YORUM | HASAN CÜCÜK
Devletin tahsis ettiği kredi kartıyla çikolata satın almasından dolayı istifa eden İsveç’li Sosyal Demokrat Partili Mona Sahlin’in hikayesi tarihe ‘Toblerone Yolsuzluğu’ olarak geçmişti. Dönemin istikbal vaat eden politikacılarından Sahlin’in kariyerine ciddi bir darbe vuran bu olay dünya çapında yankılanmıştı. Sahlin kadar olmasa da en az onun hikayesi kadar ilginç bir olay ise Danimarka’da yaşanmıştı. Olayın kahramanı Muhafazakar Parti başkanı Hans Engell. Ortada yolsuzluk yok. Fazla kaçırılan bir kaç kadeh sonrası giden bir ikbal var.
1948 doğumlu Hans Engell, meslek olarak gazeteciliği seçmişti. Ülkenin önde gelen gazetelerinden Berlingske’de mesleğe başlayan Engell kısa sürede meclisin aranan politik muhabirlerinden biri oluyordu. 1978’de Muhafazakar Parti’nin basın sorumluğuna getirilen Engell, 1982’de aynı partili Poul Schlüter tarafından savunma bakanlığı koltuğuna getirildi. Milletvekili olmadan bakanlık koltuğuna oturuyordu. 1984 seçimlerinde meclise giren Engell, savunma bakanlığı koltuğunda 1987’ye kadar oturuyordu.
Kabineden 2 yıl uzak kalan Hans Engell, 1989’da hükümete bu kez adalet bakanı olarak dönüyordu. Poul Schlüter başbakanlığındaki sağ koalisyon hükümeti 1993’te yıkılınca, Hans Engell istifa eden Schlüter’in yerine parti başkanlığına seçiliyordu. 45 yaşında partinin dümenine geçen Engell, yeniden iktidara gelmek için kolları sıvıyordu. Danimarka sosyal demokrat koalisyon tarafından yönetilirken, Engell’in yıldızı parlıyordu. Artık başbakanlık koltuğuna oturmak için gün sayıyordu. Ta ki 20 Şubat 1997 gecesine kadar.
Partisinin meclis grubu yemekli bir toplantıda bir araya gelmişti. Seçim strateji ve parti içi konuların konuşulduğu yemekli toplantıda alkolde vardı. Gece yarısını geçiğ, yeni günün ilk dakikalarında toplantı biterken Hans Engell, mazda marka arabasıyla evine doğru haraket etti. Otobanda havanında etkisiyle kontrolü kaybeden Engell beton bariyerlere çarparak ancak durabildi. Kazadan Engell yara almadan kurtulurken, arabada ciddi hasar vardı. Hemen telefonla polisi arayarak kaza yaptığını belirtip, bulunduğu yerin adresini verdi. Kaza yerine gelen polisler, rutin alkol kontrolü yapınca Engell’in 1,37 promilli alkollü olduğu ortaya çıkıyordu. Kanuni sınır olan yüzde 0,8’lik promil aşılmıştı.
Ertesi gün basının önüne çıkan Engell, tüm toplumdan ama özellikle gençlerden özür dileyip ekliyordu; ‘Affedilmez bir hata yaptım. Bunun bir bedeli olacak elbbete. Parti başkanlığından istifa ediyorum’ diyordu. Engell’in alkollü kaza yapmasının şokunu atlatamayan kamuoyu istifa ile sarsılıyordu. Kararı kesindi. Ülkenin başbakanı olması beklenen bir isimin bu hatayı bedelsiz atlatması Danimarka siyasetinin yazılı olmayan kuralları arasında yoktur.
Parti başkanlığını bırakan Engell’e bir darbede polisten geliyordu. Ehliyetine 2 yıl el konuluyordu. Yetmiyordu. Engell sıradan biri değildi. Yüksek maaşlı bir milletvekiliydi. Topluma ‘rol model’ bir isimdi. Bunun bir de para cezası olmalıydı. Kanunlar bunun için aylık maaşının 1,5 katı kadar cezayı öngörüyordu. Darbeler peş peşe geliyordu. Ama Engell bunları hak etmişti. Otobanda beton bariyerlere çarptığı mazda marka arabasını evinin önüne çektiren Engell, ibret-i alem olsun diye tamir ettirmiyordu. Her gün baktığında yaptığı hatanın büyüklüğünü hatırından çıkarmayacaktı.
Parti başkanlığını bırakmış, sıradan bir vekil olarak görev yapıyordu. Çoğunluk hatasının bedelini ödedi olarak düşünüyordu ama Engell aynı fikirde değildi. Milletvekili olarak kalması da etik değildi. Kazadan bir kaç ay sonra milletvekilliğinde de istifa edip, politik kariyerine son noktayı koydu.
Daha bir kaç ay önce ülkenin en popüler siyasetçisi iken bir anda silinip gitmişti. İstifa etmeyebilir miydi? Elbette görevde kalabilirdi. Ama seçmenin keseceği ceza ağır olurdu. Ülkeyi yönetmeye talip bir politikacı herşeyden önce topluma örnek olmalıydı.
Politik kariyerini noktaladıktan sonra yeniden medya dünyasına dönen Hans Engell, 2000-07 arasında bulvar gazetesi Esktra Bladet’in yayın yönetmenliğini yaptı. Halen aynı gazetede politik yorumcu olarak görevine devam ediyor. Hans Engell deyince akıllara ilk gelen bir kadehle giden ikbal olmaya devam ediyor.