Bu hangi din?

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

BBP Kocaeli İl Başkanı Remzi Kaya diyor ki: “2016 yılından sonra devletin millileşen dış politikası ve terörle mücadele yüzünden her türlü hırsızlığa, liyakatsizliğe, adam kayırmacılığa rağmen Cumhur İttifakının içinde yer alıyoruz.” Kaya; yandaş, candaş ihalelere eş, dost, akraba kayırmacılığına, belediyelerde dönen dolaplara, kötü ekonomi yönetimine ve her şeye rağmen devletin yönetimi CHP-HDP bloğunun kontrolüne geçmesin diye Cumhur ittifakında yer aldıklarını ve bunu da “din, devlet, vatan, millet” için yaptıklarını söylüyor.

Bu nasıl bir dindir Sayın Kaya, siz hangi dine inanıyorsunuz da hırsızlığa, yolsuzluğa, adam kayırmacılığa, liyakatsizliğe, her türlü yalana, dolana ve kötülüğe ruhsat veriyor? Siz de bütün bunları yapanlarla “din, vatan ve millet” adına ittifak etmeye devam ediyorsunuz?

Korktuğunuz şey gerçekleşse ve devlet CHP-HDP bloğuna geçse ne olur mesela? CHP iktidar olunca muhafazakar kadınlar tutuklanır ve çıplak aramaya mı mecbur edilir? Vatanını ve ülkesini düşünen ne kadar memur ve çalışan varsa hepsi işten mi atılır? Yüz binlerce kişi bir anda hapse mi konulur? Cezaevleri tarihin en okumuş, en eğitimli, en çok namaz kılan insanlarıyla mı dolup taşar?

Yoksa CHP iktidar olunca, dindarların on yıllar boyunca tırnaklarıyla kazıya kazıya kurdukları bütün okullara, üniversitelere, eğitim kurumlarına el mi konur, gazetelerine, televizyonlarına polis baskınlarıyla kayyum mu atanır?

CHP iktidar olursa bu ülkenin muhafazakar insanlarının mallarına el konur da onlara ağaç kökü yesinler mi denir?

Komşusu açlığa mahkum edilmişken tok yatmak istemeyen insanların, onlara ulaştırmak için aldıkları yağlara, şekerlere, unlara terör operasyonlarıyla el mi konur? Bugün muhafazakarlara yapılanların yüzde 1’ine değil CHP, Perinçek’in partisi bile cesaret edemezdi.

Söyleyin Remzi Bey, CHP iktidar olduğunda ateizm mi artar deizm mi? Bunların iktidarında deistlerin oranı bu toprakların görmediği sayılara mı çıkar?

Devleti CHP-HDP bloğu yönetmeye başladığında, ömrünü ülkeye vakfetmiş bir siyasi parti liderinin helikopteri, dağ başlarına terk edilip üç gün boyunca ölmesi mi beklenir? Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir zamanda yıllarca olayın nasıl meydana geldiği, günlerce helikoptere neden ulaşılamadığı bir türlü aydınlanamaz mı? Olayın tek şahidi göz göre öldürülür de bu partinin genel başkanı ve il başkanları gıkını çıkaramaz mı? O siyasi partinin yöneticiler de bu cinayetin içinde değillerse (bunu iddia etmiyorum) liderlerine yapılan bu alçak muameleyi içlerine nasıl sindirirler de katillerle aynı ittifak içinde olurlar? Bu da yetmez olayın yönünü değiştirecek tanık 13 yıl sonra göz göre göre öldürülür de kimse sesini çıkaramamaya devam mı eder?

Sizin millileşen dış politikadan anladığınız nedir Sayın Kaya? İsrail devleti bizim dostumuz diyerek tarihin görmediği biçimde İsraile yanaşmak mıdır? Rusya’nın elinde oyuncak olmak mıdır? Yoksa Türkiye Cumhuriyetini temsil edenlerin çağdaş dünyada maskara olması mıdır?

Yoksa yoksa dünyanın uyuşturucu ticaretini yönetmek midir millileşen dış politika? 

Bu soruların asıl muhatabı Remzi Kaya değil Mustafa Destici’dir.

Remzi Kaya aslında diyor ki 15 Temmuz rejimi kurulacağı için 2016 yılında bizi devşirdiler. Bizi havuç ve sopa ile yola getirdiler ve bu rejime eklemlediler. Biz de mecburen bu rezilliklere karşı başımızı kuma sokuyoruz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin