Bir nefret objesi; Suriyeliler

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Türkiye yerel seçime giderken gündem maddelerinden biri de; Suriyeli mültecilerdi. Özellikle ‘milliyetçi’ kimliğiyle öne çıkan isimler ‘Şehirdeki Suriyelileri göndereceğiz’ vaatlerinde bulundular. Aslında bu söylemi tüm partiler satın alacaktı. İktidarın böyle bir lüksü olmadığı için muhalefet, AKP’nin yumuşak karnı Suriyelilere vurarak oy devşirme yoluna gitti. Savaşın kurbanı Suriyeliler giderek bir nefret objesininin öznesi oldu.

Bugünlere geleceğimiz daha ilk günden belliydi. İktidarın ‘Ensar-muhacir’ söyleminin laftan teye geçemeyeceği baştan belliydi. Suriyeli sayısı binlerle değil yüzbinler ve ardından milyonları bulduğunda ensar-muhacir söylemi de tedavülden kalktı. 5 Temmuz 2017’de ‘Nurtopu gibi bir Suriyeli göçmen sorunumuz oldu’ yazısında mültecilerin entegrasyonunda görülen aksaklıkların giderek bir probleme dönüştüğünü ifade ettim. Türkiye’nin yeni gündemine giren mülteci kavramıyla Avrupa’nın yarım asır önce tanıştığını yazıp, Avrupa’nın bu konudaki tecrübesinden Türkiye’nin yararlanmasını gerektiğini yazdım. Türkiye gerçekçilikten uzak popülist söylemi tercih etti. Avrupa’ya akacak Suriyeli akınına baraj olmak için gelecek bir kaç milyara tav olup, Suriyelilerin ülke içine kayıtsız dağılmasına göz yumdu.

Avrupa’da göçmen ve mülteci karşıtı partilerin söylemlerini Türkiye’de bir kısım partiler daha ilk baştan benimsediler. Avrupalı aşırı sağcılar, ülke içinde işlenen suçlar başta olmak üzere işsizlik ve eğitim sorunlarında bir numaralı fail olarak hep göçmenleri gördü. Göçmen hoşnutsuzluğuna İslam-müslüman karşıtlığı eklenince aşırı sağ artık Avrupa parlamentolarında iktidarı belirleyecek güç konumuna geldi. Her seçimde oyunu arttıran aşırı sağ oldu. Adeta varlık nedenlerini göçmen ve mülteci karşıtlığı üzerine kurdular. Avrupa’da yükselen aşırı sağın söylemlerinin Türkiye’ye yansıması, ‘ırkçılık’ oldu. Açın gazete haberlerini okuyun. Kullanılan ortak tabir; ‘ırkçı partiler.’

CHP’den Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın daha koltuğuna oturmadan ilk icraatının Suriyelerle ilgili olması ülkenin geldiği durumu özetliyor. Benzer uygulamalar kısa sürede diğer illerde de görülecektir. Tanju Özcan, seçim vaadi olan ‘Suriyelilere yapılan yardımların kesileceği ve Suriyelilere iş yeri açma ruhsatı vermeyeceği’ sözünü hayata geçirdi. Bolu’nun sorunlarının çözümü hemen bulunmuş oldu. CHP, her ne kadar kağıt üzerinde olsa da ‘sosyal demokrat’ zeminde politika yapan bir parti. Üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal, işçi sınıfının yanı sıra göçmen haklarını savunuyor. CHP’nın sosyal demokratlığı kağıt üzerinde olduğunun bir başka delili Suriyeliler oldu. Avrupa’nın aşırı sağı nasıl tüm sorunların kaynağı olarak göçmen ve mültecileri görüyorsa, Türkiye içinde Suriyeliler oldu.

Ekonomik kriz derinleştikçe Suriyelilere olan bakış daha da negatifleşecek. İşsizliğin kaynağı onlar olacak. Açtıkları işyerleri göze batacak. Bir de Suriyelileri sömürenler var. Aç, açık yollara düşüp hayatlarını kurtaran insanları gelir kaynağı olarak gören uyanık patronlar asgari ücretin altında neredeyse haftanın her günü bu garibanları çalıştırdı. Ne hak ettiği ücreti verdi ne de emeğine saygı duydu. Dilenciye bahşiş verir gibi hoyratça davrandı. Garibanın sırtından köşeyi bir kez daha döndüler.

Türkiye garip bir ülke

Partilerin programlarına bakıyorsunuz, herşey süper. Sosyal demokrat, liberal, muhafazakar partiler var. Kağıt üzerinde tam bir Avrupa ülkesiyiz. Ya gerçek? Batı standartlarına vurduğumuzda, ırkçı, faşist, göçmen karşıtı partiler ülkesi Türkiye.

Suriyeliler, ülkelerinden kendi istekleriyle çıkmadılar. ‘Emevi Camii’nde cuma namazı’ kılma hayali kuranlar başta olmak üzere diktatör Beşar Esad’ın zalimce davranışları milyonları yerinden etti. Vesayet savaşının kurbanı olan halk mecburen göç etti. Avrupa’nında günahı az değil. Erdoğan’ın Türkiye’de uyguladığı zulüme, Suriyelilere baraj olması için göz yumdu. Erdoğan bekçilik görevini yaptı. Erdoğan için Türkiye’nin her tarafına pimi çekilmiş bir bomba gibi dağılan Suriyeliler sorun değildi. Avrupa başkentlerine yaptığı ziyaretlerle meşruiyetini devam ettirmenin derdine düştü. Avrupa’da buna göz yumdu. Türkiye içindeki kitlesini ise ensar-muhacir söylemiyle etrafında tuttu.

Bolu’da başlayan Suriyeli karşıtı uygulamanın kısa sürede Millet İttifakı’nın kazandığı diğer illerde de yansıması olacaktır. Keza MHP’nin kazandığı yerler içinde geçerli. Ekonomik krize, ırkçılık kokan bu uygulamalar eklendiğinde Suriyeliler için zor olan hayat daha da zorlaşacak. Dün yapılan hataların faturası bugün önümüze gelmeye devam ediyor. Korkarım yarın bugünden daha kötü olacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin