HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Ülkede hayhuy içinde bazı düzeltmeler yapılıyor. Henüz hukuka dönüleceğine ilişkin ufukta bir umut ışığı belirmese de düzeltmeler yapılmaya devam edecek. Masum insanların uğradığı birtakım mağduriyetlerin giderileceği günler netleşmeye başlamış durumda.
Bilmece gibi şeyler söylediğim yok. Net ifade ediyorum. Yıllardır hukuksuzlukların kaynağı olan hükümet, geldiği noktada haksız yere işinden kovulan, dahası hapse atılanlara yönelik adımlar atmaya başladı.
Sürecin geldiği noktada hukuk alanında atılan adımlara hız verilecek.
Bunu nereden mi çıkarıyorum?
Bir yerden çıkardığım falan yok. Bütünüyle iktidar kanadından yapılan açıklamalara bakıp onları paylaşmaya çalışıyorum. Ama önce başlıkta sözünü ettiğim polemiği hatırlatsam iyi olacak.
Adalet Bakanlığı bütçesinin Meclis komisyonunda görüşüldüğü sırada muhalif milletvekilleri, Bakan Bekir Bozdağ’a bir dizi eleştiri yöneltti. Bunlardan iki isim Serra Kadıgil ve Ali Mahir Başarır, Bozdağ’ın geçmişte Fethullah Gülen ile ilgili söylediği sözleri hatırlattı.
Türkiye İşçi Partili Serra Kadıgil, Bozdağ döneminde alınan hakim ve savcıların yüzde 40’ının *ETÖ mensubu oldukları iddiasıyla meslekten atıldıklarını hatırlattı. “O kadar FETÖ’cüyü ben atamadım” diyen Kadıgil, Bozdağ’a hitaben “Yeriniz bakan sandalyesi değil, sanık sandalyesi” dedi.
TİP’li Sera Kadıgil, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a FETÖ ihraçlarını hatırlattı:
“Yeriniz bakan sandalyesi değil, sanık sandalyesi
O atadı hepsini. Benle kavga etme karşında Ergenekon avukatı var. O kadar FETÖ’cüyü ben atamadım”
— Tele1 TV (@tele1comtr) November 15, 2022
Bozdağ’ı cevap vermek zorunda bırakan isim ise CHP’li Ali Mahir Başarır oldu. Başarır, Bakan Bozdağ’ın geçmişte Fethullah Gülen’e Meclis kürsüsünden ve Türkçe Olimpiyatları sahnelerinden övgüler yağdırdığını hatırlattı. Başarır’ın sorusu açık ve net oldu:
Adalet Bakanlığı Bütçesi’nde Bakan Bekir Bozdağ’ın yüzüne sordum!
Sizin, FETÖ’yü övme, bir dönem onunla yürüme ve onu mecliste savunma hakkınız mı var?
Siz, adalet bakanıysanız önce bir geçmişteki konuşmalarınıza bakın!Size niye bir fezleke gelmiyor?
Böyle adalet olmaz! pic.twitter.com/nFFEkvAp30
— Ali Mahir Başarır (@alimahir) November 15, 2022
“Bunu söyleyen öğretmenler, bunu söyleyen memurlar şu anda ceza aldı, Silivri’de koğuş mümessili. Ama siz Adalet Bakanısınız sayın Bakan. Size niye bir fezleke gelmedi. Neden bu soruşturmalar hep muhalefeti buluyor? Bunu sormak hakkım değil mi?
Sizin Fethullah Gülen’i övme, bir dönem onunla yürüme, onu bu Meclis’te savunma, ona hakaret eden Kamer Genç’e her lafı söyleme hakkınız var, ama Bank Asya’nın önünden geçen insanlar tutuklanacak öyle mi? Böyle bir adalet olmaz.”
Yöneltilen eleştirileri cevaplandıran Bakan Bozdağ, “O sözler o dönemde söylenmiş sözler, keşke söylememiş olsaydım” demekle yetindi.
TBMM kürsüsünde FETÖ elebaşını öven Bozdağ: O sözleri keşke söylememiş olsaydık
— Tele1 TV (@tele1comtr) November 15, 2022
Sıradan insanlar, dün kimsenin okumadığı, kimsenin görmediği yazı ve sözleri yüzünden bugün dört duvar arasında veya mahkeme kapılarında çile dolduruyor. Dün kürsülerden bağırarak binlerce, milyonlarca kişiye sesini duyuran kişiyse “keşke” dediği için bugün Adalet Bakanlığı koltuğunda oturuyor.
HER ŞEY YENİ BAŞLIYOR
Bakan Bozdağ’ın geçmişte söyledikleriyle ilgili “keşke” deyip işin içinden sıyrılma çabası, sadece muhalif kesimin tepkisini çekmedi. İktidar kanadında da var olan “çifte standart” tartışmalarını ateşledi.
AK Parti ile Gülen Cemaati mensuplarının iç içe geçtiği uzunca bir dönem yaşadık. Sonraki ayrışma döneminde aile fertlerinin bir kısmı AK Parti cenahında kaldı, bir kısmı yapılan haksızlıklara tahammül edemeyerek Cemaate olan muhabbetini devam ettirdi.
İktidarla kol kola yürüyenler, Cemaate olan sevgisini devam ettirenlerle ilişkilerini belki kesmiş olsalar da onların başlarına gelenleri hep takip ettiler. İlk zamanlarda duygusal yaklaşımlarla belki bundan bir intikam zevki aldılar.
Cemaatle yollarını ayıranlar, yakınlarının bir suça bulaşmadıklarını en iyi kendileri biliyordu. Geçmişte onların kişisel menfaatlerini gözetmeden insanların yardımına koştuklarına yakından şahitlik ettiler.
Halen iktidara sempatiyle bakan bu konumdaki insanların büyük çoğunluğu, bir süredir yakınlarına yapılanlardan şikayetlerini ifade eder oldu. Bu yakınmalar en alttan en üste kadar her düzeyde var.
İnanın bu rahatsızlıklar bir süredir en tepeye kadar ulaşıyor. Mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla zaman içinde yapılan dağınık çalışmalar bir süre önce toparlandı ve ilgili mercilere sunuldu.
Bu çalışmaların toplanıp ete kemiğe büründürülmesini sağlayanlardan birisi, bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hukuk alanındaki görüşlerine çok önem verdiği Ceza Hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç oldu.
Prof. Özgenç’in bu yılın başlarında hazırladığı Toplumsal Uzlaşı Kanunu taslağı, Erdoğan tarafından “uygun zamanda” denilerek bekletilmeye alındı.
Şimdi süreç yeniden hızlanmaya başladı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) gündeminde bulunan Cemaat gönüldaşlarının mağduriyetlerine sebep olan bir konuda önemli karar vermesi bekleniyor.
AYM’nin dışında kalan konularda da önemli adımların atılmasına zemin oluşturulacak. Bakan Bozdağ’ın “keşke söylememiş olsaydım” sözü sıradan insanların mağduriyetlerinin göz önüne konulmasında önemli rol oynadı.
Erdoğan’ın “Kandırıldım” diyerek sıyrıldığı, bakanın “keşke” diyerek kurtulduğu subjektif bir konudan söz ediyoruz. Aynı şeyleri yapıp birileri cezalandırılırken, diğerine hiçbir şey olmuyorsa, bu konunun ülke gündemine oturmasını kimse engelleyemez.
Ceza Hukukçusu Prof. Özgenç, Bakan Bozdağ’ın Meclis komisyonunda söylediği sözleri değerlendirdi. Prof. Özgenç, Bozdağ’ın konuşmalarının dikkate alınması halinde ortaya çıkan tabloyu, “Binlerce kişi hakkında herhangi somut bir suçu bulunmadığı halde terör örgütü üyeliğinden kurulan mahkumiyet hükümlerinin hukukla bağdaşmadığı anlaşılır” diye yorumladı.
22 Eylül 2022’de “Genel af bunun için gündemde” başlıklı bir yazı yazmıştım. Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’ün bir süreden bu yana bıkıp usanmadan sürdürdüğü “Affet Türkiye” çağrısı, yakında ete kemiğe bürünmüş olacak.
Cezaevinde gün dolduranlar için beklemenin zorluğunu yaşamış biri olarak yakın geleceğe ilişkin gönderme yapmak hayli sıkıcı olabilir. Ama her şey şekillenmek üzere.