HABER ANALİZ | CUMALİ ÖNAL
2000’li yıllarda uluslararası literatüre giren Çeçenizasyon, kısaca Çeçenlere karşı Çeçenlerin kullanılması ya da kırdırılması politikasına verilen isim. Rus Lider Vladimir Putin 2000 yılında devlet başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra Çeçenistan politikasında köklü bir değişime gitti ve önde gelen bazı Çeçenleri satın almaya başladı. Bu isimler yine Rusya tarafından düzenlenen seçimlerle iktidara geldi.
Bu şekilde Çeçenistan’da başkanlık koltuğuna oturan ilk isim mevcut Çeçen Lider Ramazan Kadirov’un babası Ahmet Kadirov oldu. Ancak Kadirov’un 2004’te başkent Grozni’de düzenlenen bombalı saldırı sonucu öldürülmesi ve yerine getirilen Alu Alhanov’un da yine Putin tarafından Rusya adalet bakan yardımcısı olarak atanmasıyla mevcut lider Ramazan Kadirov’a yol açılmış oldu.
Putin’den icazetli olarak kendisine bağlı 30 bin kişilik bir milis gücü kuran Kadirov, bu güçlerle hem Çeçen direnişini bitirdi, hem de Putin’in emir eri gibi hareket etmeye başladı.
Ukrayna işgali başladığında Putin’in kafasındaki mevcut planın Çeçen modelini Ukrayna’ya getirmek olduğu yani Ukrayna’nın Çeçenizasyonu olduğu anlaşılıyor.
Bunu da yaptıkları açıklamalarla açıkça beyan ettiler, hatta savaşın ilk günlerinde Ukrayna ordusuna Zelenski’ye darbe yapma çağrısında bulundular.
Fakat hem Batı’dan gelen silah ve savaşçı desteği ve hem de Ukrayna ordusunun halkla el ele vererek sert bir direniş göstermesi Putin’in tüm bu planlarını alt üst etti.
Bu saatten sonra Putin’in Ukrayna’yı tamamen işgal etmesi pek mümkün görünmüyor.
Şu ana kadar Rus ordusunun 20 binden fazla askerini ve yüzlerce tankını, savaş uçağını ve helikopterini kaybettiği tahmin ediliyor. Bu tankların bazıları Amazon’dan dahi sipariş verilebilen dronlarca ve halk tarafından imal edilen bombalarla etkisiz hale getirildi.
Rusya’nın sorunu sadece plansız hareket etmesi ve hatlar arasındaki kopukluk değil, aynı zamanda savaşacak insan sıkıntısı da çekiyor.
Bundan dolayı da tıpkı Çeçenler gibi Suriyeli paralı askerlere de ümit bağlandığı tahmin ediliyor.
Bu planın bir parçası olarak Putin’in Suriye’deki operasyonları yöneten Rus general Alexander Dvornikov’u Ukrayna’daki operasyonların başına getirdiği öne sürülüyor. Dvornikov, General Süheyl el Hasan komutasındaki Suriye rejiminin en güçlü birliği olarak gösterilen Kaplan Güçleri’nin eğitilmesinde başrol oynamıştı. Son günlerde bu güç bünyesindeki çok sayıda Suriyeli’nin Ukrayna cephesinde savaşmak için kayıt yaptığı belirtiliyor.
Rusya’nın Çeçenizasyon modelinde yerelden adam devşirmek olduğu kadar saldırı altındaki yerlerin insandan arındırılması da bulunuyor. Örneğin Ruslar her iki Çeçen savaşında da sivil asker ayrımı yapmaksızın şehirleri yerle bir ettiler. Rusya benzer bir stratejiyi 2016’da Suriye’nin Halep kentinde de izledi ve kentin büyük bir kısmını haritadan sildi.
Ukraynalı yetkililer sivillere zarar vermeyeceğini açıklamasına rağmen Rusya’nın yaklaşık iki aydır kuşatma altında bulunan Mariupol’u ele geçirmek için kenti ağır bombardımana maruz bıraktığını belirtiyor.
İngiltere Savunma Bakanlığı’nın internet sitesine göre Rusya kenti ele geçirmek için sivilleri hedef almakla kalmıyor, aynı zamanda kentin alt yapısını da imha ediyor. Yine Savunma Bakanlığı’nın internet sitesine göre Ruslar kentte büyük bir direnişle karşılaşıyor ve kenti ele geçirmesinin çok da kolay olmadığı belirtiliyor.
Mariupol’un da düşmesiyle Kırım ve Donbas bölgesi birleşmiş olacak ve Rusya belki de en önemli hedefine ulaşmış olacak.
Peki, Rusya hem gittikçe etkisi daha fazla hissedilen ekonomik ambargo ve hem de Batı’nın Ukrayna’nın yanında saf tutmasıyla savaşı ne kadar sürdürebilir?
Veya Ukrayna savaşta tecrübe kazandıkça Rusya’nın kentlerini de hedef alabilir mi? Böyle bir senaryo Putin’i daha büyük çılgınlıklara itebilir mi?
Daha da önemlisi son günlerde bazı Amerikan medya kuruluşları, Rus ordusu ve istihbaratı içinde Putin’e karşı darbe hazırlıkları olduğu yönünde iddialara yer veriyor. Bu riskin gittikçe artması Putin’i ne tür manevralara sürükleyebilir?
Ukrayna’yı Çeçenistanlaştırma politikası tümden çöpe giden Putin’in ne tür hamleler peşinde olduğu biraz da Mariupol’ün kaderiyle ilgili…