‘Boyuna bakıp eleyecektik ama sesini duyunca iş değişti’

Yıllar önce, Türkçe Olimpiyatları’nda ‘Bu adam benim babam’ şarkısısını başarıyla okuyarak eserin sahibi Fatih Kısaparmak’ı ağlatan Pakistanlı Muhamed Salman’ın öğretmeni, o günlerin hikâyesini anlattı. Halen başka bir ülkede Türkçe öğretmenliği yapan Mesut Uygar, yarışacak öğrencileri seçerken, başta Muhammed’i Türçesinin zayıf olması ve uzun boyundan dolayı “Bundan birşey olmaz” diyerek düşünmediklerini ama Urduca söylediği şarkıları dinleyince fikirlerinin değiştiğini söyledi. Muhammed’in sesinin Kısaparmak’ın sesine çok benzediği için o şarkıyı seçtiklerini belirten Uygar, öğrencinin hazırlık sürecinde şarkıyı en az bin kez dinleyip bin beşyüz defa söylediğini bu arada Türkçesini geliştirerek şarkının anlamını öğrendiğini ve böylece başarıya ulaştığını anlattı. Kendisinin de o yıl ilk kez olimpiyata öğrenci hazırladığını, tecrübeli öğretmenlerin desteği ve titiz çalışma sonucu finalde şarkı dalının birincisi seçildiklerini kaydetti.

Türkiye’de 2013 yılına kadar düzenlenen ve sonradan adı ‘Dil ve Kültür Festivali’ olarak değiştirilen Türkçe Olimpiyatları’nın dikkat çeken ve yıllarca akılda kalacak anları vardır. Yurt dışındaki Hizmet Hareketi’ne bağlı Türk okulları öğrencileri farklı dallarda Türkçe sergiledikleri performansla herkesin gönlünü fetheder, günlerce konuşulur. Bunlardan biri, 2009 yılında Pakistanlı Muhammed Salman’ın Fatih Kısaparmak’ın ‘Bu adam benim babam’ şarkısını başarılı bir şekilde yorumlaması ve dinleyiciler arasında bulunan sanatçının gözyaşlarına boğulmasıydı. Final gecesi şarkının birinci seçilmesinden sonra sahneye davet edilen Kısaparmak, Muhammed’in alnından öpmüş ve şarkıyı babası için yazdığını hatırlattıktan sonra “Keşke babam şu anları görseydi!” demişti.

Muhammed’in öğretmeni Mesut Uygar, elde ettikleri başarıya nasıl hazırlandıklarını PakTurkFile internet sitesine yazdı. Sitede, Erdoğan rejiminin baskısı ile geçen yıllarda Maarif Vakfı’na devredilen Pakistan’daki PakTürk Okulları’nın tarihi ve hatıraları yayınlanıyor.

Mesut öğretmenin yazısı özetle şöyle

Pakistan’a gittikten 3 ay sonra Ekim 2008’de hemen Türkçe Olimpiyatları Pakistan finali için hazırlıklara başladık. Ben yeni bir öğretmen olarak Türkçe Olimpiyatları’na nasıl hazırlık yapılacağını bilmiyordum. Ta ki Mehmet Arguvan Bey ile tanışana kadar. Her konuda benden yardım ve desteğini esirgemeyen Mehmet Bey Türkçe Olimpiyatları’nda da her türlü yardımı yaptı.

Olimpiyatlar için hemen öğrenci seçmelerine başladık. İslamabad Erkek Lisesi’nde üç Türkçe öğretmeniydik. Kendi aramızda kategorileri paylaştık. Şarkı dalındaki öğrencileri ben hazırlayacaktım.

Bir haftanın sonunda yurt öğrencilerinden 15 kişi seçtik. Bir aylık denemenin sonunda 6 kişi elendi, 9 kişi kaldı. O 9 öğrenci arasından farklı sesi olan bir öğrenci vardı, ama çok az Türkçe biliyordu. Biraz Türkçe biraz da Urduca şarkı söyletmiştik. Sesi kalın ve toktu. Bu öğrenci 9. sınıfta okuyan Muhammed Salman’dı. Öğrencileri dinlediğimiz odaya ilk girdiğinde Muhammed’in uzun boyu ve giydiği yerel kıyafet -şalvar kamis- dikkatimizi çekmişti. Boyunun uzunluğundan dolayı “Bundan bir şey olmaz!” gibi bir ön yargıya varmıştık. Ta ki Urduca şarkısını dinleyene kadar. Hakan Taşıyan, Fatih Kısaparmak ve Ahmet Kaya gibi sanatçıların ses tonuna benziyordu Muhammed’in sesi. Dinledikten sonra kanaatimiz hemen değişti ve yarışmaya katılmasına karar verdik.

Öğretmen arkadaşlarla görüşüp Fatih Kısaparmak’ın ‘Bu Adam Benim Babam’ adlı şarkıda karar kıldık ve Muhammed’e ezberlemesi için verdim. Bildiğim kadarıyla Muhammed şarkıyı en az 1.000 (bin) defa dinledi ve 1.500 (bin beş yüz) kez de sözlerini okudu. Bazı hatalar ve yanlışlar yok değildi ama genel itibarıyla iyiydi. Kendisine “Nerede olursa olsun; bahçede, evde, yurtta, teneffüste şarkıyı sürekli dinlemelisin” diye ödev verdim. Aslında biraz sıkılıyordu. Çünkü hem Türkçesi iyi değildi hem de Türkçe Olimpiyatları’nın anlamını tam kavrayamamıştı. Şarkının anlamını Türkçesi iyi olan bir başka öğrencimiz aracılığıyla Muhammed’e anlattık. Bunun üzerine her geçen gün biraz daha heyecanlı ve istekli çalışmalarına devam etti.

Türkçe Olimpiyatları Pakistan Finali artık yaklaşıyordu. Final için öğrenci elemelerini yapmış ve okulumuzdan üç öğrenciyi şarkı yarışması finali için seçmiştik. Finale bir ay kala Muhammed’e şarkının sözlerine göre beden dilini nasıl kullanması gerektiğini öğretmeye başladık.

Final programında giymesi için Muhammed’e Pakistan’da damatların düğünlerde giydiği Şervani isimli yöresel kıyafeti aldık. Çok güzel yakışmıştı kendisine. Final yaklaştıkça hem beni hem Muhammed’i hem de okulumuzdaki öğretmenleri heyecan sarıyor aynı zamanda stres basıyordu.

Artık final günü gelip çatmıştı. Muhammed çok heyecanlıydı. İslamabad Kültür Merkezi sahnesinde peş peşe şarkılar seslendiriliyordu. Sıra Muhammed’e gelip şarkısını söylemeye başladığında salondan bir alkış tufanı koptu. Benim dizlerim heyecandan titriyordu. Şarkı bittiğinde salon alkıştan adeta yıkılmış, herkesin yüzüne mutluluk dolu tebessümler yerleşmişti. Şarkıyı söyledikten sonra yanıma gelen Muhammed’e sevinçle sarıldım ve gözyaşlarımı tutamadım.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Yazının ‘Muhammed’i Türçesinin zayıf olması ve uzun boyundan dolayı “Bundan birşey olmaz” diyerek düşünmediklerini…’ kısmını okuduktan sonra çok rahatsız oldum!!!!

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin