M. AHMET KARABAY | HABER YORUM
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tek hedefi bulunduğu makama bir kez daha gelmek. Bunu da Türkiye’nin en öncelikli sorunuymuş gibi gündemden düşürmediği “yeni Anayasa” üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor. Bilal Erdoğan, Berat Albayrak ve Selçuk Bayraktar arasındaki veliahtlık yarışında ise çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.
Bir sistemin geleneği yoksa, orada bilek güreşi ve entrika sonucu belirler. Türkiye’de demokratik gelenek bırakılmadı, Beştepe Sarayı’nın ise henüz bir geleneği yok. Monarşi ile yönetilen ülkelerde gelenek vardır. Yazıya geçirilmese bile neyin nasıl olacağı önceden bellidir.
1952-2022 yılları arasında Birleşik Krallık ve Kanada, Avustralya ile Yeni Zelenda’nın da bulunduğu 14 ülkenin 70 yıl kraliçeliğini yapan Elizabeth Alexandra Mary Windsor ya da bilinen adıyla II. Elizabeth daha hayatta iken yerine kimin geçeceği belliydi. Charles Philip’in III. Charles olarak kral olacağı biliniyordu.
Türkiye gibi ne demokrasi olduğu ne monarşi olduğu belli olan melez ülkelerde ise durum hayli farklı. Görünen şekli demokrasi olduğu için, işleyişin bu şablona oturtulması gerek. Tayyip Erdoğan, kral değil ama Beştepe Sarayı’nda oturuyor. Demokratik ülkelerde resmi çalışma ofisleri sarayda olan başbakan veya cumhurbaşkanları varsa da ikametleri hep saray dışında bulunur. Ya da sarayda oturuyorsa adı “sarayın kiracısı” ya da “sarayın dönemsel misafiri” olarak anılır.
Bizde cumhuriyet döneminde saray (adına Beştepe Külliyesi deseler de değişmiyor) Erdoğan ile başladığı için bir geleneği yok. Bundan dolayı Erdoğan, kendinden sonra partiyi ve dolayısıyla sarayı kime emanet edeceğini kendisinin belirlemesi gerektiğine inanıyor.
Ancak şunu unutmayın, veliahtlık yarışı ile cumhurbaşkanlığı yarışı aynı değil. Nasıl II. Elizabeth hiç beklenmedik kadar tahtta uzun kaldığı için Charles, ancak 73 yaşında kral olabildiyse aynı durum Türkiye için de geçerli. Erdoğan hayatta olduğu sürece aileden kimseye sıra gelmeyecek.
Şunu unutmamak gerek, Tayyip Erdoğan yeni bir anayasa hazırlamayı başaramazsa kapı gibi mevcut anayasaya sırtını dayayacağı hükümler var. Meclis, üye sayısının 5’te 3 çoğunluğuyla seçimleri yenileme kararı verirse bir kez daha seçime girebiliyor. Bu da 360 milletvekilinin imzası demek. Cumhur İttifakı’nın şu an 320 dolayında milletvekili var. Özgür Özel liderliğindeki CHP, 40 dolayındaki eksiği doldurmaya talip olduğunu ortaya koymuş bulunuyor.
VELİAHTLIK YARIŞINDA DURUM NE?
Erdoğan’ın yeniden adaylığı ayrı bir konu.
Bugün saraydaki veliahtlık yarışına bakacağız. Erdoğan’ın yerine kim geçecek? Hani bir dönem “savaşların anası” diye bir kavram vardı ya, yerine kimin geleceği de “soruların anası” konumunda.
Büyük damat Berat Albayrak mı, küçük damat Selçuk Bayraktar mı, yoksa küçük oğlan Bilal Erdoğan mı? Neyse ki büyük oğlan Burak Erdoğan’ı yarışa katan yok da çekişme üçlü arasında oluyor.
Berat Albayrak’ın ekonomiyi eline yüzüne bulaştırdığı gerekçesiyle elendiğini söylüyorlar. Kardeşi Serhat Albayrak gibi Sabah-ATV grubunun en tepesindeki isim orada dururken, Berat’ın kimse diskalifiye edildiğini sanmasın.
Veliahtlık yarışında bugün itibariyle geride kaldığı ifade edilebilir. Bu tespit bugün için de doğru olabilir.
BİLAL SON HAFTALARDA ATAĞA GEÇTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi sarayının geleneğini kendisi oluşturma peşinde. Bunun için de gönlündeki isim belli olsa da muhtemel veliahdı belirlemek için adayları yarıştırmaya çalışıyor.
Her ne kadar Bilal Erdoğan’ın anne ve babasıyla birlikte seyrettiği Temmuz ayındaki Avrupa Kupası maçında atılan gol sonrası sevinç yöntemi çok tartışılsa da son haftalarda atağa kalktığı dikkat çekiyor.
Bilal Erdoğan’ın atağı, Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olduğu TÜGVA’nın yaz okulu açılışlarıyla başladı. Oğul Erdoğan, yaz okulu lansmanına önce İstanbul’da ardından Gaziantep’te katıldı. Her ikisinde de eğitimci ve bir kanaat önderi gibi konuşmalar yaptı.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin oluşan sorunlara çözüm üretemeyeceğini söyleyen Erdoğan, sorunların nasıl aşılacağının formülünü de verdi:
“Barış için çalışacağız, zulümler bitsin, insanlar huzur içinde yaşasın diye çalışacağız. Gençlikte alınan bu şuurla Allah’ın izniyle aydınlık yarınları var etmeye muvaffak olacağız.”
Bilal Erdoğan’ı bu hafta Kazakistan’da 2024 Dünya Göçebe Oyunları’nın açılışında kürsüde Kazakça konuşurken izledik.
🔴 Bilal Erdoğan, Dünya Göçebe Oyunları’nda Kazakça konuştuğu için alkışlandı. pic.twitter.com/kCeS6v14c1
— Parasizceo (@parasizceo) September 14, 2024
Türkiye 10 sporcu ile katıldığı yarışmaya Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile çok sayıda milletvekili ve yönetici gitti. Sporcu kafilesine yarışmacı sayısının üç-dört katı sayıda kişi eşlik etti.
Bilal Erdoğan’ın, bu yıl 21 Mart’ta Astana’ya gidip Meclis Başkanı Yerlan Koşanov ile birlikte geri sayım tablosunu açıp bir de anlaşma imzaladığı, TRT Haber’e konu olmuştu.
BU KEZ POLEMİĞİYLE GÜNDEM OLMA ÇABASINDA
Bilal Erdoğan, en son Kocaeli Kartepe’de katıldığı bir etkinlikte mülteciler konusuna değindi, medyaya yüklendi, sonra da Fatih Altaylı’yı hedef tahtası yaptı. Türkiye’de ülkenin sorunlarının temelinde medyanın yattığını söyleyen Bilal Erdoğan, Altaylı’yı eleştirirken hakaret ifadeleri kullanmakta sakınca görmedi:
Cumhurbaşkanı’nın küçük oğlu Bilal Erdoğan sert konuştu: “Bu Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam, askerlerin postallarını yalıyordu. Askerler ‘yat’ dediğin yatıyor, ‘kalk’ dediğinde kalkıyordu. Gazeteci diye videoları izleniyor. Türkiye hiç olmadığı kadar özgür…”
— ABC Gazetesi (@abcgazete) September 16, 2024
“Bu Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam, askerlerin postallarını yalıyordu. Onların emriyle kalkıp yatıyordu, şimdi başkalarının emriyle kalkıp yatıyor ama hâlâ gazeteci diye dolaşıyor. Bugün Türkiye hiç olmadığı kadar özgür.”
Bilal Erdoğan kendisinin ekonomist olduğunu söylemeyi ihmal etmedi. Ailede Tayyip Erdoğan ekonomist, damat Berat ekonomist, Bilal ekonomist. Ailede bu kadar ekonomist bir araya geliyor ama ülkenin iki yakası bir araya gelmiyor.
Bilal Erdoğan’ın kamuoyu önünde bu kadar sık görünmesi, çok kuvvetle muhtemeldir ki babasının “Git kendini ispatla!” diye itelemesiyle oldu. Aksi mümkün değil. Eğer babasının bilgisi ve izni olmaksızın yapıyor ise o birinci ihtimalden daha önemli hale gelir.
SELÇUK BAYRAKTAR’IN ‘BEN DE VARIM’ ÇABASI
Bilal Erdoğan’ın bu kadar yoğun bir şekilde medyada yer alması üzerine küçük damat Selçuk Bayraktar, ayağına gelen fırsatı değerlendirme peşinde. Teknofest şemsiyesi altında kalmaya çalışarak çıkış yaptı. Teknofest roket yarışması vesilesiyle “Ben yaparım!” diyen özgüven sahibi gençlerin geldiğini hatırlatarak artık gönlünün rahat olduğunu söyledi.
“Ben yaparım!” diyen, öz güven sahibi, ülkesi ve insanlık için teknoloji geliştiren bir nesil yetişiyor, artık gönlümüz rahat… 🇹🇷
A generation full of confidence, saying ‘I can do it!’, is growing up, developing technology for their country and humanity, and now our hearts are… pic.twitter.com/bLZbJSbr1E
— Selçuk Bayraktar (@Selcuk) September 16, 2024
Erdoğan sonrası AK Parti’de kimin veliaht olacağına ilişkin yarış kıyasıya sürüyor. Hatırlayın bir dönen kamuoyunda Süleyman Soylu’dan Hulusi Akar’a, Hakan Fidan’a kadar uzanan isimler sıralanıyordu. Artık o isimlerin hiçbirinin adı bu yarışta geçmiyor.
Bugün itibariyle Berat devre dışı, Bilal önde, Selçuk asılıyor.
Ne kadar sığ yorumlar bunlar
Bu millet bu ailenin akılalmaz saltanatına müstehak