Bitmeyen tartışma: Hagi mi Alex mi?

HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK

Futbolun bitmeyen tartışmaları vardır. Pele mi Maradona mı? Messi mi Cristiano Ronaldo mu? Bir isim üzerine anlaşmak mümkün değildir. Herkes sevdiği oyuncunun daha iyi olduğunu savunur. Türkiye sınırları içinde ise tartışmanın adı Hagi mi Alex mi? Tartışma sadece Türkiye sınırları içinde kalmadı. FIFA bile olaya müdahil olup iki oyuncudan hangisini tercih edersiniz diyerek online anket düzenledi.

FIFA’nın resmi Twitter hesabından düzenlenen “Hagi mi daha iyiydi, Alex mi?” anketine 600 bini aşkın kişi katıldı. Oylama sonucunda Fenerbahçe’nin eski kaptanı Alex de Souza oyların yüzde 55,9’unu, Hagi ise yüzde 44,1’ini aldı. Elbette bu bir Twitter anketiydi. Çabuk organize olan taraftar genelde sonuca ulaşıyor. Peki gerçekte hangisi daha iyi? Hagi mi Alex mi? Gelin yakından bakalım.

TÜRKİYE’DE UNUTULMAZ 5 SENE

Gheorghe Hagi nam-ı diğer Karpatlar’ın Maradonası, 1996-2001 arasında sarı-kırmızılı formayı terletti. 1983’te FC Sportul’da başlayan kariyerine son noktayı Galatasaray formasıyla koydu. Romanya’nın yetiştirdiği en önemli isim olarak adını tarihe yazdırdı. İlk olarak 1986’da geldiği Steaua Bükreş’te yıldızını parlattı. Şimdinin Şampiyonlar Ligi olan Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Steaua Bükreş’i 1989’da finale taşıdı. Yarı finalde rakipleri Galatasaray’ı ilk maçta 4-0 yenerken, golün birinin altında Hagi imzası vardı. Finalde Gullit, Van Basten ve Rijkaard’lı efsane Milan kadrosuna 4-0 yenilip kupadan oldular.

Steaua Bükreş’ten bir sonraki durağı Real Madrid’di. Ardından Brescia’da kiralık oynadıktan sonra bir başka dev Barcelona kadrosuna katıldı. Ancak ne Real ne de Barcelona döneminde vasatı aşamadı. Uluslararası arenada Hagi adı 1994 Dünya Kupası’nda hafızalara kazındı. Gruptan lider çıkan Romanya, son 16 turunda Arjantin’i saf dışı bıraktı. Hagi gol ve asistleriyle Romanya’nın sivrilen ismi oldu. Çeyrek finalde İsveç’e elendiler ama turnuvada iz bırakan ülkelerden biriydiler.

İspanya’da aradığını bulamayan Hagi rotasını 1996’da Türkiye’ye çevirdi. Takımın Fatih Terim’e ilk kez emanet edildiği dönemde Galatasaray’a geldi. Kısa sürede 10 numara olmanın hakkını verdi. Saha içinde sadece bir oyuncu değildi. Orkestra şefi gibi oyunu yönetiyordu. Hata yapan oyuncuya ilk fırçayı Hagi atıyordu. Devre arasına giderken veya maç bittiğinde fırça attığı oyuncunun elini omuzuna atıp “bir abi edasıyla” neden kızdığını izah ediyordu.

Raket gibi bir sol ayağı vardı. Tekniği üst düzeydi. Serbest vuruşlarda ustaydı. Mesafe tanımayan şutlarla goller buluyordu. Adrese teslim paslarıyla forveti besliyordu. 1996-2000 arasında üst üste gelen 4 şampiyonluk ve UEFA Kupası’nda Hagi’nin rolü tartışılmaz. Rumen kültürünün Türk kültürüne yakın olması da uyum sağlamasını kolaylaştırmıştı. UEFA Süper Kupası, Galatasaray’a kazandırdığı son kupa oldu. Roberto Carlos’a attığı çalım hâlâ hafızalarda. Sarı-kırmızılı taraftar, uğruna besteler yapıp, “I love you Hagi” tezahüratlarıyla efsaneyi yolcu etti.

FENERBAHÇE’DE BİR SAMBACI

Alex de Souza, futbolcu fabrikası Brezilya’dan çıktı. 1995’te Coritiba FC’de başlayan kariyerinde gelecek vaat eden oyunculardan biri olarak sivrildi. Üst düzey bir tekniği vardı. Zekasıyla ayaklarına hükmediyordu. Brezilya dışında ilk durağı İtalya’nın FC Parma takımı oldu. Ancak sadece 6 ay sürdü. Yeniden Brezilya’ya döndü. Alex, 1999 ve 2003 Konfederasyon Kupası’nda başarılı bir performans ortaya koydu. Brezilya’nın öne çıkan ismi olarak 7 maçta 5 gol attı. 2003’te gol attığı ülkelerden biri de Türkiye’ydi.

1 Temmuz 2004’te bir kez daha rotasını yurt dışına çeviren Alex’in adresi Fenerbahçe oldu. Geldiği günden itibaren Fenerbahçe taraftarının sevgilisi hâline geldi. 10 numara oynuyordu ama forvetleri geride bırakan bir gol sayısına ulaşacaktı. Ceza sahası dışı, içi, serbest vuruş, penaltı Alex’in gol vuruşlarının yeri oldu. İki kez Süper Lig’de gol krallığı yaşadı. Koşmaması eleştirildi ama Alex olmak koşmaya gerek bırakmıyordu.

18 Ekim 2012’de 8 yılını geçirdiği Fenerbahçe’den Aziz Yıldırım’ın kaprisi sonucu koparıldı. Taraftar gönderilmesini içine bir türlü sindiremedi. Aradan geçen yıllara rağmen Alex adı unutulmadı. Kadıköy’e heykeli dikildi. Hagi nasıl adını Metin Oktay efsanesinin yanına yazdırdıysa, Alex de Lefter’in yanında yer aldı.

1996-2001 yılları arasında Galatasaray forması giyen Rumen efsane, 192 maçta 71 gol ve 64 asistlik performans sergiledi. 2004-2012 arası Fenerbahçe’de mücadele eden ve kaptanlık yapan Alex de Souza ise, 344 maçta 171 gol ve 147 asistle kulüp tarihinin unutulmazları arasına girdi. Hagi 4, Alex 3 Süper Lig şampiyonluğu gördü. Türkiye Kupası ve Süper Kupa’da Hagi’nin 9’a 5 üstünlüğü var. Elbette Rumen yıldızın hanesinde UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupa var. Alex ise iki kez gol krallığı yaşayıp, bu alanda Hagi’yi geride bıraktı.

İki futbolcu da derin izler bıraktı. Yolu ülkemizden geçen yüzlerce yabancı futbolcular arasında adları listenin üst sıralarında yer buldu. Şahsi kanaatim ise, Hagi mi Alex mi sorusunda ibrenin Rumen efsaneden yana olduğu. Her iki isim de liderdi ama Hagi bir tık öndeydi. Aynı yıllarda top koşturmuş olsalar kıyas imkanı daha kolay olurdu ama bir gerçek var ki; her ikisi de efsaneydi.