Ana Sayfa Yazarlar Erhan Başyurt Berberoğlu’na hukuksuz tutuklama ve Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü

Berberoğlu’na hukuksuz tutuklama ve Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü [Erhan Başyurt]

Tanıdığım en donanımlı ve iyi gazetecilerden birisi olan sevgili Enis Berberoğlu, müebbet hapis cezasıyla tutuklandı.

Ankara Temsilciliği ve Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulunan gazeteci yazar Enis Berberoğlu, mesleğe âşık bir isim.

Boğaziçi mezunu ve müthiş bir hafızaya sahip. Birlikte takip ettiğim yurt dışı geziler ve programlarda, her daim kurşun kalemle yok denecek kadar kısa notlar alır ama kayıt cihazı gibi tüm konuşmaları ayrıntılarıyla hafızasına kaydeder ve yazıya dökerdi.

***

Berberoğlu’na verilen ağır cezanın nedeni, Can Dündar ve Erdem Gül’ün de yargılandığı ‘MİT TIR’ları ile Suriyeli muhaliflere yasa dışı silah sevkiyatı’ olarak bilinen Cumhuriyet gazetesi tarafından manşetten yayınlanan haber…

Mahkeme, ‘siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış yararları bakımından gizli kalması dereken bilgileri açıklama suçunu işlediği’ gerekçesiyle tutuklama verdi.

Yani ‘insani yardım taşıyordu’ denilerek üzeri örtülmeye çalışılan, TIR’larda yasadışı silah taşındığını ve haberin doğruluğunu teyit ediyor.

CHP İstanbul Milletvekili Berberoğlu, manşette kullanılan resim ve videoyu Cumhuriyet gazetesine ulaştırmakla suçlanıyor.

***

Her şeyden önce, madem haber doğru ve TIR’larla yasadışı silah sevkıyatı yapılıyor, gazeteci yayınlamakla kamu yararına olanı yapmış demektir. Yani suç oluşmaz.

Varsayalım içeriği yayınlamak suç. Ancak aynı görüntüler, Cumhuriyet’in yayınından 3 ay önce Aydınlık gazetesi tarafından manşet yapılmış. Yani, bilgi aleniyet kazanmış. Yargıtay kararı da, iç hukukun üzerinde bağlayıcı olan AİHM ‘aleniyet kazanmış gizli bilginin yayınlanması suç değildir’ diyor. Aydınlık gazetesine dava açılmadığı gibi, ortada hukuken bir suç da yok.

Dahası, Berberoğlu’nun görüntüleri verdiği kesin değil ve hâkim tek başına hukuken delil sayılmayan HTS kayıtlarını ‘kati delil’ gibi gösteriyor. Yine kaçma şüphesi olmayan Berberoğlu’nu, sabit adresi olmasına rağmen ‘damat kriteri’ uygulamadan tutukluyor.

Karar neresinden bakarsanız bakın, siyasi ve hukuksuz…

***

O halde Enis Berberoğlu neden tutuklandı?

Üç neden öne çıkıyor.

Birincisi, MİT TIR’ları ile Suriye’deki muhaliflere yapılan yasadışı sevkıyat uluslararası suç. Katar’a yönelik abluka kaygıları daha da artırmış görünüyor. İktidar, Suriye’deki radikal örgütlere silah yardımı haberlerinin etkisinden fazlasıyla çekiniyor. Benzer haberlerin yayınlanmaması için gözdağı veriyor.

İkincisi, CHP’ye gözdağı veriliyor. ‘Tek Adam’ rejimlerinin fıtratında özgür basın ve güçlü muhalefeti susturmak vardır. HDP’yi susturan, MHP’yi ‘stepne’ haline getiren iktidar, şimdi en güçlü muhalefet partisini yok etmeyi planlıyor. Sırada, haklarında fezleke bulunan diğer CHP’li vekiller var. İktidar, ‘rayından çıkmış kontrollü darbe girişimini’ istismar ederek, bir ‘karşı devrim’ sürecini tamamlamaya çalışıyor.

Üçüncüsü, iktidar siyasi gündem olarak her sıkıştığında yaptığı gibi yargı eliyle, sansasyonel bir tutuklama ile gündem değiştiriyor. Berberoğlu’nun tutuklandığı gün, BM’nin serbest bırakılması için Türkiye’yi uyardığı ‘ByLock kullanmaktan tutuklu’ Uluslararası Ceza Mahkemesi yargıcı Sefa Uyar sessiz sedasız serbest bırakıldı. ByLock kullandığını, Masonik amaçla yazışmalar yaptığını itiraf eden Uyar’ın serbest bırakılması, ‘ByLock suç’ iddiasını tamamen çürütüyor. Ancak iktidar Uyar’ı serbest bıraktığı gün 189 avukatı ByLock kullanmaktan gözaltına almaya devam etti… Berberoğlu tutuklanarak bir hukuk skandalı kamuoyunun dikkatlerinden kaçırıldı…

***

Sebep yukarıdakilerden hangisi olursa olsun, gazetecilik suç değildir ve Berberoğlu’nun hukuksuz şekilde tutuklanması mazur görülemez.

CHP’li bazı isimlerin ve avukatların ‘F..Ö’ açıklamaları yersiz ve Berberoğlu’nun tutuklama gerekçesinde yer almıyor.

Hatta Can Dündar ve Erdem Gül’e yönelik ‘Terör örgütüne üye olmaksızın bilerek veya isteyerek yardım etme’ suçlaması özellikle dosyada başka bir davaya tefrik edilmiş…

***

Ana muhalefet partisi CHP’nin, 243 gazeteci ve 50 bin masum insanın tutuklu olduğu, 150 bin kişinin kamudan atıldığı, HDP’li eş başkanlar ve vekillerin hapse atıldığı ülkemizde çok daha önceden etkin tepki vermesi gerekirdi.

Berberoğlu’nun hukuksuz ve haksız tutuklanması umarım, ‘F..Ö’ yalanına sığınılarak yapılan ‘karşı devrim’e bir uyanma vesilesi olur.

***

Gazeteci Hakan Aygün’ün, Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından attığı seri tweetleri bu açıdan önemli buluyorum.

İşte gazeteci Aygün’ün o tweetleri;

Sözcü’ye yapılan infaza karşı bile Sözcü’nün içindeki sözde arkadaşlarımız hala “FETÖ’ye karşı AKP’ye tam destek” demeye devam edecekler mi?

Aynı kişiler şimdi de Cumhuriyet-Sözcü-Berberoğlu operasyonlarında “Fetöcülerin FETÖ’yle mücadeleyi sulandırması” bahanesine sığınıyorlar.

Çünkü başımıza bir şey gelmesin kaygısıyla, tıpkı Ergenekon kumpasından sonra olduğu gibi, AKP yerine sadece FETÖ’ye yıkmak işlerine geliyor.

Gerçek şu ki; Erdoğan Ergenekon davalarının ‘savcısı’ olduğu gibi Sözcü-Cumhuriyet-Berberoğlu operasyonlarının da savcısıdır!

Ergenekon ve Balyoz’dan yıllarca yatanların FETÖ’den de içeri alınacağı, sıranın ana muhalefet CHP’ye geldigi bir süreç başlamıştır…

***

Aygün’ün kendi medya mahallesine ilişkin ‘itiraf’ niteliğindeki tespitleri umarım siyaset mahallesinde de gerçeğe uyanışın habercisidir.

Umarım, Ulusalcıların ‘hırs ve intikam duygusuyla’ iktidarla el ele tüm ülkeyi daha fazla uçuruma sürüklemesine göz yumulmaz.

Umarım, merkez sol parti CHP de mahallesindeki gerçeğe uyanır ve iktidarın algı operasyonlarıyla perdelediği tüm muhaliflerine yönelik ‘insan avı’ bir an önce son bulur.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’ bu nedenle çok önemli.

Merkez sol parti, uzun bir aradan sonra hukuksuzlukları ve dikta tarzı yönetimi basit ama etkili bir eylemle ilk kez protesto ediyor.

Slogan tek ve basit: Adalet!

‘Tek Adam’ ve dikta rejimine sürüklenen Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan şey…

Umarım Kılıçdaroğlu’nun Gandi benzeri bu uzun yürüyüşü, sivil itaatsizlik tarzı barışa hizmet eden ve demokrasiye dönüşü hızlandıran etkin bir sonuç verir.

HENÜZ YORUM YOK