Boş koltuklu zirve!

NECİP F. BAHADIR | YORUM

Günlerdir heyecan ve merakla beklenen Erdoğan – Özel görüşmesine ‘boş koltuk’ damgasını vurdu. İki Türk Bayrağı’nın arasına oturan Erdoğan’ın solunda boş bırakılan koltuk gözlerden kaçmadı. Görüşme sürerken kamuoyunda ve sosyal medyada ‘boş koltuk’ tartışması başladı.

Erdoğan’dan Özel’e bir mesaj mıydı? Baş köşede boş koltuğun ne işi vardı? Görüşme sırasında birileri mi gelip oturacaktı? Özel’in simetriğine düşen ‘boş koltuk’ CHP lideri Özel’i küçümseme anlamına mı geliyordu? Yoksa görüşmede Özel’e eşlik eden diplomat protokol üstadı Namık Tan’a bir gönderme miydi?

Siyaset bu buluşmayı çok bekledi. Haberler ‘8 yıl sonra’ diyor. Hayır, 8 yıl değil çok daha gerilere gitmek gerekir. Evet, 8 yıl önce Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi ama buluşma 15 Temmuz’un hemen ertesinde olağanüstü iklimde gerçekleşmişti. Olağan bir görüşme değildi. Bu kez farklı; şartlar nispeten daha olağan ve gündem tamamen siyasi…

Zirvenin AKP Genel Merkezi’nde gerçekleşmesi CHP’nin talebi doğrultusunda oldu. Erdoğan görüşmeyi Beştepe Sarayı’nda yapmak isterdi. Bu fırsatı kullanarak muhalefetin Saray boykotunu da kırmış olurdu. Fakat CHP tarafının buluşma mekanını ‘Çankaya, Meclis ve AKP Genel Merkezi’ olarak sınırlaması Erdoğan’ın elini kolunu bağladı. O eski halinden eser yok şimdi… Mecburen kabullendi.

Zirve ‘1 saat 35’ dakika sürdü. Normalden biraz uzun. Konu başlıklarının çokluğu dikkate alındığında olağan bir süre. Erdoğan, sert mesajların ve krizlerin gölgesinde Bahçeli ile sadece 45 dakika görüşmüştü. Özel ile görüşmesi süre açısından Bahçeli’yi ikiye katladı. Bu tablo karşısında Bahçeli efkarlanmasın da ne yapsın? Erdoğan, bugüne kadar muhalefet partilerinin liderlerine el uzatmadı. Tüm buluşmaları iktidar blokunun aktörleriyleydi.

Bu açıdan kim ne derse desin zirve bir dönüm noktası… Ve yeni bir dönemin kapılarını açtı.

Erdoğan, yeni oyun kuruyor!

31 Mart hezimeti olmasaydı Erdoğan, Özel’le görüşür müydü? Ankara böyle bir zirveye sahne olur muydu? Hayır. Büyük buluşmayı 31 Mart’a borçlu Türkiye. Erdoğan, bugüne kadar muhalefetle bir araya gelmekten hep kaçındı. Hatta, o kadar ki televizyonlarda AKP sözcülerinin muhalefet temsilcileriyle aynı programa katılmalarına yasak getirdi. Muhalefetle konuşmak, işbirliğinin yollarını aramak, aynı masa etrafında bir araya gelmek Erdoğan’ın lügatında yok.

31 Mart bozgunu Erdoğan’ı yeni arayışlara yöneltti. CHP’ye yanaşma, Özgür Özel’le buluşması ‘oyun planının’ bir parçası. Yeni anayasa tartışmaları da öyle… Hedef 31 Mart yenilgisini unutturmak veya gündemden düşürmek değil. Günlük tartışmalar veya polemiklerle ‘31 Mart hezimeti’ unutturulamaz, gündemden düşürülemez. Hem 31 Mart’tan sonra top muhalefetin ayağına geçti. Psikolojik ve moral üstünlük muhalefette… İktidar partileri AKP ve MHP başta olmak üzere sadece ‘debeleniyor.’ Krizleri yönetmekte ustalaşan Erdoğan ne yapacağını bilemez bir halde. Sağa sola yalpalıyor. Buzdağına çarpan Titanik gibi… Gemide panik var. ‘Kaptan biliyor geminin su aldığını’…    Kulise sızan bilgilere göre görüşmede Özel, oturma düzeninden şikayetçi olmuş. Tabii ‘boş koltuktan’ da… ‘Hoşumuza gitmedi’ demiş. Erdoğan, Özel’in itirazına şaşırmış ve “Bahçeli geldiğinde de böyle oturuyoruz.” diye karşılık vermiş. İnternet ortamından bulup getirttiği Bahçeli görüşmesinin fotoğraflarını ‘delil’ olarak göstermiş. Belli ki Erdoğan, ilk kez kendisine karşı çıkan, itiraz eden biriyle karşılaşıyor. ‘Boş koltuk’ tartışmalarının sürmesi üzerine AKP’den de kısa bir açıklama geldi: “Özel bir anlamı yok!”

Eğer Erdoğan koltukla bir mesaj vermeyi planladıysa yüzüne gözüne bulaştırdı, amacına ulaşamadı.

Yine kulislere yansıyan haberlerden öğreniyoruz ki Erdoğan, Özel’e CHP Genel Merkezi’nde iade-i ziyarette bulunmak istediğini söylemiş. Bir bakıma randevu talep etmiş. Ey 31 Mart! Sen neymişsin be!

Başka hangi irade ve güç Erdoğan’ı CHP’nin kapısını çalmaya mecbur ederdi. Bir ay önce CHP’ye neler demedi? “Çöp, çukur, çamur!” dedi. Hatta ‘Kandil’e deste deste para göndermekle’ suçladı… ‘Özgür Efendi’ diyerek meydanlarda hedef gösterdi… 31 Mart Özgür Özel’i efendilikten beyliğe terfi ettirdi.

Erdoğan da çaresiz, kadere boyun eğmek zorunda kaldı. En son 2006 yılında yeni genel merkez binasının açılışı üzerine gitmiş. O tarihten bu yana CHP iki genel başkan eskitti. İster misiniz Erdoğan’ı CHP’de sürpriz bir oturma düzeni karşılasın… Pek ihtimal vermem. Olursa, ev sahibinin ayıbı olur, misafirin değil.

Anayasa’nın neresini değiştireceksiniz?

Görüşmenin içeriği az çok belli… Erdoğan ‘yeni anayasa’ meselesini masaya süreceğini günler öncesinden açıkladı. AKP bu konuda hiç ipucu vermedi. Yeni anayasanın nesi yeni olacak? Sistemi revize edecek maddeler var mı? Mehmet Uçum ve MHP’nin duruşuna bakılırsa yüzde 40 artı 1 hevesinden vazgeçti. Geriye ne kaldı? Cumhurbaşkanının iki defadan daha fazla seçilmesini sağlamak mı? Belki MHP ve Uçum’a söylenebilir de CHP’ye böyle bir teklif yapılabilir mi?

Erdoğan’ın ağzından ‘yeni anayasa’ lafzı çıktığı an Özel’in vereceği cevap belli; “Önce mevcut anayasaya uy…”

İşte 1 Mayıs’ta yaşananlar; gösteri ve yürüyüş anayasal hak. Anayasa Mahkemesi’nin kararı var. Buna rağmen AKP iktidarının politikaları doğrultusunda polis, aralarında Özgür Özel’in de bulunduğu Taksim’e doğru gösteri ve yürüyüş yapmak isteyenlerin önüne etten duvar ördü.

Nerede kaldı Anayasa? Hak, hukuk, adalet yerlerde…

1 Mayıs yasakları Erdoğan yönetiminin gerçek yüzünü dünyaya gösterdiği gibi Özel’in eline de ‘büyük koz’ verdi. Meclis’in gücünü arttıracak adımlar atılabilir mi? Gensoru müessesesine tekrar dönülmesi gibi… Muhalefet Meclis’i güçlendirecek düzenlemeler ister. Buna AKP yanaşır mı? Zor biraz. Bu sistemden geri adım atmak demek… Erdoğan’ın da geri vitesi yok… En azından son seçimlere kadar yok idi! 31 Mart balataları yaktı. Özel’in ajandası Erdoğan’a göre daha kabarık. Can Atalay’dan, emekli maaşlarına, infaz düzenlemesinden, sistemin reformuna…

Erken seçim, Özgür Özel’in gündeminde

Özel görüşmenin ardından Sözcü’ye yaptığı açıklamada, ‘iyimser’ olduğunu söyledi. Hangi konuda iyimser? Müzakere ettiği maddelerin sonuç vereceği konusunda mı? Can Atalay, Osman Kavala meselesinde gelişme yaşanacak mı? İnfaz kanunu yeniden ele alınacak mı? Ülkeyi felakete sürükleyen mevcut sisteme neşter vurulacak mı? Kutuplaşmanın, adı konmamış OHAL’in yerini normalleşme ve diyalog mı alacak? Yoksa bizatihi görüşme ortamının başlamış olmasından dolayı mı iyimser? Bir Japon atasözü hatırlatılmış; “İpi ger ama koparma!”

Bu sözü hatırlamak için Japonya’ya kadar gitmeye gerek yok ki; Bir Anadolu deyişi bu. Bu sözü köy kahvelerinde bile duyabilirsiniz.

Özel’in ‘iyimser olduğunu’ söylemesi kuşkusuz önemli. Peki, Erdoğan ne durumda? O da iyimser mi? Hangi netice Erdoğan’ı (u)mutlu eder? Erdoğan’ı iktidarını bir süre daha sürdürmek dışında iyimser edecek bir husus yok. Özel de buna katkı vermez herhalde.

Erken seçim mi? Özel’in gündeminde ‘erken seçim’ konusu var. Zamanını kolluyor. Olası bir seçimin zamanlaması sonuç üzerine mutlak etki yapar. Benim en çok merak ettiğim, Özel’in ‘erken seçimi’ gündeme getirip getirmediği ve hangi cümlelerle konuştuğu… 31 Mart sonuçları sandığı ister istemez dayatacak zaten. İlla da Özel’in bastırmasına gerek yok.

İçeriği ve sonucu kadar zirvenin bizzat kendisi de önemli… AKP iktidarının buradan devşireceği bir menfaat yok. Dönülmez akşamın ufkuna çoktan girdi. Siyasette bir devir kapanırken, yeni bir dönem başladı. Siyasetsiz yıllardan sonra Ankara’da klasik siyaset yeniden start aldı.

Ve bu yeni dönemde büyük kaybeden AKP ve MHP gibi partilere aktör olarak yer yok, figüran belki… Yeni dönemin ayak seslerini siz de duymuyor musunuz?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

4 YORUMLAR

    • Yani düşünüyorum da kanepeye de oturtabilirdi, kırık sandalyeye oturtup sırtüstü düşüre de bilirdi. Ama yapmadı. Başka bi mesaj verdi. Ha boş koltuk ha dolu koltuk. ikisi arasında bi fark yok, sen bir hiçsin mesajjı vermiş oldu.

      • şöyle de düşünebiliriz, Emine Erdoğana “bana bu senaryoda yer tut” dedi, telefonda kaldı yetişemedi…

        Biraz makara yapalım bari…

        CHP AKP al birini vur Türkiyeye. hepsi birbirinden beter

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin