Beceriksizliğin ve pisliğin üstü ancak bayrakla örtülür

M. AHMET KARABAY | HABER YORUM 

Ülkeye yaşattıkları her büyük felaketten sonra, asıl konuyu tartışılması gereken noktadan alıp başka yere taşımayı yine yapacaklar. Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak’ın kuzeyinde 18 aydan bu yana devam ettirilen Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde birer gün arayla 6’şar asker kaybı yaşadı. Irak’ın kuzeyinde 12 askerin toprağa düşürülmesinden sonra da aynı şeyi yapıyorlar.

Olayın vahametini ise herkes siyasi pozisyonuna göre yorumluyor. Kimi terörün kökünün temizleneceğini, kimi hesabının sorulacağını, kimi askerin verdiği kayıpların sorumlularının ortaya çıkarılması gerektiğini irdeliyor.

Yitirilen canların ardından sırça köşkünde oturanlar daha önceleri olduğu gibi bir süre ahkam kesecekler, ardından da daha öncekiler nasıl unutulduysa bu da öyle unutulacak.

Herkes kendi bulunduğu mevzileri güçlendirmeye çalışıyor. Başkalarını itham etmeye gerek yok, bu satırları okuyan da unutacak, yazan da…

Onun için gözyaşı döküyor gibi görünenler, tarihteki “yığcılardan” farklı değil. Bugün ortalıkta feryat figan gibi görünenlerin, Türk töresinde cenazelerde para karşılığı gidip ağıt yakanlardan farkı yok.

KANUNİ’NİN RÜSTEM PAŞA’YA CEVABI

Osmanlı’nın 10. padişahı olan Kanuni sıfatlı Sultan Süleyman, halefi olarak hazırladığı Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi üzerine ağlamaktan perişan haldeyken yanına olayda dahli bulunan Sadrazam Rüstem Paşa gelir. Paşa’nın, “Hünkarım kendinizi bu kadar helak etmeyin” sözleri üzerine hükümdar şu cevabı verir: “Konuş Rüstem konuş. Ne devlet senin, ne evlat…” 

(Şehzade Mustafa’nın, Kanuni’nin yanlış kararı yüzünden öldürüldüğünü bilip ve devleti kendi malı görmesi sakatlığına takılmadan sözün özüne odaklanmak gerek.)

Başkalarının evlatları üzerine hesap yapanlar, ahkam kesmeye devam ederken, cephelerde toprağa düşenler hep yoksul halkın çocukları oluyor. Tıpkı 110 yıl önce olduğu gibi.

“Yemen yolu çukurdandır,
Karavanam bakırdandır,
Zenginimiz bedel verir,
Askerimiz fakirdendir.”

Saraylarda oturanlar, gariban çocuklarına reva görülen bu hayatı “kahramanlık” diye yüceltip kutsadıkları kadar kendilerini oldukları yerde rahat hissedecekler. Ama o bayrak, bu çocukları cepheye sürenlerin evine hiç asılmadı. “Kerpiç evleri yeniden yapacağız” diye vaatte bulunan vaatçilerse, dün olduğu gibi kahraman büyük devlet adamı sayılacak.

  • Şehit olduğu açıklanan 12 asker niçin 18 aydır orada?
  • Ölen askerlerin tamamına yakınını neden sıvasız, kerpiç evlerde oturuyor?
  • 911 km’lik Suriye, 534 km’lik İran, 378 km’lik Irak sınırına “Hiçbir teröristin geçmesi mümkün değil” diyerek beton diktiniz. Hâlâ sınırı güvence altına alamadınız mı?
  • Bütün bunlara rağmen milyarlarca lira parayı sınırdaki betonlara niye harcadınız?

gibi sorular soramaz bu ülkede. Maazallah müesses nizamın bugünkü bekçisi olan İslamcılar sizi vatan haini ilan ederler. Bir daha da belinizi doğrultamazsınız.

Başkaları üzerinden hesap yapmak insanın her zaman işine gelir. Bir işe kalkıştığınızda emek ve ortaya konulan sermaye sizin değilse o işi yapmak kadar kolayı olmaz. Tıpkı iktidarın bugün ülkeyi yönetme yöntemi gibi.

TERÖRÜ KINAMAYA İMZA ATTIN, ATMADIN UTANMAZLIĞI

Acıyı hayatları boyunca yüreklerinde taşıyanlar onlar olacak. Onlar evlatlarının, kardeşlerinin, babalarının yokluğunu yaşayacak. Onların dışındakiler sadece bu acıdan nasıl yararlanabileceğini düşünecek.

Bunda da farklı olmadı. İktidar partisi beceriksizliklerinin hesabının sorulmaması için inisiyatif aldı. “Terörü kınayacağız geçin arkama!” diye ortaya atıldı. “Teröre lanet bildirisi yayınlayıp konuyu geçiştirmeyin. Gelin konuyu Meclis’in kapalı oturumda tartışmalım.” diyenleri “Bunlar teröre destek veriyor.” diye yandaşlarının hedef tahtasına oturttular.

Lanetleyerek sorunu çözeceğini iddia edenler var hâlâ.

  • 40 yıldan bu yana lanetlerken kullanılmayan kelime,
  • Atılmayan slogan,
  • “Teröristler” diye nitelendirilenlere karşı savrulmayan tehdit mi kaldı?

İktidarın arkasına tesbih gibi dizilmediği için CHP’nin kendi yayınladığı benzeri yoldaki teröre lanet bildirisi, iktidarı ve yandaşlarını tatmin etmeyecek. “Terörü kınamıyor, lanetliyoruz” diyen anamuhalefet partisi, iktidar ve yandaşlarınca kamuoyunda “teröre destek veren parti” olarak suçlanacak.

Nitekim siyasetçisinden kalemşörüne kadar her cepheden salvo atışa başladılar. Çünkü en makullerinin bile hamuru aynı mayayla yoğrulmuş. Dilleri vicdanlarından gelen sese değil, satılmış beyninin efendisinin ona buyurduklarına tercüman oluyor.

SARIKAMIŞ FACİASININ YAŞANDIĞI GÜN

İlk saldırı 6 kayıp verilen gün 22 Aralık 2023, 1914’te yaşanan ve 60 bin askerin donarak öldüğü Sarıkamış faciasının 109. yıldönümüne denk geldi. Harekat bölgesinin nasıl olduğunu 21 Kasım 2023 tarihli kısa bir video tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor sanıyorum.

 

Tablo 109 yıl öncesinin aynısı değilse bile hayli benziyor. Sürdürülen faaliyetin adı Pençe-Kilit Operasyonu. Ne zaman başladı? 17 Nisan 2022’de. Emri veren Hulusi Akar’ın o zaman başında bulunduğu Milli Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinde operasyonun amacı ortaya konuyor.

Operasyonun amacı teröristlerin Zap bölgesine doğru kaçtığı, bunları etkisiz hale getirmek ve Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak olarak tanımlanıyor. Bu yapılmak durumunda çünkü, girişilen askeri eylem “operasyon” ise bunun süresinin sınırlı olması ve hedeflerinin belli olması gerekiyor. Çünkü askeri literatürde bir faaliyete “operasyon” denmesi için zaman ve hedefin net olması şartı var.

Emri veren şahıs, şimdi o görevden ayrılıp başka bir yere gitmişse ve operasyon 18 aydan bu yana devam ediyorsa bunun adı operasyon olmaktan öte başka bir isimle tanımlanır. Bu kadar uzun süreden bu yana bir bölgede bulunuyorsanız ve hâlâ birer gün arayla 6’şar kayıp veriyorsanız, bu işte bir sorun var, üstelik de çok büyük bir sorun var demektir.

DAVUTOĞLU OY İTİRAFINDA BULUNMUŞTU

Bu sorunların gündeme gelmesine asla izin verilmez. Yaşananları kullanmak ve buradan oylarını artırmaya varacak bir yol bulmak her zaman en doğrusu. İktidardakiler, bu kez de 10 Ekim 2015’teki gibi ölümlerden oy devşirmeyi seçmeyi seçecek.

Dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım 2015 seçimlerine üç hafta kala Ankara’da Gar Patlaması olarak tarihe geçen ve 103 insanın hayatını kaybettiği saldırı sonrasında çıkıp açıkça saldırının oylarını artırdığını söylemişti. Maalesef kirli çark böyle işletiliyor…

Terörle mücadelede silah, en az kullanılması gereken bir yöntem olduğu akıllara kazınmadığı sürece, bu kan 40 yıldan bu yana olduğu gibi akmaya devam edecek.

Maalesef, bugüne kadar hiçbir siyasi iktidar akan kanı kendi çıkarlarına bu kadar alet etmeye kalkamadı.

Hamaset onurlu duruşa tercih edildiği sürece terörle mücadelede mesafe almak mümkün olmayacak.

“Son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” diyenler, terörle mücadele yerine terörü nimet bilip ondan faydalanmayı seçiyorlar demektir.

Böyle bir nesil yetiştirdiler. Bu kızcağızı türünün tek örneği sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çevrenize dikkatli bakarsanız, bugünün dünden niçin iyi olmadığını daha iyi anlarsınız. Bu varlıklar varken iktidar kendini güçlü görmeye devam edecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Vallahi tespitleriniz çok doğru tam yerinde ancak hani “kendini buğday darısı sanan adama arkadaş sen darı olamazsın bak koskoca adamsın falan diyen dr. a adamın dr. bey iyide bunu tavuklara nasıl anlatacağız dediği” gibi. bu tespitleri bu millete nasıl anlatacaksınız bu milletin her defasında bu alçakların konforu için evlatlarımız feda olsun demeleri, sizin daha çok bu tür yazılar kaleme almanızı icab edecek maalesef!..

  2. Terör nedir, terörist kimdir, terör örgütü nedir, kim terör örgütü üyesidir? 7 yıldır terör örgütü üyesi diye yargılanıyorum. Bu ülkede terörist ilan edilmek çok kolayken, bunların terörist dediğine tekrar bakmak gerek. Başka bir devletin sınırını geçmiş, askeri müdahale yapıyorsun, oradakilerin de oturup kuzu kuzu beklyeceklerini mi sandın. Düpedüz bir savaşa soktun ülkeyi, karşında güçlü bir ordu olsa ülke çoktan işgal edilmişti.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin