ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Aileden Demokrat, bugüne kadar da Joe Biden’a oy vermis Amerikalı dostumla son dönemin en büyük Filistin’e destek eylemini izlemek için Beyaz Saray’a doğru yürürken kısmi bir ‘dejavu’ yaşadım.
Donald Trump döneminde Beyaz Saray ve Kongre binasının çevresine yerleştirilen ve uzun süre kalan yüksek bariyerler geri gelmişti. Böylece “Joe Biden da adım adım Trumplaşıyor!” diyenler en azından bir noktada yanılmamış oldu.
Gelelim eyleme…
Beyaz Saray önünde toplanan binlerce protestocu Joe Biden yönetimine ‘kırmızı çizgi’ çekti. Kelimenin tam anlamıyla kırmızı çizgi çekildi. Şöyle ki; Washington DC’de bugüne kadar çok eylem izledim. Bugün Beyaz Saray önünde toplanan protestocular en renkli, en zengin olanıydı.
Kilise grupları, Anti Siyonist Yahudiler, Latinler, Afro African topluluklar ve her tercihten insanın toplandığı kalabalık insan zinciri oluşturup Beyaz Saray’ı çepeçevre sardı. Ellerinde ise İsrail saldırılarında hayatını kaybetmiş Filistinlilerin adlarının yazıldığı kırmızı bir şerit vardı. Yani fiziken de Beyaz Saray’a kırmızı bir şerit çekilmiş oldu.
Peki bu anlamlı ve bana göre iyi planlanmış,organize olmuş eylemin amacı neydi?
Amerikan Başkanı Joe Biden’in İsrail politikasına tepki gösteren kalabalıklar soykırımın bir an önce durdurulması için çağrı yaptı. İsrail’e silah gönderilmemesini talep eden eylemciler Biden’e ‘kırmızı çizgisi’ni hatırlattı.
Sonuçta sözde de olsa Biden, soykırım için ‘kırmızı çizgimiz’ demişti. Başkan Biden uluslararası bir seyahatte olduğu için binlerce kişinin “Genocide Joe” (Soykırımcı Joe) sloganlarını Okyanusun Ötesi’nden bile duymuştur.
Bu aşamada şunu da hatırlatalım; Joe Biden’ın şartsız-sınırsız Netanyahu desteği kendisine pahalıya patlayacak gibi. Sadece Müslümanlar değil, Demokrat Partili Amerikalılar da Biden’e çok tepkili. Nitekim bu durum anketlere yansımış durumda.
Sıcak havaya rağmen saatlerce süren eylem bir şeyi daha gösterdi. Gerek Avrupa’da gerekse de ABD’de yönetimler İsrail’in yanında yer alsalar da sokakta Filistin’e yönelik çok ciddi bir destek var. Bu eylem dip dalganın çapını göstermesi açısından da önemliydi. Bu eylem bugüne kadar ABD başkentinde yapılmış en geniş katılımlı eylemlerden biriydi.
Benim dikkatimi çeken ve hepimizin üzerinde düşünmesi gereken şey ise eylemcilerin renkliliğiydi. Malesef Türkiye’de herkes kendi ölüsüne ağlıyor. Kimse ‘öteki’nin acısıyla dertlenmiyor. Bu kısır döngü yıllardır da kırılamadı. Dolayısıyla yolsuz, zalim iktidarlar borusunu öttürmeye devam ediyor. Filistin’e destek eylemine biraz da bu gözle baktım. Filipinlisinden Nijeryalısına, Almanından Korelisine, Arap ülkelerinden gelenlerden Latin Amerikalı topluluklara kadar herkes oradaydı.
Eyleme katılan Amerikalıların renk skalası da en az bu kadar renkliydi. Anti Siyonist Yahudiler, kalın siyah elbiseleri içinde saatlerce ön safta durdu. Afro Afrikalı siyahi gruplar, gay topluluklar, anarşistler, cumhuriyetçiler, demokratlar ve anti politik gruplar.
Müslümanların azınlıkta olduğu çok belliydi.
Diyebilirim ki hemen hemen hiçbir konuda uzlaşamayan Amerikalıları Netanyahu bir araya toplamayı başardı. Biden bu tablo karşısında şapkasını önüne koyup düşünecektir.
Aynı durum bürokrasi ve medya için de geçerli.
Peki ama biz Türkiye’de böyle bir renkliliği, farklılığı neden bir türlü sağlayamıyoruz ? Herkes eteğindeki döküp gerekli eleştiri-özeleştirileri yapsa temel değerlerde bir araya gelinemez mi?
‘Bunu başarmak bu kadar zor olmamalı’ diye düşünüyorum.
İşin en acı tarafı da şu; Beyaz Saray’ın önünde binlerce insan “Soykırımı durdurun!” çağrıları yaparken, ben bu yazıyı yazarken, siz okurken Filistin’de masum insanlar, çocuklar, kadınlar ölmeye devam ediyor.