Beyefendi yılbaşı kutlamasına karşıymış

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

“Geleneksel Yılbaşı Kutlamasının Meşruluğu” tartışması haftasındayız. Ülkenin ve dünyanın bütün sorunlarını bir kenara bırakıp “yılbaşı kutlaması günah mı değil mi?” konusunu tartışıyoruz. “Her boyayı boyadık fıstıki yeşili kaldı” derler ya tam da öyle.

Kendi yaşadığımız fıkra gibi bir olayı anlatmak istiyorum. Yıllar önceydi. Bulunduğumuz sitede komşularımızdı. Ailece gidip gelirdik. Hoş sohbet insanlardı.

Bir gün bize gelmişlerdi. Karı koca ikisi de hem enine, hem boyuna iri yapıdalardı. Yemeyi çok severlerdi. Eşim sağ olsun tatlısından tuzlusuna, etlisinden zeytinyağlısına denecek türden bir menü hazırlamıştı.

‘DİYETTEYİZ. ŞEKER KULLANMIYORUZ’

Bir güzel hepsinden afiyetle yedik. Çay servisi yapıldığında misafirlerimiz çayın yanında duran kaşığı zarafetle kaldırıp tepsiye bıraktı ve “Diyetteyiz. Şeker kullanmıyoruz” dediler.

Önce ciddiyetle söyler gibiydiler. Daha cümleleri bitmeden yenilenleri hatırlamış olacaklar ki, “Zararın neresinden dönerseniz kârdır” gibi işi latifeye dönüştürdüler, bunun üzerine hep birlikte gülmüştük.

Türkiye’deki dindarların hayat tarzları da tam her şeyi yiyip içtikten sonra “Diyetteyiz. Şeker kullanmıyoruz” diyen komşularımız gibi.

Batının her türlü yaşam tarzını alıp keyfine vara vara kullanıyor, konu yılbaşı kutlamasına gelince “Yılbaşı kutlamak haram” deyip çıkıyorlar.

Hafta içinde bir dostumla,  onun tanıdığı bir aileyle görüşmek durumunda kaldım. Seküler bir hayat tarzları var gibi görünüyordu. 

İşadamı şahıs o ana kadar bize iktidarın yaptığı güzellikleri sıralıyor, Tek Adamın dünya liderliğinden söz ediyor, ülkenin nasıl kalkındığını anlatıyordu. Görüştüğüm kişi, konuşmanın bir yerinde konuyu çevrede yapılmaya çalışılan yılbaşı hazırlıklarına getirdi. Bir anda baktım o seküler görünümlü kişi gitti, içinden İsmailağa Cemaati mensubu bir fanatik ortaya çıktı.

Ülkedeki olumsuzlukların hiçbirini hatırlamak istemeyen bu ortak dostumuz Batı’nın kültür ve medeniyetinden uzak durmamız gerektiği vaazına başladı. Boynunda kravatı, Avrupa’nın iddialı markalardan giyinmek gerektiğini, bunun iş yapmak istediği insanlar üzerindeki etkisinin çok farklı olduğunu söylemişti.

Ev sahibinin, giyim tarzı ve evinin gösterişli dekorasyonu Batı’nın kültür elçisi gibiydi. Kullandığı araba Audi 6’nın yeni segmentindendi. 

Bu arkadaş ve benzerlerine ne zaman rastlasam, “Diyetteyiz. Şeker kullanmıyoruz” diyen
eski aile dostlarımız aklıma gelir. 

Bizde böyle de Müslüman Arap dünyasında durum farklı mı?

Kendini Müslüman Arap kültürünün merkezi sayan Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait olan Emirates Havayolları ( طيران الإمارات Tayarān al-Imārāt), uçağı Noel Baba’nın geyiklerine çektirdikleri bir reklam filmi yayınladı. 

 

Emirates, yolcularının hem Noel’ini hem yeni yılını kutladı.

Zengin Araplar, zenginliğin verdiği çılgınlıkla kapitalistlere taş çıkarırken, Türkiye ise parasının pula dönmesinin doğurduğu nedenden dolayı, turistler için dünyanın ucuzluk merkezi oldu. İngiliz The Sun gazetesi, Türkiye’ye uçak biletiyle hindi fiyatı karşılaştırması yaptı. 

Gazetedeki habere göre, İngiltere’den Türkiye’ye gitmek, markete gidip hindi almaktan daha ucuzdu. 

HER KUTLAMA HİCRİ TAKVİMLE, MEKKE’NİN FETHİ MİLADİ TAKVİMLE

Noel, Hristiyanların Miladi Takvimle her yıl 25 Aralık’ta Hz. İsa’nın doğumunu kutladıkları tarih. Yılbaşı ise 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gecede yeni yılın gelişinin kutlanması amacıyla yapılan eğlence…

Hristiyan dünyası, 25 Aralık ile 31 Aralık’ın birbirine yakın olmasından dolayı, ikisini birleştirip bir tatil oluşturmuş. Bizdeki dini bayramların hafta sonuna denk gelmesi durumunda 9 güne çıkarılmasının farklı bir örneği.

Kapitalist dünya, bu haftaya “Noel Haftası” adını verip daha çok hizmet ve ürün satmanın yollarını bulmuş. 

Bizdeki kafa ise yıllar boyu yılbaşı ile Noel’in aynı şey olduğuna insanları ikna etmeye çalıştı. Son yıllarda ikisinin aynı olmadığı bir miktar anlaşılır gibi olunca, bu kez de yılbaşı gecesi için “Mekke’nin fethi” akıllarına geldi. 

 

İslam geleneğindeki her şey Hicri Takvim üzerinden takip ediliyor. Orucun başlaması, dini bayramların kutlamaları, Hz. Muhammed’in doğumu dahil bütün kandiller bu takvim baz alınarak planlanıyor. 

Konu Mekke’nin fethine gelince orada Miladi Takvim hatırlanıyor. Bunun tek bir anlamı var. Muhataplarını düşük zekalı görme yaklaşımı değilse, en iyimser yaklaşımla insanları yılbaşında eğlenmeleri yerine fetihle meşgul etme mantığı olsa gerek. 

DİYANET’İN ‘YILBAŞI HARAM’ HUTBESİ

İktidarın yaptıklarının onaylama kurumu olarak hizmet veren Diyanet İşleri Başkanlığı, 23 Aralık Cuma günkü hutbesinde, yılbaşı kutlamasının kültürel yozlaşma olduğunu duyurdu. 

AK Parti’nin bu ülkede yaptığı yozlaşmalara karşı kör ve sağır olan Diyanet, bugüne kadar iktidarın yaptığı hırsızlıklara, yolsuzluklara, hukuksuzluklara sesini çıkarmadı. “Dini yuva” gibi gösterilen yurtlarda çocuklara tecavüz edilmesine, kul hakkının yok sayılmasına tepki vermeyen bu yapı, konu yılbaşı kutlamasına gelince tavır ortaya koyuyor.

Yeni bir yılın gelişini, yeni bir umut olarak görüp inanç tazelemek isteyenlere bu tavrı gösterenler, tepkisiz kalmalarıyla dolaylı bir şekilde öbür konulara onay vermiş olmuyorlar mı?

Yılbaşı kutlamasını Hristiyanlığın bir kültürü sayıp karşı çıkanlara, tecavüz, hırsızlık, yolsuzluğun hangi kültürün ürünü olduğunu sormak gerekmez mi?

Batı’yı suçlayanlar, onların geliştirdikleri her şeyi tepe tepe kullanmakta beis görmüyorlar. Onlar yeni yıl yaklaşırken Noel tatilinde ne yapacaklarını, nereye gideceklerini planlarken, bizler yeni yılda enflasyonun, yeni vergilerin, yeni zamların hayatımızı nasıl ezeceğini konuşuyoruz.

 

NASA’dakiler Mars’a indirdikleri aracın sevincini yaşarken, biz yılbaşı kutlamanın haram olup olmadığıyla zamanımızı harcıyoruz. 

ÇAM AĞACI SÜSLEME GELENEĞİ TÜRKLERDEN GELİYOR İDDİASI

Noel’i bütünüyle Hristiyan geleneği sayarken, Sümerolog İlmiye Çığ, bambaşka bir iddiayla gündeme geldi. İlmiye Çığ, çam ağacı süsleme geleneğinin Türklerden Avrupa’ya ve dünyaya yayıldığı iddiasında. 

Hristiyanlığın çıktığı Filistin/İsrail topraklarında çam ağacının pek olmadığını iddiasına delil gösteren ünlü Sümerolog, bu bayramın Türk töresinde 21 Aralık’ta kutlanan Nardugan Bayramından geldiğini söylüyor.

 

Bütün bu tartışmaları bir kenara bırakıp, bir soruyla bitirmek istiyorum:

Yeni gelen yılı umutlarla, iyi dileklerle kutlamanın bir dinin yaşam tarzıyla ne alakası var?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Bu ne akilsizlik! Audi A6 kullanmakla, Noel’i ya da Yilbasini kutlamak ayni mi? Diyanet, basindaki, icindeki bazilari, hata yapsa da, soyledikleri Islam dininin kurallaridir. Begenmezsin baska dine uyarsin o baska! Inanmiyorsan, hocaefendinin mevzu ile alakali yillar once verdigi soru-cevap sohbetine bak/dinle. Yapilan diger usulsuzluklere, gunahlara soz soylemiyorlar diye, soyledikleri diger dogrulari, sirf inatlasma yuzunden yok mu sayacagiz? Ne hâle dustuk, breh!

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin