HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
Futbolda geriye dönüp 2018 yılına baktığımızda hatırımızda kalan bir çok olay var. Real Madrid’in üst üste 3. kez Şampiyonlar Ligi’ni kazanması, Zidane’nin istifası, Fransa’nın Dünya Kupası’nı kazanması, Messi’li Arjantin’in bir uluslararası turnuvadan daha hüsranla dönmesi, Hırvatların finalist olması… Lisreyi uzatmak mümkün. Ancak bir gelişme var ki; şimdiden unutulmaya yüz tuttu.
İspanya, özellikle Euro 2008’den itibaren futbola damgasını vuran bir ülke oldu. Dile kolay üst üste 3 uluslararası turnuvayı kazanan tek ülke olarak tarihe geçti. İspanya milli takımını çalıştırmak her hocanın rüyalarını süsler. Real Madrid, kulüp düzeyinde dünyanın en başarılısı. Şampiyonlar Ligi’ni tam 13 kez kazandı. Son 3 yılda kupayı kimseye bırakmadı. 1955-60 arasında da üst üste 5 yıl kupanın sahibi olmuştu. Real Madrid’de tıpkı İspanya milli takımı gibi teknik adamların rüyasını süsler.
Herşey Zinedine Zidane’nin sürpriz bir şekilde Real Madrid teknik direktörlüğünden istifa ettiğini açıklamasıyla başladı. Daha 3. kez kazanılan Şampiyonlar Ligi başarısının teri soğumadan Zidane’nin bu kararı Real Madrid için büyük şoktu. Real Madrid gibi bir kulüp teknik adamsız kalamadı. Nitekim, Zidane’nin istifasından günler sonra yeni tenik adam anons ediliyordu. Bu isim İspanya milli takımını 2018 Dünya Kupası’na taşıyan Julen Lopetegui idi.
Takvim yaprakları 12 Haziran’ı gösterdiğinde Real Madrid, yeni teknik direktörlerinin adının Lopetegui olduğunu açıklamıştı. İşte 30 saat sürecek bir kaosun başlangıcı bu açıklama oluyordu. Sheremetyevo Havaalanı’na inen İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Luis Rubiales, telefonunu açtığında gördüğü haberle şok oluyordu; ‘Real Madrid, Lopetegui ile anlaştı.’ Şok olmayacak gibi değildi. Futbol federasyonu başkanıydı ve olaylardan haberi yoktu. Şok olma yerini kızgınlığa bırakıyordu. Luis Rubiales haberi okuduktan sonra ilk iş olarak tekrar telefonunu kapatmak oluyordu. Dış dünya ile iletişimi kesen Luis Rubiales, kurmaylarını karar için topluyordu.
Dünya Kupası’nın başlamasına sadece 2 gün vardı. Lopetegui, yönetimindeki İspanya bir başka dünya devi İtalya’yı geride bırakıp adını grup lideri olarak 32 ülke arasına yazdırmıştı. Takım istim üzerindeydi. 2014 Dünya Kupası hüsranını unutturmak istiyordu. Ancak Lopetegui’nin yaptığı da affedilir değildi. Luis Rubiales sadece teknik direktöre kızgın değil, Real Madrid’de öfkesinden nasibini alıyordu. Bu kararı başarılarının saboteleri olarak görüyordu.
Sheremetyevo Havaalanı’nda aldığı kararın üzerinden saatler geçmiş, takvim yaprakları 13 Haziran’ı göstermeye başlamıştı. Rubiales ve kurmayları kararını vermişti. Lopetegui kovulup, yerine milli takımın sportif direktörü Fernando Hierro getirildi. Teknik adamlık tecrübesi 2. lig takımlarından Oviedo’da geçirdiği kısa bir süre olan Hierro, acil durumdan dolayı koltuğun sahibi oluyordu. ‘Dünya Kupası’na takım elbiseyle geldim, eşofmanlarla ayrılacağım’ diyen Hierro ateşten gömleği giyen isimdi artık.
Telefonunu 30 saat kapalı tutan Federasyon Başkanı Luis Rubiales, Lopetegui’nin kovulup yerine Hierro’nun getirildiğini açıklayıp, hem rahatlıyor hem de telefonunu artık açıyordu. Kovulan Lopetegui ise camları kapalı bir minibüsle havaalanına gidip İspanya’ya dönüyordu. Daha bir kaç gün önce çiçeklerle karşılandığı Rusya’dan bu kez kimseye gözükmeden bir ‘hırsız’ gibi ayrılıyordu.
Takvim yaprakları 13 Haziran’ı gösterdiğinde Real Madrid yeni hocasına resmi imzayı arttırıyordu. Lopetegui, ‘Dün hayatımın en kötü, bugün en güzel gününü yaşıyorum’ diyordu. İki gün içinde bir önemli koltuktan diğerine geçiyordu.
İspanya, 2018 Dünya Kupası’nda gruptan çıkıyor ancak son 16 turunda Rusya’ya elenip hüsran yaşıyordu. Hezimetin sorumlusu olarak işaret edilen isim doğal olarak Julen Lopetegui oluyordu. Real Madrid’le sezona merhaba diyen Lopetegui üzerinde muazzam bir baskı vardı. El Clasico’da gelen 5-1’lik Barcelona yenilgisi bardağı taşıran son damla oluyordu. Ekim ayı içinde Levante, Alaves ve CSKA Moskova yenilgileri koltuğunu sallatmıştı. Son darbeyi Barcelona vurdu. İmzayı attıktan 183 gün sonra kovuldu. Sadece bir kaç ay önce herkesin rüyasını kurduğu iki takımı da çalıştırmış Lopetegui artık issizdi.
Bir teknik adamın kaderi 12-14 Haziran arasında geçen 48 saatten daha az bir sürede değişmişti. Başarıları konuşulacak bir isim olacakken, insanların hatırlamak istemediği biri oldu. 2018 futbol adına çok şey oldu ama Lopetegui’nin yaşadıkları çok az kişiye nasip oldu