Ana Sayfa HABER Bayramda Korona da bayram eder mi?

Bayramda Korona da bayram eder mi?

YORUM | Prof. Dr. Salih Hoşoğlu

Bayramlar bütün kültürlerde sevinç ve neşe zamanlarıdır ve bunun bir gereği olarak insanlar sevdikleriyle bir araya gelirler, o zaman dilimini büyük bir lezzetle değerlendirmeye çalışırlar. Aslında bayramlar bir toplumun kültürünün belki de en can alıcı parçalarından biridir. Kültürlere, dinlere, coğrafyalara göre değişse ve adları farklı farklı da olsa herkes bu bayram (yortu, karnaval vs.) günlerinde hayatın sıkıcı ve ağır yüklerinden bir miktar olsun kurtulmaya çalışır, en azından öyle hissetmek ister. Hepimizin çocukluğumuzda yaşadığımız bayramlara dair nostaljilerimiz vardır. Bu sanırım masumiyete, sorumlu olmamaya, karşılıksız sevgiye, dostlara ve memlekete bir özlemdir. Hele ülkenizden, sevdiklerinizden ve birçok imkanlarınızdan mahrum olarak uzaklarda yaşıyorsanız çocukluğunuzdaki bayramlar sizin için çok daha farklı şeyler ifade edebilir. Biz böyle hatıralarla ve nostaljilerle özlem gidermeye çalışsak da hayatın gerçekleri kendisini bize dayatıyor ve hükmünü icra ediyor. Kimileri özgürlüğe sahip olmayan kimileri de memleketinden çok uzaklarda yaşamak zorunda kalan bizler yine buruk bir bayramla sevinçlerimizi yaşamaya çalışacağız.

Yaşadığımız Korona salgını bize daha önce hiç tecrübe etmediğimiz yeni bir bayram yaşatacak gibi görünüyor. Altı aya yaklaşan dünya çapındaki salgında henüz tünelin ucu görünmüş değil. Virus bütün dünyanın gündemini o kadar yoğun şekilde meşgul etti ki bir anda bütün diğer gündemleri geri itti ve birinci sıraya oturdu. Ülkeler ve toplumlar temel karakteristiklerine uygun tepkiler verdiler, çözüm yolları denediler ve buna uygun kriz yönetimi sergilediler. Salgını başlangıçta hafife alanlar daha ağır bedeller ödediler ve ödemeye devam ediyorlar. Daha önceki bir yazımda kültürün hayatımızda ne kadar derin, önemli ve belirleyici olduğuna dikkat çekmiştim. İleri demokratik ülkelerin bazıları kültürlerinde zaten var olan sosyal mesafeyi iyi uygulayarak çok sınırlandırıcı olmayan, hafif tedbirlerle salgını kontrol etmeyi başardılar. Bazı ülkelerde hakim olan populist dalga salgınla mücadeleye de yansıdı ve başlangıçta popülist söylemlerle salgını atlatabileceklerini sandılar ancak onlar da bunun bedelini can kaybı ve ekonomik zararlarla ödediler, hala ödüyorlar. Demokrasiyi sindirmiş ülkelerin bir kısmı halkın duyarlılığı ile ciddi sokağa çıkma yasağı bile uygulamadan salgını yavaşlattılar. Buna karşılık bazı otoriter rejimler insanları evlerine kapattı ve hatta bazıları kapılarını bile çivilediler. Bunlardan bazılarında sokağa çıkanları polis copla kovaladı, hatta vurup öldürdü, bazılarında iyi organize edilmemiş, gerekli tedbirleri alınmamış şekilde belli yaşlara uygulanan sokağa çıkma yasakları ile insanların hayatları çekilmez hale getirildi. Başlangıçta tedbir almayanlar şimdi bayramlarda bile sokağa çıkma yasağı uygulamak zorunda kaldılar. Herkes kendi karakteristik kültürel özellikleri ile problemi çözmeye çalışıyor.

Müslümanlar yarından itibaren belki tarihlerinde hiç görmedikleri şartlarda bir bayram yaşayacaklar. Dinimizin bir gereği olan Bayram Namazını camilerde kılmak ve sonrasında dostlarımızla musafaha etmek ve kucaklaşmak hepimizin hasretle beklediği bir an olduğu halde bundan tamamen mahrumuz. Birçok ülkede mabetler kapalı, açık olanlarda da omuz omuza saf tutup Bayram Namazı kılmak mümkün değil. Birçok ülkede zaten belli sayıda kişiden fazlasının bir araya gelmesi yasak, dolayısıyla bayram namazı kılmak için ancak çok sınırlı sayıda kişi bir araya gelebilecek. Yasak olan ülkelerde gizlice böyle bir şeye kalkışmak hem kendimizi hem de dostlarımızı doğrudan riske atmak olacağı için dikkatle uzak durulması gereken bir davranıştır. Evet hakikaten kültürümüzün de bir parçası olan bu mübarek günde yaşça bizden büyük olanları ziyaret etmek ve bayramlarını kutlamak bizim olmazsa olmazlarımızdan biridir. Ancak salgının önlenebilmesi için temasların ve ziyaretlerin asgariye indirilmesi de bir zorunluluktur. 

Zira SARS-Cov2 virüsünü taşıyan ve hiç belirti vermeyen çok büyük bir kitlenin bulunduğunu biliyoruz. Bilimsel çalışmalar yeni tip Korona virüsünün bulaştığı kişilerin bir kısmının hiç belirti vermediğini, tıbbi terimle asemptomatik olduğunu bildiriyorlar. Virüse musab oldukları ve testleri pozitif çıktığı halde hiç belirti vermeyenlerin oranı farklı yerlerdeki çalışmalarda yüzde 30 ile yüzde 96 arasında değişmektedir. Sosyal mesafenin ortadan kalktığı bayramlaşma gibi ortamlarda bu taşıyıcı kişilerden birisinin bile onlarca hatta yüzlerce kişiyi enfekte edebileceğini dikkate almak zorundayız. Yaşadığımız bu kısa ama çok acı tecrübeler döneminde tek bir kişinin yüzlerce hatta binlerce kişiye hastalık bulaştırdığını hep beraber gördük. Henüz hastalıktan koruyucu bir aşı geliştirilemedi ve bu konuda bir netlik bulunmuyor. En iyimser tahminler bile bu senenin güz aylarından önce etkili bi aşının uygulamaya girebileceğini söylemiyorlar. Hastalığı tedavi edeceğini düşündüğümüz ilaçlar da maalesef sadra şifa olmadılar. Her ne kadar bir kısım şarlatanlar yerli ve milli ilaç yapma iddialarıyla safları ve cahilleri avlasa da henüz elde yeni geliştirilmiş bir ilaç yok. AIDS ve Sıtma tedavilerinde kullanılan bazı ilaçlar çaresizlikten kullanılıyor ama bilimsel olarak etkinlikleri gösterilemedi. 

Bütün bu bilgiler ve bulgular ışığında bizler bu bayramı iç içe kalp kırıklıkları ile evlerimizde sanal ortamları kullanarak sesli ve görüntülü uzaktan bayramlaşmalarla geçirmek zorundayız. Aksi takdirde bizim bayramımızla birlikte Korona’ya da bayram yaptırabiliriz. Özellikle yaşlı nüfusun daha fazla tehlikede olduğunu dikkate almak durumundayız. Bayramın en önemli ritüellerinden olan yaşlı ziyareti ve bayramlaşması bizi daha sonra yaşlılarımızdan tamamen mahrum edebilir. Hiçbirimiz böylesi bir sorumluluğu üstlenmek istemeyeceğinden eminim. Evlerimize kapandığımız veya ihtilattan men edildiğimiz bu zaman dilimini tefekkür ve okumalar ile yeni bir başlangıca vesile edebiliriz. Belki değerlendiremediğimiz imkanlarımızı ve kıymetini bilemediğimiz bayramlarımızı düşünür, bu sükunet zamanında kendimizi daha iyi tanır ve bayram sonrasında yapmamız gereken işlerimize daha hazır hale gelebiliriz. Herkese sevdikleriyle geçirecekleri nice bayramlar diliyorum.


Kaynaklar

http://med.stanford.edu/content/dam/sm/id/documents/COVID/AsymptCOVID_TransmissionShip.pdf

https://www.scripps.edu/science-and-medicine/translational-institute/about/news/sarc-cov-2-infection/

HENÜZ YORUM YOK