Can pazarı

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Ortadoğu’da ticaret dolar ya da euro üzerinden değil can üzerinden yürür. Güç sahipleri en çok can pazarlığı yapar. Alacağı şeyin pahasına göre ödenen can sayısı değişiyor, bin oluyor, beş yüz ya da bazen 40 can ile istediğini alabiliyor. Yani ticarette olduğu gibi ne kadar büyük şey almak istiyorlarsa o kadar çok can veriyorlar. Ama bu ticaret erbabı kendi canlarını hiç riske etmeden hep başkalarının kanını satıyor. 

İnsan hayatının son derece ucuz, bir o kadar da değersiz olduğu bir coğrafyadır Ortadoğu. Savaşı, ölümü, imhayı, yok edilişi hep başkası için yücelten insanların coğrafyasıdır. 

Oysa tek bir insan kainatın fihristesi değil midir? Neye inandıkları, nasıl yaşadıkları fark etmeksizin Ahmet de, Azam da, Shani da tek başına bir kainattır. Böyle bir varlığın hayatının bu kadar ucuz olması, yaratacısına karşı büyük bir saygısızlık değil de nedir? Allah’ın muhatap aldığı yegane varlıksın ama senin hayatına tek bir kurşunla, ya da bombalarla değer biçiyorlar. Yaşaması için hem yeryüzünde hem de kendi vücudunda milyonlarca olayın gerçekleşmesi gereken insana verilen değer işte bu. 

İnsanı, hem eşref-i mahlukat hem de Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak gören iki dinin mensuplarının onu bu kadar değersizleştirmesi, bir istatistik rakamına dönüştürmesi ne yaman çelişkidir. Bugün Ortadoğu, kendisinden olmayanları parazit gibi gören, kendinden olanlara da masada elini güçlendirecek bir sayı gözüyle bakan diktatörlerin yaşadığı yerdir.   

Mesela iktidarı bırakmamak için ülkede milliyetçiliği etkinleştirmek istiyorsan, PKK hemen devreye girip ortalığı kan gölüne çeviriyor. Gücün sahipleri muratlarına erince, bir daha lazım olacağı zamana kadar inine giriyor. Ne kadar çok kan dökerse muktedirlerin eli o kadar güçlenip, toplum istenen kıvama getiriliyor. 400’ü vermeyince iş suhuletle çözülmüyor ve PKK devreye girip razı edene kadar evlatlarını kurban alıyor. 

İnsan katil bile olsa demez mi biz niye bu kadar insan öldürüyoruz? Demiyorlar!

Diyelim ki Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Suudi Arabistan’ın da İsrail’le anlaşmaya varmasını istemiyorsanız, onun sinir uçlarına dokunuyor, zaten canavarlaşmak için pusuda bekleyeni tam bir canavara dönüştürüyorsunuz. İsrail beklenen tepkiyi anında verip insanlıktan çıkıyor, sanki bilgisayarda oyun oynuyormuş gibi milyonlarca insanın üzerine ölüm yağdırıyor. Ve bu sayede herkes anlaşmayı da barışı da unutuveriyor. Ne kadar ölüm varsa masada oturanlar, politika belirlemek isteyenler o kadar muradına ediyor. 

Ortadoğu ölümden hayat bulan iktidarlar demek. Kim daha çok zayiat verecek, kim o zayiat ve acıyla karşı tarafı zor durumda bırakacak, kim bebeklerin hayatlarıyla kendi iktidarına kan devşirecek? 

Kendisine İslamcı diyen adamların Türkiye’de yaptıklarını, söyledikleri yalanları, para için neleri satabileceklerini, iktidar olabilmek için hangi yılanlarla nasıl iş tuttuklarını bizzat görmemiş olsaydım Hamas’a hüsnü zan beslerdim. Ama şimdi ezbere bir hüsnü zanna uzağım. Hamas’ı yönetenlerin gizli açık kimlerle iş tuttuğunu, iş tuttukları arasında İsrailli birilerinin olup olmadığını ya da İran’ın çıkarlarına hizmet edip etmediklerini bilemiyorum. 

İsrail mi haklı, Hamas en daha mı haklı, yoksa İran mı en doğrusu; milyonlarca insan tartışıp duruyor, kimse bunlara niye insan öldürüyorsunuz diye karşı çıkmıyor. Ölümü en çok iktidar sahipleri kutsuyor, insanlar öldükçe bunlar daha çok savaş çıkarabilmek için ‘haklı’ gerekçeler buluyor. 

Ortadoğu, ölümün dünyevi iktidarlar uğruna kutsandığı çirkin diktatörler coğrafyası.. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin