‘Serok Erdoğan’ sloganları ile Çözüm Sürecine kapı nasıl açıldı?

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, merakla beklenen Diyarbakır programını gerçekleştirdi. Erdoğan’ı salonda AK Partili gençler “Biji Serok Erdoğan” (Önder Erdoğan çok yaşa) sloganları ile karşıladı. Erdoğan, yeniden Çözüm Sürecine giden yolu araladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’da yeni bir Çözüm Süreci’ne giden kapıyı aralayacağı, daha konuşmaya başlamadan salonda atılan “Biji Serok Erdoğan” sloganları ile ortaya kondu.

Parti işleri ile uğraşanlar bilir. Açık hava mitingleri ne kadar riskli ise partiler açısından kapalı salon toplantıları da o kadar kontrol edilebilir demektir. Erdoğan’ın açık hava mitingi yapmamasının altında boş meydana konuşma riski olabilir.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Ben bu riskin salon toplantısının tercih edilmesinde ilk sebep olduğu kanaatinde değilim. Asıl nedenin verilmek istenen mesajın kontrol altında ortaya konulmasından kaynaklandığına inanıyorum.

AK Partili gençlerden bu sloganı atmalarının istendiği, Erdoğan’ın kürsüye çıktıktan sonra durup beklemesinden net bir şekilde anlaşılıyor. Erdoğan, susmaları için işaret vermediği gibi gülümseyerek keyifli bir şekilde atılan sloganları dinliyor.

‘BİJİ SEROK ERDOĞAN’ ASLINDA BAHÇELİ’YE CEVAP

Diyarbakır programının Kürt açılımı açısından önemi olduğu gibi, hükümet açısından kritik bir tarafı vardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, iki aydan bu yana ilk kez Erdoğan ile aynı karede görüldü.

Soylu, Erdoğan ile birlikte görüntü verdi diye arada buzlar eridi demek değil. Soylu’yu Erdoğan’ın arkasında görenler, “Hani gidiyordu?” diye düşünmüş olabilir. “Soylu işi tamam sıradakine bakın” başlıklı yazımda, Erdoğan’ın konu soğumadan kesin adım atmayacağına dikkat çekmiştim.

Erdoğan’ın Diyarbakır programı, esas itibariyle bütünüyle giderek Cumhur İttifakı’nın yaramaz çocuğu haline gelen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye cevap niteliğinde idi. Soylu’nun Diyarbakır programında yer alması bu bakımdan önemli.

Erdoğan, Çözüm Süreci benzeri bir mesaj vermek istemese idi, Diyarbakır programının günler öncesinden bu yönde algılanmasına izin vermezdi. “Biji Serok Erdoğan” sloganını anında susturur, dahası bu sloganı atanlara hadleri bildirilirdi.

“Serok” ve “biji” sözlerine MHP liderinin nasıl bir alerjisi olduğu kamuoyunun malumu. Gelecek Partisi lideri olan Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde Diyarbakır gezisi sırasında “Serok Ahmet” diye karşılanması Bahçeli’nin sinir sistemini hayli bozmuştu.

Davutoğlu’na, Kürtler arasında neredeyse sadece Abdullah Öcalan’a yakıştırılan sıfat ile seslenilmiş olmasını Bahçeli yıllar boyu aşağılama ifadesi olarak kullandı.

HER ŞEY İKTİDARDA KALABİLMEK UĞRUNA

Sık sık belirttiğim gibi Erdoğan için iktidarda kalmak, hayatta kalmaktan daha önemli. MHP ile yapılan işbirliğinin iktidarını korumaya yetmediğini gören Erdoğan, ittifaka yeni üyeler ya da alternatif ortaklar bulma gayreti içinde.

Erdoğan’ın en kolay sonuç alacağını düşündüğü kesim ise Kürt seçmen kitlesi. Bundan dolayı konuşmasında tam dört kez “Çözüm Süreci”ne atıfta bulundu. Çözüm Sürecini kendilerinin başlattığını ama bitirenin kendileri olmadığını öne sürdü.

Peki zihinlerimizi tazeleyelim. Çözüm Süreci nasıl başlamıştı? Erdoğan, 2012 sonlarında bir gün hiç beklenmedik bir şekilde MİT’in İmralı ile görüştüğünü duyurmuştu. İmralı’dan kastedilen Abdullah Öcalan idi. O güne kadar tu kaka yapılan PKK lideri Öcalan, kısa sürede “Sayın Öcalan” konumuna yükselmişti.

9 Temmuz tarihini bir tarafa not edin. Yeni bir Çözüm Süreci’nin startının verildiği gün olarak hatırlayacağız. “Diyarbakır’da 2005 yılında ne demişsek bugün de aynı yerdeyiz” diyen Erdoğan bakın o tarihte yaklaşımını nasıl ortaya koymuştu.

Erdoğan’ın konuşmasının kimi yerlerinde PKK’ya sert ifadeler kullanmış olması sizi yanıltmasın. Geçmişteki Çözüm Süreci, karşılıklı restleşmelerden sonra 16 Aralık 2012’de bizzat MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İmralı’ya giderek Öcalan ile görüşmesinin ardından başlamıştı.

Bir süreden bu yana İmralı ile bazı temasların yapıldığını ilişkin haberler duyuluyordu. Bu bilgiler doğrulanmıyor, ancak ilgili makamlar tarafından yalanlanmıyordu da.

Bugünden baktığımızda aslında altyapının yeniden oluşturulduğu da anlaşılıyor. Yalnız geçmişe baktığımızda bu tür adımlarda şöyle bir süreç yaşandığını görüyoruz. Bir barış adımı atıldığında, en az onun kadar sert bir karşı hamle gelir.

Yine öyle bir sekteye uğratacak adım gelir mi bilmiyorum.

Bildiğim bir şeyi söyleyeyim. Kendisine alternatif arandığını ve “Serok Erdoğan” sloganları attırarak kendisine mesaj verildiğini fark edecek olan Bahçeli sürpriz bir çıkış yapabilir.

Hatırlarsanız 2 Kasım 2002 seçimlerine giden yol, ortakları tarafından kendisinin yarı yolda bırakılacağını anlayan Bahçeli’nin “Hodri meydan” çıkışı ile açılmıştı.

Bahçeli’den böyle bir adımın gelmesi şaşırtıcı olmaz. Bütün bunlara rağmen Erdoğan iktidara ne kadar mahkum ise Bahçeli de en az onun kadar mecbur. Bu ayrıntıyı da akıldan çıkarmamalı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Katliamların en fecisinin ikincisini Kürtlerin başına acan ikinci mahluka böyle kürtçükler(yavru kürtler) tarafından methiyeler dizilmesi ibretle izlenmesi gereken dehşetli bir manzaradır. Ortadoğunun itaatkar zavallı halkları hep katliamcılarını sevip başlarında taşımışlardır. Asırlardır üç milletin (Türk, Pers ve Arap) zulmü ve boyundurluğu altında bırakılmış zavallı bir milletin çocukları baş düşmanlarına methiyeler diziyor… Yok böyle bir perişanlık…

  2. “…Erdoğan iktidara ne kadar mahkum ise Bahçeli de en az onun kadar mecbur.”

    Erdoğan’ın durumunu herkes kabul ediyor ama Bahçeli neden mecbur?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin