YORUM | MURAT AYDIN
Elif Elmas 16 milyon Euro’ya Napoli’ye satılmış yönetim ve taraftarlar sevinç çığlıkları atıyor. Bu sevinç naraları arasında ertesi gün bir haber okuyoruz ‘’Fenerbahçe Elif’in satışından gelen parayla yıldız transferine odaklanacak. Bir golcü bir savunmacı listede’’
Hiçbir haber Türk futbol yönetimini bundan daha güzel anlatamazdı. Bu olayı şöyle tercüme etmeye çalışayım. Şirketinizde bir mühendis çok önemli teknolojik bir buluş gerçekleştiriyor, siz o buluşu ve mühendisi apar-topar başka bir firmaya satıp elde ettiğiniz parayla bir apartman yaptırıyorsunuz.
Türkiye’de futbol kulüp yönetim biçimi, tıpkı Türk ekonomisini yönetenler gibi üretmekle değil tüketmekle var olmayı seviyor. Hasbelkader keşfedilmiş, mundar edilmeden bir iki yıl elde tutulmuş genç bir oyuncu iyi sayılabilecek bir paraya bir Avrupa kulübüne satılıyor ama gelen parada Avrupa’nın elit takımlarında yer bulamamış, çoğunlukla da gazı kaçmış oyunculara verip çöpe atılmış oluyor.
Mesela hiçbir aklı başında insan çıkıp demiyor biz gelen bu parayı yeni Elifler bulacak bir sistem kurmak için harcayalım.
Türkiye’de her sene onlarca oyuncu alıp onlarca oyuncunun çöpe atıldığı bir transfer pazarı var ve o pazarın bir sürü ensesi kalın akbabası var. Hesabın sorulmadığı, sorulamadığı, denetimsiz gri bir alandır bu transfer ekonomisi. Türk takımları; büyük şovlarla transfer edilen sonra kimse fark etmeden gönderilen bir yıldız çöplüğüdür adeta. Bu yüzden dört büyüklerin 11 milyar tl’yi aşan borcu var. Yani kombine ve bilet satışları, yayın gelirleri, sponsorluklar ve forma satışlarından elde edilen paraların hepsini harcayıp bir de üstüne 11 milyar TL de borçlanmışlar. Eski parayla 11 Katrilyon TL. Bu borçlanmaların en büyük sebebi, yapılan isabetsiz, anlamsız, gereksiz transferlerden başka bir şey değil.
Herkes de biliyor ki kulüplerin alt yapısında Elif Elmas gibi nice futbolcular var. Mesela bugün Juventus’da forma giyen Merih Demiral tam beş sene Fenerbahçe altyapısında oynamıştı. Hiç kimse fark etmedi. Ya da fark etmek kimsenin umurunda olmadı. Fenerbahçe alt yapısındayken 2016 yılında Portekiz 3. lig ekiplerinden AC Alcanenense’e bedelsiz olarak gönderildi. Orada oynağı futbolla çok kısa sürede Portekiz’in büyük kulüplerinin dikkatini çekti ve Sporting Lizbon’a transfer oldu. Birkaç yıl içinde Merih dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Juventus’ta forma giymeye başladı.
Beş sene oynamasına rağmen bu Merih nasıl fark edilmedi diye kimse tartışmıyor. Kimsenin böyle bir soru aklına gelmediği için Fenerbahçe Elif Elmas’tan gelen parayı ile yıldız alacağız diye çöp haline getirecek. Bu arada komisyonunu alan alıp zengin olacak.
Yani şirketinizdeki mühendisin yaptığı buluşu geliştirmek, bu buluşlar üzerinden yeni bir şirket organizasyonu kurgulamak yerine apar topar satmanız bir gaflet ama asıl büyük gaflet elde ettiğiniz parayı yeni AR-GE’ye, yeni buluşlara yatıracağınıza o parayı atıl bir betona yatırmayı tercih etmenizdir. Elif Elmas gibi yetenekli oyuncularla geleceği inşaa etmeyen Fenerbahçe daha büyük gaflete düşüp elde ettiği paraları yeni Elif’ler bulmak için harcamıyor. Daha önce yüzlerce kere yaptığı ve milyarlarca lira borca battığı gibi dışı şaşalı içi boş transferlere harcıyor.
Maalesef Ali Koç’ta bu çarkı değiştiremedi. Hindistan’ı fethe gelen bir cihangir gibi geldi, yaptığı savaşı kazandı ama bir süre sonra fark ettiler ki aslında Hindistan o cihangiri fethetmiş ve kendine benzetmiş.
Yetenek keşfedecek, futbolcuların yeteneklerini bulup en doğru şekilde sisteme kazandıracak teknik direktör de yok. Bu anlayıştaki Türk futbol kulüplerinin kapıkuleden öteye gitmesi de mümkün olmuyor.