Ana Sayfa Güncel Bu yazı ‘o kadar değil’cilere gelsin…

Bu yazı ‘o kadar değil’cilere gelsin…

YORUM | TARIK TOROS 

Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak, Erdoğan rejiminin asla geri vitesi olmadığının son göstergesidir.

Egemenlerin oyununa gelmemek gerekir:

-Yok efendim, 2013’teki tweet’lerden hapis verilir mi?

-Yok efendim, herkesin eski laflarını yargı konusu yapsak AKP’liler hapsi boylar!

-Yok efendim, “yatarı yok, cezaevine girmesiyle çıkması bir olacak”, filan.

***

Kitabın ortasından konuştuğunu sananlara ne diyeceksiniz peki:

-Filancayı alırlarken ses verseydiniz, bugünlere gelmezdik!

-Şuna buna kayyım atadıklarında neredeydiniz?

-Ahan da böyle tek tek düşürüyorlar, sıra Ekrem Bey’de, vs.

***

Dikkat edin:

Yazıya girerken “Kaftancıoğlu’na hapis cezası” demedim.

“Siyasi yasak” dedim.

Yargıya hükmeden iradenin kini öyle büyük ki, içeri tıkmaktan ziyade siyaset sahnesinden kazımak istiyor.

Amaç, Kaftancıoğlu’nu “yatırmak” değil.

İnfaz yasasına göre bunun olmayacağı da değerlendiriliyor.

Amaç, Kaftancıoğlu’nu 5 yıl boyunca sahadan silmek.

***

Bu, 2019’da İstanbul’u kaybeden Saray’ın içini soğutur mu peki?

-5 yıl sonra bakarız.

***

Herkes her şeyin farkında ve biliyor.

Erdoğan rejimi de sürpriz yapmıyor.

Gelgelelim tepkilere bakıyorsunuz, aynı ezber:

Nasıl laf sokarım?

Nasıl nispet yaparım?

Nasıl kendime pay çıkarırım?

Bunu kullanıp filancaları nasıl gömerim?

***

Cesaret bulaşıcıdır.

Toplumun tüm bileşenlerinin ayağa kalkması zamanı geldi geçiyor.

100 kişi toplansın, tek tek toplarlar.

1000 kişinin üzerine gaz sıkıp dağıtırlar.

10 bin değil, 100 bin değil…

1 milyon kişi çıkıp “Beni de al” diye haykırmadıkça egemenler durmaz, durmamış.

***

Erdoğan’ın Saray’ı terk etmek gibi bir düşüncesi yok ve hiç olmadı.

Çok iyi bildiği aynı yöntemleri uyguluyor.

Vites yükselterek bunu yapmaya devam edecek.

Canan Kaftancıoğlu’na desteğe kaç kişi gitti bilmiyorum.

Aman emin olun, doğrudan Saray’a çalışan bir ekip oturup tek tek saymıştır.

İki şey için:

-Toplanan kalabalığın büyüklüğüne bakıp sıradaki hamleye karar verecek.

-İleride “suçu, suçluyu övmekten” işlem yapacak.

Üçüncü şık yok.

***

Kalabalık yeterince büyük değilse, tek tek ifadeye çağrılacaklar.

Savcılar harekete geçmiyorsa bilin ki karşılarında onları ürkütecek kadar büyük bir kitle vardır.

Mini not: Ekrem İmamoğlu’nun otobüsündeki medya unsurlarını yazmaya devam edecektim. Fakat araya bu sıcak gelişme girdi, ama yazacağım mutlaka.

2 YORUMLAR

  1. Selim
    1 milyon kişi toplansa bu seferde, medya, ahkamcılar, -aman dikkat, Erdoğanın tam sevdiği ortam, araya yerleştirdikleri provakatörlerle tüm protestoları tamamen lehine çevirir oyu kazanır, yine kazanacak göreceksiniz bu adam, -Erdoğan muhalefete erken doğum yaptırdı, daha toplum tam olarak krizi etkilememişti, seçim sonrasına kalmalıydı, -yanlış bu protestolar, adam zaten kaybedecekti, tam seçime doğru şimdi köpürtecekler, karanlık eller yine iş başında diyecekler, vs derler, baktı ki bi etkisi yok, sonra bu yanlıştı deyip birde üste çıkarlar, medyacılar. Bu nedenle emin misiniz Tarık Bey, 1 milyon kişilik protesto yapılmasına? 15 Temmuz sonrası ilk aylarda, eşi gözaltına alınınca, bir arkadaşımın eşi beni aramış, neden toplanmıyoruz ki, Ankara Adliyenin önüne şöyle 100 bin kişi toplansa, protesto etse, böyle yapamazlar, davranamazlar demişti. Bende, bilgiç ifadeyle, öyle yaparsak, daha da büyür, adamlar yemeyi göze almış, kan dökmeyi göze almış, faydası olmaz zararı olur vs demiştim. Hizmet ortamından hangi arkadaşla konuştuysam da, herkes, tabi tabi böyle bişey daha da adileştirir bu adamları vs demişti, böyle düşünmüştü. Diyeceğim şu ki, Tarık bey, kendimizin yapmadığı birşeyi başkasından bekliyoruz. Müslüman sokağa çıkmaz, onu yapmaz, bunu yapmaz, sokak olayları müslümanların hayatında asla olmaz diyoruz, başkasının yapmasını da için için istiyoruz. Aslında bizde çıktık protestoya, zamana el konulma olaylarında çıkıldı da ne oldu, tersten alayım, zamana el konulduğu zaman 1 milyon insan toplansa ne olurdu? Bindirilmiş kıtalarla sol kesim çıktı da ne oldu ki mesela, o dönemin pat çat hukuki ortamında, Akp geri mi durdu. Güç oyunu bozar. Güçle bozuyor. Demokratik sistemlerin içinde bir anlam ifade eder milyonlar. Protestoya ne Saddam anlar ve anladı, Ne Kaddafi anlar ve anladı, Ne Esad anlar ve anladı da bizimkisi anlasın. Kanser bünyeye iyi baksan ne olur yayılıyorken, cerahatı kesmeden hangi kanser çözüldü ki. Bu arada, o arkadaşım göz altından çıktı, ne mi oldu? Beni arayıp protesto yapalım diyen bacımız, bir tanıdığa söylemiş, evimize gelmeseler, şimdi ilişki bağlantı takip vs olur tekrar bu riski almak istemioruz vs diye. Üç gün önce Adliyenin önünde eşi için aslanlar gibi protesto yapmamı, büyükihtimal gözaltı vb ile sonuçlanacak bir durumla yüzleşmemi isteyen bacım, eşi çıktıktan sonra birden eski sözünü unuttu, bize gelmesinler demeye başladı. Diyeceğim o ki, sayın Toros. Bence protesto olmalı ama şu an olmamalı. Kaybedecek hiçbirşeyi olmayan insan kadar güçlüsü yoktur, ki kaybedecek hiçbir şeyi olmayan milyonlardan ben ta buradan korkarım. Henüz daha kimse kaybetmedi, kaygılarından, beklentilerinden kaybediyorlar o kadar, yaşam tarzı tehlikesi vs bunlar fantazi kaygılar. Şu an yapılacak milyonluk protestoların erken doğum olacağını düşününlerdenim.
  2. Deniz
    Toplumu masum görmek bir hatadır. Tayyip toplumun yansımasıdır. Tayyip cemaati içeriği tıktığında herkes tayyiple aynı yerde duruyordu. O yüzden tayyip sadece müslümanların değil kemalistlerin de yansımalarını içermektedir. Demek istediğim müslüman ve kemalistlerin çoğunda içlerinde bir tane küçük tayyip var. İnsanlar yaşayan tayyipi gerçekten güçlü sanıyor. Aslında tayyipe gücü veren insanların kendisidir. Herkes içindeki tayyipi ortaya koyduğunda bildiğimiz tayyip ortaya çıkıyor. Tayyip insanların içindeki tayyipçikleri gördükçe bu davadan vazgeçmeyecek. Yani tayyipten ziyade toplum içinde kötülüğü beslemektedir. Müslümanlar kemalistlere bakarak kendilerini iyi görüyor. Bu arada kemalistlere karşı içlerinde tayyipçik besliyorlar. Kemalistlerde müslümanlara bakarak kendilerini iyi görüyorlar. Halbuki onlar içindede tayyipçikler var. Birbirlerine bakınca birbirlerindeki tayyipi yani kötülüğü görüyorlar ama kimse kendisindeki tayyipi görmüyor. Hep kendisi iyi ve hep başkaları kötü. Tayyip bu damarın üzerinde duruyor. Ve bu damarın bozulmadığını görüyor. İnsanlar değişmedi. Değişmediği müddetçe tayyip gitmez. Her tarafta küçük tayyipçikler dolu. Kimse kendini tayyipini sorgulamıyor ama tayyipi sorgulayarak sanki sorgulamış gibi oluyor. Ama dışarıdaki tayyipi sorguluyorlar. İçeridekini değil. Zaten içeride tayyipçik diye birşey yok insanlara göre çünkü tayyip kendilerinden uzakta, dışarıda duruyor. İşte bu anlayış tayyipi yaşatmayı kılıyor. Çünkü tayyip yaşamalı ki bütün kötülükleri tayyipe yüklesinler. Eğer tayyip yok edilirse o zaman yeni bir kötü tayyip bulmaları lazım. Tayyip bu role istekli olarak girdi. Ama bundan sonra kötülüğü yükleyebilecekleri kötüyü bulmaları zor olacak. İnsanlar eninde sonunda pişman olacaklar. Boyun bükmek zorunda kalacaklar. Çünkü görmedikleri sefilliği yaşayacaklar. Azgınlık son bulacak, gardlar düşecek. İnsanların birbirini suçlaması kısmen son bulacak. İnsanlar kazanmak için yaşamaya çalışacaklar. Onu bunu dinlemeyecekler. Yani kısaca tayyip diyor ki "benim gitmemi istemiyorlar, bana ihtiyaçları var".