HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
Avrupa futbolunda teknik direktör denilince aklımıza ilk Josep Guardiola, Jose Mourinho, Diego Simeone, Zinedine Zidane, Jupp Heynckes, Massimiliano Allegri, Arsene Wenger gibi isimler geliyor. Kalitelerini gösterip dev takımların başına geçen bu hocalar, kazandıkları kupa ve şampiyonluklarla haklı bir üne kavuştular. Bir de gözlerden uzak ama işini başarıyla yerine getiren teknik adamlar var. Muhtemelen adlarını fazla duymamışınızdır. Bugün bazıları tanınmıyor olabilir ama yarın adından söz ettirmeye aday teknik adamlara mercek tutalım.
Pablo Machin (Girona): Katalonya’nın küçük takımlarından Girona’nın talihi Mart 2014’te teknik patronluk koltuğuna Pablo Machin’in oturmasıyla değişmeye başladı. Önce düşük bütçeli takımı toparlayan Machin, geçen sezon alt ligi ikinci bitirerek takımını La Liga’ya taşıdı. Katalonya’nın yerel kahramanlarından biri haline gelen Machin yönetimindeki Girona bu sezon herkesi şaşırtan sonuçlar aldı. 43 yaşındaki Machin’in takımı, ligde 47 puanla 9. Sırada yer alıyor. Düşük bütçeli Girona’nın bu başarısında aslan payı teknik patrona ait.
Florian Kohfeldt (Werder Bremen): Sezona Alexander Nouri yönetiminde başlayan Werder Bemen, galibiyete hasret kalırken ligden düşmesine kesin gözüyle bakılan bir takım hâline gelmişti. Ligde ilk 10 hafta geride kalırken 5’şer mağlubiyet ve beraberlik alarak ligin dibine demir atmıştı. Takım 11. haftadan itibaren hayatında futbol oynamamış ve teknik adamlık deneyimi sadece 1 yılla sınırlı olan 35 yaşındaki Florian Kohfeldt’e emanet edildi. Kesin düşer gözüyle bakılan Werder Bremen’i kendine getiren genç teknik adam, topladığı 37 puanla ligde kalmayı garantiledi.
Ivan Leko (Club Brugge): Belçika’nın köklü kulüplerinden Club Brugge sezon başında takımı Hırvat Ivan Leko’ya emanet edince taraftarlarından büyük tepki toplamıştı. 40 yaşındaki Leko, büyük takım çalıştırmamış, teknik adamlık tecrübesi sadece 1 yıl olan bir isimdi. Ancak sezonun başlamasıyla birlikte fırtına gibi esen bir Club Brugge ortaya çıktı. Normal sezonu 67 puanla lider tamamlayan Club Brugge en yakın rakibi Anderlecht’e 12 puan fark attı. Ligin zirvesinin oynayacağı Playoff maçlarına lider olarak katılan Club Brugge şampiyonluğun en güçlü adayı konumunda bulunuyor. Bu başarının mimarı ise isimsiz Ivan Leko.
Domenico Tedesco (Schalke 04): Teknik adamlık kariyerine geçen sezon başlayan Domenico Tedesco, Bundesliga 2 takımlarından Erzgebirge Aue’yi lig ortasında devralıp kümede tuttu. Sezon başında Schalke 04’ün başına geçtiğinde ise taraftarlarda büyük güvensizlik vardı. Henüz 32 yaşında tecrübesiz bir isimle ligin sonunun gelmeyeceğine inananlar çoğunluktaydı. Klopp ve Tuchel gibi başarılı teknik adamların ortaya çıkmasını sağlayan Sportif Direktör Christian Heidel’in ise Tedesco’ya güveni tamdı. Bayern Münih’in şampiyon olduğu sezonda Schalke 04 ikinci sıraya yerleşerek Şampiyonlar Ligi biletini aldı. Bu sürpriz başarıda genç teknik adamın imzası var.
Miguel Cardoso (Rio Ave): Portekiz liginin adını fazla kimsenin bilmediği takımlarından Rio Ave bu sezon gösterdiği sıradışı başarıyla dikkat çekti. Benfica, FC Porto, Sporting ve Braga’nın kopup gittiği ligde 44 puanla 5. sırada bulunan Rio Ave’nin başarısının mimarı Miguel Cardoso oldu. Yıllarca farklı takımlarda yardımcı antrenörlük yapan Cardoso, son olarak Shakhtar Donetsk’te Fonseca’nın yardımcılığını yaptı ve Rio Ave’nin başına geçerek teknik direktörlüğe adım attı. Düşük bütçeli Rio Ave, onun yönetiminde şu anda ligde beşinci sırada bulunuyor. 45 yaşındaki Cardoso adını ilerde çok duyacağız.
Adolf (Adi) Hütter (Young Boys): Adolf Hitler’e benzeyen adı ve soyadı nedeniyle çok kez gündeme gelen Hütter, Adolf’u değil, kısaltması olan Adi’yi kullanıyor. Avusturya’da Salzburg’da başarılı bir grafik çizen Hütter, bu sezon ise İsviçre’de Young Boys’la şampiyonluğa koşuyor. Son 5 haftaya girilirken en yakın rakibi Basel’e 13 puan fark atan Young Boys, bir maçını kazanması halinde şampiyonluğunu ilan edecek. 47 yaşındaki Hütter, Young Boys’u şampiyon yaparak üst üste 8 yıl şampiyon olan Basel’in hegemonyasına son verecek.