ün meşhur sözü: 

“Kaplana kanat takarsan yapamayacağı kötülük yoktur!”

Siyasal İslam’a bir ülkeyi teslim etmek, vahşi bir kaplana kanat takmaktan betermiş, bu gerçeği son derece acı bir tecrübeyle anlamış bulunuyoruz. 

Birazdan yazacaklarım şüphesiz ekonomistlerin çok daha iyi bilecekleri hakikatler. Ancak nedense tıpkı muhalefet liderleri gibi, doğru düzgün ifade edilmiyorlar. 

Tayyip Erdoğan farkında olmadan bu ülkeyi bir konuda okur-yazar yaptı: finansal okur-yazarlık. 

Biz, daha düne kadar ‘Swap’ nedir bilmeyen insanlar ‘nominal faiz’den (Erdoğan işkembeden “nominal enflasyon” gibi bir saçma kavram uyduruyor o ayrı) “risk primi-CDS”e  kadar pek çok konuda artık bilgi sahibiyiz. 

İş bu sebeple hükümetin geçen gün açıkladığı 2023 bütçesini okudukça dehşete kapıldım. 

Önce mevcut durumu özetleyelim. 

İçinde bulunduğumuz 2022 yılının bütçesinde giderler yılın başında 1 trilyon 750 milyar lira olarak belirlenmiş, gelirler ise buna paralel olarak 1 trilyon 472 milyar lira olarak kayda geçmişti.

Ne ki daha aradan 6 ay geçmeden bütçe gelir gider kalemleri ilk 5-6 ayda yolunu şaşırmış, gerçek enflasyon baskısı ve harcamalardaki inanılmaz artışlar nedenle yeniden bir ek bütçe hazırlama gereği duyulmuştu. Darphane ellerinde ya, tuvalet kağıdı basarken bile daha dikkatli olunur inanın. İktidar bu yılın Haziran ayında bütçe ödenekleri yüzde 60’ı aşkın oranda artırdı. 

Buna “revizyon” demek –affedersiniz- salaklık değilse bile aşırı safdilliktir!

Dile kolay, 1 trilyon 80 milyar lira ek bütçe ödeneği ile giderler 2 trilyon 553 milyar liraya yükseltilirken, gelirler Allah’ın umuduna bırakıldı. 

İktidarın elindeki darphane yetmediği için Malezya’da banknot bastırdığı söyleniyor. Kendi parasını sahte olarak bastırıp, kendi ülkesine gizli kapaklı sokan bir iktidar!

Sanırım dünyada benzeri nadir görülür. 

Gelelim gelecek yılın bütçesine… 

Biliyorsunuz Erdoğan ülkedeki her kurumu teker teker bitirdi. 

Merkez Bankası diye bir kurumdan bahsedilemez artık. Elinin altındaki kamu bankalarını ise merkez bankası gibi kullanan bir saray var. 

Piyasalara onların aracılığı ile arka kapıdan müdahale ediyor. 

Bu arada ekonomistlerimizin yanıldığı bir noktaya dikkat çekmek isterim. 

Malum Erdogan “Nas var” diyerek faize takmış durumda. Habire indirdi, bile isteye milleti fakirleştirdi, kendi çevresine servet transferi yaptı, yapıyor. 

Faizler en son 150 baz puan indirilmesine rağmen döviz yerinden bir milim bile kımıldamadı. 

Ekonomistler, faizlerin artık öneminin kalmadığını, piyasayı etkilemediğini söylüyor. 

Ne münasebet!

Tam tersi inanılmaz etkiliyor. 

Son faiz indirme kararından sonra sadece iki gün içinde milletin cebinden 4 milyar dolar yakıldı. 

Dövizin o noktada sabitlenmesinin bir bedeli var. 

Bugün ödenmiyor gibi görünse de bu milletin cebinden çalınıyor. 

Faiz inadı yüzünden dövizin bir noktada sabit tutulabilmesi için günde yaklaşık 500 milyon doları yakıyor, çöp ediyorlar. 

Milletin parasını babalarının malı gibi imha ediyorlar. Bunun elbet bir gün hesabı sorulur, eminim. 

Evet, ne diyorduk bitirmediği kurum kalmadı. 

TÜİK’de bunlardan biri. Sadece mizah unsuru olarak duruyor. 

Bu kuruma göre ülkedeki enflasyon yüzde 80 civarında. 

Oysa yeni açıklanan 2023 bütçesine baktığımızda ülkedeki enflasyonun yüzde 153 olduğunu rahatlıkla görüyoruz. 

Sarayın gelecek yılı için öngörülen bütçe giderleri olan 4 trilyon 400 milyar lirayı veri olarak aldığımızda, ara bütçeler hariç, giderlerin 2022 yılına göre yüzde 150’lerden daha fazla artacağını görmemek için kör ya da altılı masada lider olmak lazım sanırım!

Bütçede daha korkunç bir şey daha var. 

Etkisini en az on yıl hissedeceğimiz korkunç bir ayrıntı bu. 

2023 yılı gelir gider hesabına baktığımızda tamı tamına 640 milyar liralık bir fazlalık görüyoruz. Öyle hesap edilmiş. 

640 milyar TL, yani 35 Milyar dolar civarı korkunç bir para bu. 

İşte Erdoğan bu parayla seçimi kazanmayı planlıyor. 

Sanırım Aralık ayından itibaren ülkeyi paraya boğacak. Milletin olmayan parasını, geleceğini perişan ederek saçıp savuracak. Kömür, makarna gibi klasik yardımların yanı sıra, emekliye, memura, asgari ücrete akıl almaz zamlar yapacak. 

Böylelikle bu ülkedeki yarım yamalak da olsa, son seçimi de kazanıp, artık bundan sonra seçim filan iptal etmeyi planlıyor. İptal dediğime bakmayın, her dikta rejimde olduğu gibi göstermelik seçimler yapar meraklanmayın. 

Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefetin bu konuda pek bir şeyin farkında olmadığını söylemek mümkün. Öyle olmasa saçma sapan şeylerle uğraşmaya devam etmezlerdi eminim. 

Onların beklentisi, Erdoğan’ın ekonomi modeli gibi bir şey. 

Kendiliğinden olmasını umut ediyor. Nasıl ki Erdoğan enflasyonu umursamıyor, yıl sonunda baz etkisiyle filan bir miktar düşmesini bekliyor, aynen öyle de muhalefet Erdoğan’ın baz mı saz mı bilmem doğal yöntemlerle kaybetmesini bekliyorlar. 

Ve korkarım ki öyle olmayacak. 

Kazanacağı son seçim de olsa, Erdoğan bu seçimi kaybetmemek için ülkenin gelecek 10-15 yılını yakmayı göze aldı. 

Ülke demokrasisi Gülhane Parkı’ndaki ceviz ağacı gibi, ne muhalefet farkında, ne muhalifler!

Yazık ki yazı çok uzadı, sabrınızı zorlamak istemiyorum, yoksa Nebati’nin ecnebi medyada nasıl şirinlikler yaptığını da ele almak isterdim!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Kemalizm, laiklik, türban tartışmaları üzerinden siyasal islamcılar ve diğer müslümanları aynı cephede topladılar. Şimdi Türkiyeyi siyasal islam yaparak diğer müslümanları vurduruyorlar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin