Ana Sayfa Manşet Biz de yıllardır onu diyoruz; Meclis/muhalefet neden var? 

Biz de yıllardır onu diyoruz; Meclis/muhalefet neden var? 

İLKER DOĞAN | HABER YORUM  

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bizim yıllardır cevabını aradığımız soruyu bir siyasi parti lideri olarak gündeme getirmiş. Meclis’te düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuşan Ali Babacan, 2017’de yapılan Anayasa değişikliğiyle bütçenin Meclis tarafından onaylanmaması durumunda bile Cumhurbaşkanı’nın istediği gibi para harcadığını hatırlatıyor.  

Lafı fazla uzatmamak için sözü kendisine verelim: “Pek çok demokraside bütçe meclisten geçmeyince, hükümet düşer, iktidar düşer. Çünkü hükümetin 1 lira bile harcama yetkisi kalmaz. Oysa 2017’den bu yana Türkiye’de Meclis Bütçeyi onaylamasa dahi, Cumhurbaşkanı geçmiş yıl bütçesini baz alıp, rakamlarda belli artışları da yapıp, istediği gibi harcama yapmaya devam edebilmektedir. Yani, meclis bütçeyi reddetse bile, hiçbir mali ya da siyasi sonuç ortaya çıkmamaktadır. Meclis’in ülke yönetimindeki etkisi sıfırdır. Cumhurbaşkanı, pek çok vergi kaleminde tek imzayla oranları kat kat artırabiliyorsa, Cumhurbaşkanı kafasına göre bu milletin, hazinenin parasını harcayabiliyorsa, bu Meclis niye var? 600 milletvekili Ekim ayından bu yana niçin bütçe üzerinde çalışıyor?” 

Bizim yıllardır biçare olarak sorduğumuz, “Bu muhalefet neden var?” sorusunu Türkiye’deki bir siyasi parti liderinin sormaya başlaması gelecek adına umut verici! 

Gerçekten, Meclis neden var? Erdoğan’ın isteyip de yapamadığı, çıkaramadığı bir kanun oldu mu? Erdoğan ne yapmak istedi de ‘muhelefet’ engel olduğu için yapamadı?  

Ancak Ali Babacan’a kötü bir haberimiz var; artık çok geç…  

Türkiye’nin yıllardır temel sorunu bu; muhalefetsizlik!  

Bunun dışındaki bütün sorunlara ‘tali’ olarak bakmak mümkün. Eğitim, ekonomi, dış politika, sağlık, emniyet, yargı… Ülkede gerçekten bir muhalefet olsaydı, bugünkü sorunların hemen hiç biri yaşanmazdı.  

Türkiye sefalet içinde yüzmez, enflasyon patlamaz, adalet saraylarında rüşvet pazarlıkları yapılamaz, hukukun üstünlüğü endeksinde 140 ülke arasında 116. sırada yer almazdı… Eğer gerçekten iktidara muhalefet eden bir muhalefetimiz olsaydı, muhtemelen Yolsuzluk Algı Endeksi’nde son 10 yılın en düşük puanını alarak 180 ülke arasında 101. sıraya da gerilemezdik!  

Muhalefet, Türkiye’nin hangi temel sorunuyla ilgili rejime ‘muhalefet’ etti? Bir tane örnek gösteremezsiniz! 

Türkiye’de muhalefetin derdi hiç bir zaman ‘iktidarı’ almak ve ülkeyi yönetmek olmadı. Eğer öyle olsaydı iktidarı sandıkta ‘devirmek’ için gerçekten muhalefet ederlerdi. Örneğin CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Altılı Masa’yı kendini aday göstermek için toplamaz, kamuoyunun sesine kulak verir ve makul bir isimde anlaşılabilirdi. Kapalı kapılar ardında Ümit Özdağ gibi ‘ırkçı’ kimliğiyle bilinen bir siyasi parti lideriyle gizli anlaşmalar da yapmazdı!  

15 Temmuz, muhalefetin umurunda mı?

17/25 Aralık soruşturmalarının nasıl kapatıldığı sorgulandı mı mesela? O soruşturmada ele geçirilen belgeler, görüntüler, rüşvet kayıtları muhalefet partisi vekilleri tarafından incelendi mi? O soruşturmada görev alan hangi tutuklu emniyet müdürü ya da polis muhalefet partilerinin vekilleri tarafından ziyaret edildi, dinlendi? 

Öyle bir dertleri yok ki! Onlar da biliyor 17/25 Aralık’ın Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturması olduğunu… Önemli olan ‘gerçekler’ değil; Cemaat’in ‘haklı’ çıkmaması…

AKP rejimi, uydurduğu ‘f.tö’ söylemiyle memleketin içinden geçti. Bu ülkede öyle ya da böyle bir 15 Temmuz yaşandı, 251 insan nereden geldiği belli olmayan kurşunlarla katledildi. Muhalefet 15 Temmuz’un bütün yönleriyle açığa çıkarılması için ne yaptı?  

Koca bir hiç!  

Yüzlerce asker, askeri öğrenci hatta gazeteci sözde 15 Temmuz darbe davalarında yargılandı, ağırlaştırılmış müebbet cezaları verildi. Hangi muhalefet partisi vekili o davaları izledi, delillere baktı?

Meclis’in 15 Temmuz raporu Hizmet Hareketi’nin ‘işine yarayacak’ şeyler var diye ortadan kaybedildi; muhalefetten bir tepki geldi mi? Mafya lideri Sedat Peker’in 15 Temmuz da dahil, her biri birbirinden skandal itiraflarıyla ilgili ne yaptı mesela muhalefet? 

HDP’li belediyeler gasp edilirken ne yaptılar?

HDP seçime girdi, millet oy verdi ve belediyeleri kazandı; aylar sonra tamamı rejim tarafından uyduruk gerekçelerle gasp edildi. Milletin iradesi yok sayıldı resmen.. Muhalefetin hiç sesi çıktı m? “Yahu siz ne yapıyorsunuz!” diyen bir tane muhalefet partisi lideri oldu mu? 

Olmadı, olmaz da… Zira demokrasiye, insan haklarına, hukuka ve ifade özgürlüğüne bakışları bakımından rejimle aralarında zerre kadar fark yok!

Selahattin Demirtaş bir siyasi partinin lideri. Adam, “Seni başkan seçtirmeyeceğiz.” dedi diye ipe sapa gelmez gerekçelerle tutuklandı. 8 yıldır tutuklu, ömrünün en güzel yılları cezaevinde geçti ve geçiyor… Var mı bir itiraz muhalefetten? Neredeyse kendi partisinden bile hakkıyla itiraz eden yok! 

KHK’lıları bile savunamıyorlar

Son 10 yılda Hizmet Hareketi’ne ‘soykırım hukuku’ uygulanıyor. İnsanlar, haklarında hiç bir somut delil olmaksızın tutuklanıyor, hüküm giyiyor. Bir ülkede 1,5 milyondan fazla törerist olabilir mi? Var mı bunu hakkıyla sorgulayan bir parti lideri? 

Sözde muhalefet, KHK’lılarla ilgili konuşuyor. En fazla söyledikleri şey şu; “Beraat edenler, takipsizlik alanlar geri dönecek. Hüküm giyenler tekrar yargılanacak!”  

Hem “KHK’ların tamamı hukuksuz.” diyeceksiniz, hem de ‘yeniden yargılanacaklarını’ söyleyeceksiniz! KHK’ların tamamı hukuksuzsa ki öyle, o zaman yüzbinlerce insan neden bir kez daha yargılanıyor? Suçları ne? ‘Suça bulaşan KHK’lılar’ derken neyi kast ediyorsunuz?  

AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya kararını duymayak yok! AİHM, Türkiye’deki yargılamalarda ‘suç uydurulduğunu, varsayımlarla insanlara ceza verildiğini’ söylüyor ve ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesini hatırlatıyor.  

“Yahu bu rezalet nedir? Böyle saçma sapan kararlarla insanları nasıl tutukluyor ve ülkeyi rezil ediyorsunuz?” diyerek iktidardan hesap soran bir muhalefet partisi lideri gördünüz mü? AİHM hiç böyle bir karar vermemiş gibi davranıyorlar!

Umurlarında bile değil…  

Bu ülkede insanlar siyah transporterlarla kaçırılıyor, günlerce işkence görüyor. Onlarca somut örneği var. Onlardan biri de KHK’lı Yusuf Bilge Tunç. Yaklaşık 4,5 yıl önce kaçırıldı. Hâlâ bir haber yok! Ailesi çırpınıyor yıllardır. İşkence sırasında öldürdüyseniz, en azından cenazesini verin bari! Bir muhalefet partisi yetkilisinden bu konuyla ilgili bir açıklama duydunuz mu?

Elazığ Cezaevi’nde 7 Ağustos’tda korkunç bir infaz girişimi yaşandı. Devlete emanet olan insanlar, sözde gardiyanların elinden kurtulan iki eşkiya tarafından şişlendi. Normal bir ülkede yer yerinden oynamalı, muhalefet iktidarı sallamalı; değil mi? Ama bizim muhalefetten ‘tık’ yok!

Bunlar gibi daha onlarca örnek rezaleti sıralamak mümkün ancak yazıyı uzatmamak için bu kadarıyla yetinelim…

Ancak Ali Babacan’ın, “Meclis neden var?” sorusuna cevap vermezsek olmaz; Meclis, Erdoğan istediği/izin verdiği için var! Şimdilik Erdoğan’a lazımsınız.. Zira muhalefet de rejimin bir parçası. Temel görevi iktidarın yaptığı hukuksuzlukları, ahlaksızlıkları meşrulaştırmak. Erdoğan, yarın başı sıkıştığında, “Hepiniz oradaydınız be!” diyecek.  

Doğruya doğru; hukukun ırzına geçilip, insanların malları hatta canları gasp edilirken hepiniz oradaydınız ve rejime ‘tam’ destek verdiniz…  

HENÜZ YORUM YOK