Cevheri Güven, Erdoğan’ın seçim planını anlattı: Hazırlıklar yapıldı, çalacaklar

Araştırmacı gazeteci Cevheri Güven, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, AKP rejiminin ‘hırsızlık’ planlarını deşifre etti. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın normal şartlarda seçimi kazanma ihtimali olmadığını ancak buna rağmen çok rahat göründüğünü anlatan Güven, bunun sebebinin ise en ince ayrıntısına kadar planlanan ‘oy hırsızlığı’ olduğunu anlattı.

Erdoğan’ın rakiplerini uyaran Cevheri Güven, seçim güvenliği için yapılması gerekenleri de tek tek sıraladı. Güven, YouTube kanalında yayınladığı videoda özetle şunları söyledi:

Erdoğan bu seçim öncesi çok rahat görünüyor. Göz göre göre kaybdeceği seçimin öncesinde hiç bir biçimde seçimlere asılmıyor. Çünkü en iyi bildiği işi yapacak; hırsızlıkla kazanmaktan başka yolu yok!

AB Testing yöntenimi kullanarak ‘bilimsel’ hale getirdiği bir seçim hırsızlık modeli var. Bütün hazırlıklarını yaptı. Çalma potansiyeli yüzde 5 ile 15 arasında. Bütün hazırlıklar, planlar yapıldı. Oyların nerede, nasıl çalınacağı planlandı. Kendisine göre kurduğu bu sistem mükemmel. Ancak muhalefet bu planları darmadağın edebilir.

2015 yılındaki 7 Haziran seçimlerinden sonra ‘çalmadan kazanamayacağını’ anladı ve bu sistemi geliştirmeye başladı. Seçimi bir şekilde ikinci tura taşımak istiyor. Çünkü sadece cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunda sandıklar bir çok noktada sahipsiz kalacak. Bunun için Erdoğan’ın seçimleri ikinci tura bırakacak isimlere ihtiyacı var. Muharrem İnce’ye bunun için ihtiyacı var.

İki aşamalı bir plan var. Hem seçimleri çalacak hem de muhalefeti çalmakla suçlayacaklar. Şimdiden sahte deliller üretiliyor. İstihbarat elemanları oluşturuluyor. Sonrasında yargılamalar başlayacak.

Canan Kaftancıoğlu, seçim güvenliği için alınacak önlemlerden sorumlu olmalı. Bütün sandıklarda müşahit bulunması gerekiyor. Herşey videoya alınmalı. Bütün partilerin müşahitlerinin farklı kalemlerle imza atmaları lazım ve bunun fotoğrafını da çekmeleri lazım. Bütün oyların içine konup mühürlendiği çuval değiştirilmemesi için müşahitlerin hepsi çuvalın üzerine imza atmalılar. Dolayısıyla o çuval yolda değiştirilemeyecek hale gelmeli.

Çuvalın taşınacağı aracın içine en az iki muhalefet müşahiti binmeli. Polislere çektikleri videoları göstermeli. Oy çuvallarındın gözlerini ayırmamaları lazım. Hiç bir biçimde açık verilmemeli. YSK’da bilgisayara girerken de video çekilmeli.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Çocukluğundan beri girdiği bütün seçimleri mafya ile veya derin devletin deseği ile ya çaldı yada rakiplerini öldürttü. Devletin makamını korsan olarak işgal etmektedir

  2. “Yiyin birbirinizi” diyenler,
    uzaktan sıcacık evlerinden, konforlu ortamlarından devasa bir zulme içten sevinerek “meydan bize kalacak bak gör sonunda” diyen konformistler,
    Deniz Gezmiş hikayeleriyle büyürken elleri sıcak sudan soğuk suya değmemiş olanlar,
    Twitter silahşörlüğü dışanda en ufak sert eleştirmeden dahi çekinenler,

    Seçimin sonucunu bu kitlelerin tutumu belirleyecek aslında…

    En ufak, tazyik karşısında kenara mı çekilecekler, yoksa direnecekler mi..

    Erdoğan, cemaati döverken aslında, başkalarına bak ben böyle yaparım haaa demişti.

    Farkında mısınız bilmiyorum ama toplum Pavlov’un Şartlı Refleksi gibi tepki veriyor her olayda.

    Güdülenmiş, korkutulmuş bir toplumu, 6 yıldır üzerinde yoğun çalışılmış edilgenleştirmiş bir toplumu, bir gece de Aslana dönüştüremezsiniz.

    Asıl eksik bu medya da gördüğüm.

    Ben Kemal geliyorum…. dışında cesurca bir tavır görmedim muhalefetten. Kitleler, liderlerine güvenir, lider gözü pek, cesur olursa, kitle ardından gider.

    Gördüğüm, muhalif kitlenin liderleri korkan, çekinen, en ufak tazyikte, onu dememiştim, kastetmemiştim aslında diyen bir moddalar. Kavga çıksa, kitlelerinin kendilerini korumalarını istiyormuş gibi bir duruşları var.

    Yüzde 50 yi evde zor tutuyorum diyen bir Erdoğanın karşısında, en ufak tazyikte, kuyruğu kıstıran bir muhalefeti gözlemliyorum.

    Korkutulmanın yanında, yıllardır konforlu bir yaşamda hiç birşeyini kaybetmemiş bir kitle var. Güvendikleri insanlar, ya onları yarı yolda bırakırlarsa, bu sefer yaptıkları karşı çıkmanın bedeli kendilerine ağır ödettirilir.. modu ile Erdoğan orta da şu an.

    KHK lılar,15 Temmuz sonrası cemaate yapılanlar ortadayken, bilinçaltına bunlar yerleştirilmişken, en ufak bir muhalefet liderliğindeki pasif duruş, kitleleri geri çektirir.

    Orta da bırakılacakları hissettirilirse, kimse rutin görevleri dışında bir itirazda bulunmaz. Lokal itirazlar, ses yükseltmeler olur, ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇER..

    Bu nedenle, muhaliflerin seçim kampanyasının ruhu CESARET olmalı.

    Maalesef, en ufak bir f.tö yakıştırmasında, ödü kopan, kodesi boylama korkusuyla, “vallahi ben onu dememiştim” modunda bir muhalefet liderliği var.

    Fikren belki işlerine gelse de farkında olmadıkları birşey var. F.tö bahanesiyle, derin bir korku atmosferi altında boyun eğdiriliyorlar.

    Boyun eğdirilmenin sebebinin ne önemi var ki, bir kere korkutabilen hep korkutabilir. Korktuğunu bilen biri, ona göre davranır.

    Bu nedenle, seçim kampanlaranını özü Cesaret olmalı..

    Bu nedenle, siyaseten dahi olsa, KHK ları kaldıracakları daha gür şekilde söylemek, büyük bir haksızlık yapıldığını söylemek, bir çeşit araç olarak kullanılabilir, ama kullanmayacakları da orta da.

    Siyaset Bilimci Mills, Kral inanmasa da, dindar bir halkı varsa, dindar davranmalıdır, bunu bir araç olarak kullanmalıdır der…

    Bu nedenle,siyaseten CESUR görünme fırsatı için bu KHK konusunu bir araç olarak kullanabilir muhalefet. Ama malesef dillerinin ucuyla söylüyorlar.

    Bu seçimin psikolojik dinamosu CESARET. Kim cesur davranırsa, diğerini püskürtür.

    Yoksa, herkes farkında ki, bir gün sabah kalkacak insanlar, bir kutuya bir kağıt atacaklar, akşama herşeyi değiştirecekler.

    Böyle bir konformist değişim zamanı geçti. Şu an oldukça komik bir iddia olur bu.

    Bu nedenle Cesaret..

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin