M. AHMET KARABAY | YORUM
Seçim öncesi yedirilen hurmalar, gün geldi mideyi tırmalamaya başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, beklenen tasarruf paketinin kapağını açtı. Paketin ayrıntıları belli olunca, “Dağ fare doğurdu!” yorumunu yapanlar yanıldıklarını kısa sürede görecekler. Bakan Şimşek’in dün açıkladıkları, daha işin başlangıcı. Gerisi dalga dalga gelecek.
30 Nisan 2024 tarihli yazımda, “Kendinizi ne kadar fakirleşmeye hazırladınız?” diye sormuştum. Eğer milli gelirin yüzde 49’unu alan ilk yüzde 20’lik dilimde yer alıyorsanız bu açıklanan ve açıklanacak olanlar sizi ilgilendirmiyor. Sözüm geriye kalan yüzde 80’lik kesimi kapsıyor diye de eklemiştim.
Bakan Şimşek’in açtığı paket, esas itibariyle yönetimin bunca popülizm yaptıktan sonra faturanın halka kesilmesinden ibaret. Ancak hastalığın teşhisi sağlıklı konulmadan yapılacak her türlü tedavi istenilen sonucu vermez.
Açıklanan paketin takdimini yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu tedbirlere iki nedenden dolayı ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bunları, geçtiğimiz yıl yaşanılan deprem ve pandeminin yol açtığı enflasyon olarak sıraladı.
Oysa ekonominin şirazesinin dağılmasının asıl nedeni, ”Ben ekonomistim!” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “nas ekonomisi” olarak literatüre giren, “Faiz sebep enflasyon sonuç!” inat ve ısrarı idi. “Biz bütün bunları Erdoğan’ın yanlışları yüzünden yaşıyoruz.” diyemedi/diyemezdi. Paketin detayları TR724’te var. Onun için ayrıntılara girmeyeceğim. Sadece bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum.
Mehmet Şimşek’in paketle hedeflediği tasarruf miktarı 100 milyar TL dolayında. Tasarrufun miktarını anlamak için 2024 bütçe rakamlarına göz atmakta fayda var:
- 8 trilyon 437 milyar TL gelir
- 11 trilyon 89 milyar TL gider
Hedeflenen 100 milyar TL tutarındaki tasarruf paketi, bütçe giderlerinin yüzde 1’inin bile altında (%0,09’u). Bütçenin yüzde 1’in altında bir tasarruf söz konusu olunca akla 2015’te Ali Babacan’dan boşalan ekonominin patronluğuna getirilen Mehmet Şimşek’in o dönemdeki sözleri geldi. Aradan geçen 9 yılda neler değişmiş meğer?
Mehmet Şimşek'in 8 yıl önceki araç konuşması yeniden gündem oldu:
"Araç saltanatı diyorlar. O araçların hepsini toplasanız bütçede çerez parası bile değil.
Muhalefette vizyon olsa araç siyaseti yapmazlardı" pic.twitter.com/4gVVkxi5IN
— Mehmet Andaç (@mehmetandac_) May 13, 2024
Mehmet Şimşek, açıkladığı paketin üçte birini sadece Cengiz ve Kalyon İnşaat’ın İstanbul Havalimanı için ödemesi gereken ve alınmayacağı açıklanan 30 milyar TL’lik kiranın tahsiliyle sağlayabilir. Bilindiği gibi AK Parti iktidarı, geçen seneyi karlı kapatmasına rağmen İstanbul Havalimanını işleten şirketten, alınması gereken 1 milyar dolar tutarındaki paranın tahsil edilmeyeceğini açıklamıştı.
Hedeflenen tasarruf, Cumhurbaşkanlığı veya Diyanet İşleri Başkanlığı bütçeleri kadar. Hadi Cumhurbaşkanlığının görülmeyen ve ‘Tek Adam’ın istediği kadar genişleteceği bir rakamda olduğundan bunu kesin bilinmiyoruz diyelim. Yapılması öngörülen tasarruf miktarı 103 milyarlık Diyanet bütçesinden bile az.
GETİRENİN UYGULAMADIĞI KURALLARA KİMSE UYMAZ
En önemlisi ise dövize endeksli adrese teslim “Yap İşlet Devret” diye adlandırılan ve kamu özel sektör işbirliğiyle hayata geçirilen projeler. Sadece 2024 yılında yandaş şirketlere 163 milyar TL para ödenecek. Devlet uçmayan yolcular için yandaşa son 4 yılda tam 900 milyon Euro para ödedi.
Bu pakette olması gereken ama bulunmayanlara kısaca göz atmakta fayda var:
- Kamu öze sektör işbirliği projeleriyle ilgili bir düzenleme yer almıyor.
- Bu iktidar döneminde 200 kezden fazla değiştirilen Kamu İhale Yasası bulunmuyor.
- Erdoğan’ın elinde olan çok yüksek tutarda ödenek ekleme yetkisi ile ilgili bir adım yok.
- Paralel Hazine’ye dönüştürülen Varlık Fonu uygulamasının bitirileceği yok.
- Devleti Sayıştay denetiminden kaçırma uygulamasına karşı duruş görünmüyor.
- İktidarın tepesindeki uçak ve araç saltanatına son verileceğine ilişkin kelime bile yok.
Aslında olmayanlar listesi uzayıp gidiyor.
2024 Bütçe verilerine göre 2024-2026 döneminde yıllık ortalama kurlarla;
- Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü, döviz garantili projeler için 9 milyar dolar,
- Sağlık Bakanlığı, Şehir Hastanelerinin hizmet alımları ve yatırım kullanım bedelleri için 6,6 milyar dolar ödeyecek.
Erdoğan’ın her fırsatta “Devletin kesesinden 1 kuruş çıkmadı.” dediği projeler için sadece bu 3 kurumun önümüzdeki 3 yılda ödeyeceği para 15,6 milyar dolar (bugünkü kurla 500 milyar TL).
UÇULMAYAN HAVALİMANLARI, GEÇİLMEYEN YOLLAR
Kamu özel sektör işbirliğiyle yaptırılan projeler, (havalimanları, geçiş garantili yollar, şehir hastaneleri) tasarruf önlemlerinin odağında olmalıydı. Türk ekonomisini yakından takip eden Merkezi Frankfurt’ta bulunan Avrupa Merkez Bankası üst düzey direktörlerinden birinin paketi yorumlarken bana söyledikleri çok can yakıcı.
Atılması gereken en önemli iki adım olduğunu söyleyen direktör bunları şöyle sıraladı:
- Hazine garantili köprü, yol, havalimanı ve şehir hastanelerine yapılan ödemeler “mücbir sebep” gerekçe gösterilerek en az bir yıllığına ötelenmeli.
- Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarından yüzde 25 dolayında kesintiye gidilmeli.
İngiliz ekonomist Timothy Ash de paketin açıklanmasından hemen sonra sosyal medyadan yaptığı paylaşımda benzeri noktalara dikkat çekti. Yatırımlarda yüzde 15’lik kesinti, yeni işe alımlar ve arabalar konusunda 3 yıllık kesinti gibi belli başlı önlemleri doğru bulduğunu belirten Ash, kamu sektörü ve emekli maaşlarına gerçek kısıtlamalar getirilmeden enflasyonu düşürmenin zorluğuna işaret etti.
Turkey – Simsek announced TRY100bn spending cuts. 15% cut in investment and 3 year curbs on new hires, car purchases and public building construction. But are these enough to trim inflation without real curbs on public sector salaries and pensions?
— Timothy Ash (@tashecon) May 13, 2024
Avrupa Merkez Bankası direktörüne, ‘seçim öncesi zam yapılmadı’ diye iktidarın yaşadığı sıkıntıyı hatırlatıp ekledim. Maaşlarda böyle bir kesintiye gidilirse bunun AK Parti’nin sonu olacağını söylediğimde, “Bu tarafı bürokratı ilgilendirmez. Ülkeyi düzgün yönetecekti. Ekonominin düzlüğe çıkması isteniyorsa bunlar yapılmalı.” karşılığını verdi. “Sen bir suç işlersen bedelini özgürlüğünü kaybederek cezaevine girmekle ödersin. Ülkeyi yanlış yönetmenin bedeli de seçmenin seni terk etmesi olur.” diye ekledi.
Muhatabım, Cumhurbaşkanlığının emrindeki uçakların tamamının satılması gerektiğini, Beştepe Sarayı başta olmak üzere Erdoğan’ın emrindeki öteki sarayların da otele dönüştürülüp gelir getiren bir hüviyete kazandırılması gerektiğini söyledi. Türkiye’den bugünkü haliyle “umutsuz vaka” diye söz etti.
Tasarruf paketi, çalışanların servislerine, lojmanlara bağlanıp geçiştirileceğe benziyor. Turpun büyüğü heybede. Yandaş şirketlere aktarmalar aynen devam edecek. Saray harcamalarına dokunulmadığı sürece açıklanan pakete kimsenin inancı yerine oturmaz.
TASARRUF ŞOVLARI İZLEYECEĞİZ
Tasarruftan çok tasarruf tiyatrosu izleyeceğimiz günler kapımızda. Tiyatronun açılış sahnesini Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu sergiledi. Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın aktardığına göre, Bakan Uraloğlu, Malatya’ya özel uçakla gitti, havaalanından şehre ise “tasarrufa uygun” bir şekilde üç minibüsten oluşan bir mini konvoyla geçti.
Bir tasarruf tiyatrosu!
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu önceki gün Malatya’ya özel uçakla geldi.
Kendisini karşılayan protokol heyetiyle birlikte valiliğe minibüsle gitti!#kamudatasarruf pic.twitter.com/C8EMiXZHvN— Veli Ağbaba (@veliagbaba) May 13, 2024
Bakan Şimşek’in kendisinin de belirttiğine göre bu paketin bazı hükümlerinin uygulanması için genelgeden öte yasal düzenlemeler gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki Şimşek’in “kemer sıkma paketi” bir niyet beyanından öteye gitmiyor.
Üretmeden ve katma değer kazandırmadan yapılan tüketimin faturasını birilerinin ödemesi gerekiyor. Şimdi faturayı ödeme zamanı. Türkiye gibi ülkelerde bu bedeli her zaman dar ve sabit gelirliler öder.
Bunların sonunda enflasyon düşer mi? Söylenenler uygulanırsa düşer. Lakin toplumun yüzde 80’i bugünden daha fakir olur.
“Orda uzaklarda bir köy var o köy bizim köyümüz” diyen bizden önce kaç nesil olmuştur. Kimbilir…
diyeceğim o ki; eskiden 6 sıfırılı rakamlı paralar vardı. daha onların yokluğuna alışamamışken, bugünlerde konuşulanlar beni pek hareketlendirmiyor, çünkü hiç bir şey anlamyorum ve etkilenmiyorum
bırakalım o insanları kendi kerevetleri içinde