Beşli çeteye dokunmayacaklar!

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

AKP yöneticilerinin hırsızlık yaparken kullandığı yüzlerce yol var ama bunlar içinde en etkili yöntemi, şüphesiz “hazine garantili projeler”.

Yasal kılıfına uydurulmuş en büyük hırsızlığı bu yolla yapıyorlar ve 84 milyonun hakkını, müteahhitler üzerinden kendi ceplerine aktarıyorlar. Ekonomik açıdan kendisini karşılaması mümkün olmayan, Türkiye’nin bugünkü ekonomik şartlarında son derece gereksiz onlarca köprü, havalimanı, hastane, otoyol 25-30 yıl garanti ücretle AKP’li müteahhitlere inşa ettiriliyor.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Mesela Osman Gazi köprüsünün 1.2 milyar dolara mal edildiğini söylüyorlar. Bağlı otoyollarla bu maliyeti 6.5 milyar dolar olarak açıkladılar. Bunların gerçek maliyetlerinin ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Bu köprü için müteahhit firmaya günde 40 bin araç geçiş garantisi verilirken, her geçiş için başlangıçtaki 31 dolarlık fiyat, her yıl ABD’deki enflasyon oranında da arttırılıyor. 2035 yılına kadar işletilecek köprüden 2019 rakamlarıyla geçen araç sayısı 8 milyon 486 bin geçmeyen araç ise 5 milyon 750 bin oldu. Yani sadece 2019 yılında bu köprünün hazineye maliyeti 425 milyon dolar olmuştu.

Dünyanın en iyilerinden olan Atatürk Havalimanı kapatılarak inşa edilen İstanbul Havalimanı ekonomik felaketten başka bir şey değil. Milyonlarca ağaç kesilerek yapılan havalimanı, ülkeye tam 32.5 milyar euroya mal oldu ve olmaya da devam edecek. Ülkenin hazinesi yıllarca bu gereksiz ve anlamsız havaalanına ödeme yapacak.

Şehir Hastanelerini, Çanakkale ve Yavuz Selim Köprülerini, Zafer Havalimanını, Ankara Garı’nı ve benzerlerini de saymıyorum.

Ülkenin 25 yılını ipotek altına alan bu projeler, dövizde yaşanan artışla Hazine’ye 910 milyar Türk Lirası ekstra yük getirdi.

Türkiye’nin ekonomik  krizinin altında yatan önemli sebeplerden biri de  Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine akıtılan kaynaktan başkası değil. Recep T. Erdoğan; bu projeler yoluyla devletin hortumunu direk kendi kasasına bağladı ve sözleşmede olası bir uyuşmazlık halinde Londra Mahkemelerini yetkili kıldı.

Bu söylediklerim aşağı yukarı herkes tarafından biliniyor, bütün bunları tekrardan yazmama sebep olan şey ise İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın “İktidara geldiğimizde garanti ücretli projelerde müteahhitleri tekrar masaya oturtacağız” sözleri oldu.

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Usta’nın bu sözleri iktidara geldiğimizde AKP’nin politikalarının hepsini aynıyla devam ettireceğiz demekten başka hiçbir anlama gelmiyor.

Müteahhitlerin kendileriyle masaya oturanlarla uzlaşmamaları mümkün mü?

Türkiye’deki siyasetçi prototipini az çok bilen herkes bu ifadelerden şunu çıkarabilir “Masaya tekrar oturacaklar, üç beş kuruş indirim yaptırıyormuş görünüp çarkı aynıyla devam ettirecekler.”

Bugünkü Türk siyasetinde bu cümlelerin anlamı “Bu müteahhitler akan çeşmeden bizi de nasiplendirirlerse işe neden çomak sokalım ki” demektir.

Gerçi CHP bu projeleri kamulaştıracaklarının söylemişti ama ortaklarının bu taleplerine direnmeyeceklerini, ya da kamulaştırma işinden ortaklarını bahane ederek sıyrılacaklarını sanıyorum.

Anlaşılan o ki bu garanti ücretli projeler AKP’den sonra da devam ettirilecek. Anayol-D Hükümeti zamanında konan deprem vergilerinin kendisinden sonra gelen AKP iktidarında nasıl yerleşik hale getirildiğini hatırlayın. AKP iktidardan gidince politikalara aynıyla devam edecek gibi görünüyor.

Türkiye’de siyaseti ve siyasetçiyi domine eden şey maalesef pastadan kendi payını alma üstüne kurulu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin