BİRLEŞİK KRALLIK | Yüksek Mahkeme’den Ruanda planına ret; Sunak kararlı

ENSAR NUR | TR724 HABER

İngiltere Yüksek Mahkemesi, Sunak hükûmetinin sığınmacıları Ruanda’ya sınır dışı etme politikasının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. 15 Kasım Çarşamba günü verilen karar, Manş Denizi’nden geçişleri durdurmayı ana politikası haline getiren hükûmete sert bir cevap oldu. Sunak kararın ardından kameraların karşısına geçti.

Mahkemenin hükümetin en önemli politikası olarak kabul edilebilecek Ruanda planını oybirliğiyle reddetmesi, 13 yıldır iktidarda olan ve siyasi olarak çalkantılı bir dönemden geçen Muhafazakar Parti’de Başbakan Rishi Sunak için son olumsuz gelişme oldu.

Davaya bakan beş yargıçtan biri olan Yargıç Robert Reed, mahkemenin Ruanda’nın mülteciler için güvenli olmadığını tespit eden daha önceki bir Temyiz Mahkemesi kararını desteklediğini söyledi. Reed, planın hem İngiliz hem de uluslararası hukuku ihlal edeceğini vurguladı.

New York Times’ta yer alan habere göre, bu politika ilk olarak Nisan 2022’de, Brexit kampanyasında İngiltere’nin sınırlarının “kontrolünü geri alma” sözünü yerine getirmeye çalışan dönemin başbakanı Boris Johnson tarafından duyurulmuştu. Sunak geçen yıl Muhafazakar Parti liderliği için yürüttüğü kampanyada bu planı destekleme sözü verdi ve hükümet anlaşmanın bir parçası olarak Ruanda’ya en az 175 milyon dolar ödedi.

Hak grupları ve muhalif politikacılar, Ruanda’nın insan hakları konusundaki sorunlu siciline işaret ederek, bu politikayı başından beri geniş çapta eleştiriyordu.

Sunak’tan AİHM’den çıkma iması

Yüksek Mahkeme kararının ardından kameralar karşısına geçen Sunak, “Mahkeme’nin kararına katılmıyorum ancak saygı duyuyor ve kabul ediyorum” dedi.

Başbakan, Ruanda planında bazı değişiklikler yapılacağını, bu kapsamda Ruanda ile sığınmacıların sınır dışı edilmemesi garantisi için bir uluslararası anlaşma imzalanacağını ifade etti.

Öte yandan, Ruanda’ya gönderilecek sığınmacıları taşıyan uçağı durduran AİHM kararını da eleştiren Başbakan, AİHS’ten çekilebileceklerini de ima etti. “Strazburg’da bulunan yabancı bir mahkemenin uçuşları engellemesine müsaade etmeyeceğim. Eğer Strazburg’daki Mahkeme Parlamentonun isteklerine müdahale etmeyi seçerse, ben de gerekli olan her şeyi yapmaya hazırım” dedi.

Sunak’ın konuşmasından bir kesit:

“Bugün Yüksek Mahkeme, Ruanda politikasının yasal olabilmesi için bir dizi değişiklik yapılması gerektiğine hükmetmiştir. Bu karara katılmıyorum ancak saygı duyuyor ve kabul ediyorum. Hukukun üstünlüğü demokrasimizin temelidir.

Bu davanın tüm sonuçlarına hazırlıklı olduğumuz için Ruanda ile yeni bir uluslararası anlaşma üzerinde çalışıyoruz. Bu anlaşma, Birleşik Krallık’tan Ruanda’ya yerleştirilen kişilerin Ruanda’dan çıkarılmalarına karşı korunacaklarına dair yasal bir güvence sağlayacak ve bir mahkeme tarafından bu yönde karar verilmesi halinde herkesi geri getireceğimizi açıkça ortaya koyacaktır.

Bugünkü karar ışığında anlaşmaya son şeklini vereceğiz ve gecikmeksizin onaylayacağız ancak bu karmaşayı sona erdirmemiz gerekiyor. Ülkemizi temelden değiştireceğimi söyledim ve bunda ciddiydim. Bu nedenle bugün olağanüstü bir adım atarak acil durum yasası çıkaracağımızı da duyuruyorum. Bu, Parlamento’nun yeni anlaşmamızla Ruanda’nın güvende olduğunu teyit etmesini sağlayacaktır. İnsanların yerel mahkemelerimizde sistemik zorluklar çıkararak uçuşları daha fazla geciktirememesini sağlayacak ve politikamızın tekrar tekrar engellenmesini önleyecektir.

Ancak elbette Parlamento burada yasayı değiştirdikten sonra bile Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorluklarıyla karşılaşabileceğimiz konusunda dürüst olmalıyız. Bugün erken saatlerde Parlamento’ya, yolumuzdaki engelleri kaldırmak için yasalarımızı değiştirmeye ve bu uluslararası ilişkileri yeniden gözden geçirmeye hazır olduğumu söyledim. Bu nedenle şimdi herkese yabancı bir Mahkemenin bu uçuşları engellemesine izin vermeyeceğimi söylememe izin verin. Strazburg Mahkemesi Parlamento’nun ifade edilen isteklerine karşı müdahale etmeyi seçerse, uçuşları başlatmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.

Kolay yolu seçmeyeceğim çünkü hiç kimsenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kuruluş amacının, egemen bir Parlamentonun yasadışı göçmenleri parlamento tüzüğünde ve bağlayıcı uluslararası hukukta güvenli olduğu kabul edilen bir ülkeye göndermesini engellemek olduğunu düşündüğüne inanmıyorum. Ve Avrupa’da bu yorumda yalnız olduğumuza inanmıyorum. Diğer hükümetler bizi takip ediyor: İtalya Almanya Avusturya hepsi bizimki gibi modeller araştırıyor.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin